Gazete Kritik Gündem İmamoğlu’nun “Bilirkişi Davası” ertelendi... Gökhan Günaydın: Adaletin olmadığı süreç, siyasi dizayn çabasıdır

İmamoğlu’nun “Bilirkişi Davası” ertelendi... Gökhan Günaydın: Adaletin olmadığı süreç, siyasi dizayn çabasıdır

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Ekrem İmamoğlu’nun duruşmasının ardından Silivri’de adaletin işlememesi üzerine eleştirilerde bulundu. HSK’nın soruşturma başlatması gerektiğini vurgulayan Günaydın, sürecin hukuksuzlukla dolu olduğunu ifade etti. Adaletin er geç yerini bulacağını söyledi.

CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, partisinin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun “Bilirkişi Davası” sonrası Silivri’de açıklama yaptı. Günaydın, “Buraları tarih yazacak. Tarih burada dik duranları yazacak. Tarih burada iş birliği yapanları, hukuku çiğneyenleri de yazacak. Siyaset, mahkeme koridorlarından, adliye koridorlarından, cezaevlerinden dizayn edilemez. Er geç adalet, hukuk yerini bulacak. Bugün ayarını bozduğunuz kantar yarın sizi tartar” dedi.

CHP’nin cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu, S.B isimli bilirkişiye yönelik sözleri nedeniyle yargılandığı davanın üçüncü duruşmasında, tutuklu bulunduğu Silivri’de hakim karşısına çıktı. Duruşma, savcılığın esas hakkındaki mütalaasını hazırlaması için 30 Mart 2026 tarihine ertelendi. Duruşma sonrası cezaevi önünde gazetecilere açıklama yapan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, celse arasında hakim değişikliğine gidilmesini eleştirdi, "Ekrem Başkan’la ilgili bütün davalarda eğer siz celse arasında hakim değiştiriyorsanız sizin için doğal hakim ilkesi bir anlam ifade etmiyor demektir. Adil yargılama ilkesi bir şey ifade etmiyor demektir" dedi. Günaydın şunları söyledi:

“‘Çağdaş bir ülkede HSK’nın soruşturma başlatması lazım. Bu iddialar doğru mudur, bu bilirkişinin durumu bu mudur ve neden bütün İBB’yle ilgili davalara bu bilirkişinin raporları etki ediyor, niye sadece bundan istiyorsunuz raporları’ diye sorması gerekirken bu basın toplantısını yapan Ekrem İmamoğlu’na karşı dava açtılar. Dava neymiş? Kamu görevi yapmaya çalışan bilirkişiyi etkilemeye gayret etmek. Peki o bilirkişi daha evvel, yani Ekrem Başkan bu basın toplantısını yapmadan evvel raporlarını sunmuş muydu? Sunmuştu. Sunulan rapor ortadayken bilirkişiyi nasıl etkilemeye çalışırsınız? Hani o raporu sunmadan evvel o basın toplantısını yapmış olsa diyeceksiniz ki ‘belki bir ihtimal’ ama zaten raporlar sunulmuş. Dolayısıyla tümüyle bir absürtlük, kumpas var orta yerde. Bu çerçevede Ekrem Başkan 1 saat 15 dakikalık ifadesinde, yargılamasında bütün bunların altını çizdi. Sonra çok önemli bir şey yaptı. ‘Benimle ilgili bütün davalarda hakimler değişiyor’ dedi. Doğal hakim ilkesi, bir kişi suç işlediği zaman suç işlemeden evvel belli olan mekanizmaların önüne çıkar ve orada hakim kimse onun tarafından yargılanır.

“Celse arasında hakim değiştiriyorsanız adil yargılama ilkesi bir anlam ifade etmiyordur”

Ekrem Başkan’la ilgili bütün davalarda eğer siz celse arasında hakim değiştiriyorsanız sizin için doğal hakim ilkesi bir anlam ifade etmiyor demektir. Adil yargılama ilkesi bir şey ifade etmiyor demektir. Hepsinde oldu da bu dava üzerinde söyleyeyim. Bu davada da 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde duruşma yapılıyor. Bunun hakimini aldılar, 10. Asliye Ceza Mahkemesi’nin gönderdiler. Buraya da 3. Ağır Ceza Mahkemesi’nin heyet üyesini mahkeme başkanı olarak atadılar. Bunu bile öyle zamansız yaptılar ki görevine başlayamadan hakim, 20. Asliye Ceza Mahkemesi hakimi geçici olarak bu davaya baktı. Biz de dedik ki ‘Acaba geçici hakim dosyaya hakim olabilmiş mi’. İşte bunun da bir ayrıntısını görmüş olduk. 12 Haziran’daydı bunun ilk duruşması. O duruşmadan bir gece evvel Çağlayan’dan Silivri’ye almışlardı. Bir gece evvel bu değişikliğin uygun olmadığını söyleyerek Ekrem Başkan duruşmaya katılmamıştı.

“Adaletin olmadığı süreç kasıtlı olarak işletiliyor”

Bir sonraki celse 26 Eylül’de yapıldı ve duruşma görüldü. 3. celse bugün 12 Aralık tarihinde geçici hakimle beraber yapıldı. Geçici hakim savcıya döndü, mütalaa istedi. Mütalaanın da 30 Mart’ta verilmesine karar verildi. Yani nereden baksanız hukukun olmadığı, adaletin olmadığı bir süreç kasıtlı olarak işletiliyor ve buralardan, Silivri’den siyaseti dizayn etme çabasını görüyoruz. Silivri’ye baktığınızda otoparkta Avrupa’nın en büyük cezaevi yapılıyor. Ekrem Başkan bunu da eleştirdi. ‘Silivri’de bir Yassıada mekanizması kurmaya çalışıyorsunuz’ dedi. Avrupa’nın en büyük duruşma salonunu yapmaya çalışmak maharet midir. Acaba buradaki duruşma salonlarında mevcut yargılamalar yapılamaz mı? Teknoloji buna izin vermiyor mu? Bakın TOKİ’nin sesleri geliyor. Tam da işte o duruşma salonunun yapımına ilişkin sesler. Hangi tarihe yetiştireceksiniz? TOKİ neden acaba yurt, kreş, yoksullara ev yapmıyor da burada cezaevi yapmakla uğraşıyor. Bir ayrıntıyı da cezaevleri üzerinden vereyim. Şu anda Türkiye’de cezaevlerinin kapasitesinin 40 bin üzerinde hükümlü ve tutuklu var. Devam eden dosyalarda aşağı yukarı 800 bin insan yargılanıyor. Bu 800 bin insanın yarısı ceza alsa, ki Türkiye’nin ortalaması maalesef böyle. Bu cezaevi kapasitesinden daha fazla ilave kapasiteye ihtiyacınız var. Ne yapacaksınız? Bütün Türkiye’yi cezaevleri mi dolduracaksınız? Yoksa insanları son derece yanlış infaz kararlarıyla tamamen suçunu, cezasını çekmeden serbest mi bırakacaksınız?

“Ergenekon’da bile basın toplantısı vardı”

Acaba Türkiye’de neden uyuşturucu suçları patladı? Neden acaba çete suçları Türkiye’de patladı? Siyasi davalar neden patladı? Bunun hükümetin izlediği politikayla bir alakası var mıdır? Bütün bunları mutlaka konuşmamız ve değerlendirmemiz gerekiyor. Silivri’den sesleniyorum. Burada onlarca basın mensubu, siyasetçi var. Burada arkamız buğday tarlası, TOKİ’nin inşaat sesleri geliyor. Bir basın toplantısı salonu bile yok. Biz yol kenarında açıklama yapmaya çalışıyoruz. Tarihin gördüğü bundan önceki en ağır yargılama olan Ergenekon’da bile basın toplantısı vardı, salonu vardı ama burada salon bile yok. Buraları tarih yazacak. Tarih burada dik duranları yazacak. Tarih burada iş birliği yapanları, hukuku çiğneyenleri de yazacak. Siyaset, mahkeme koridorlarından, adliye koridorlarından, cezaevlerinden dizayn edilemez. Er geç adalet, hukuk yerini bulacak. Bugün ayarını bozduğunuz kantar yarın sizi tartar.”

“Tensibi ertelemek adil yargılamanın baştan ihlalidir”

İBB davasına ilişkin duruşma tarihi verilmemesine ilişkin soruya Günaydın, şu yanıtı verdi:

“İddianameyi daha dün gece UYAP’a yükleyebildiler. İddianame çıktı ama UYAP’a yüklenmedi. Elbette elektronik ortamda olmayınca sözcük taratma da dahil olmak üzere önemli eksiklikleri olan bir yapı idi. Peki iddianame sunuldu, tensip ne zaman çıkacak? Yani tensip çıkmalı ki duruşma tarihi belli olsun. Hangi ağır ceza mahkemesinde görüleceğini biliyoruz, 40. Ağır Ceza Mahkemesi. Başka bir şey daha biliyoruz. O heyetin yanına ikinci bir heyet atadılar. Yani diyorlar ki işi garanti edelim. Ya niye tensibi yazmıyorsunuz? Tensibi yazacaksınız ki tensiple beraber aslında hiç tutuklu olmaması gereken ama bugüne kadar tutuklu olan insanların tahliye edilme umudu var. Bu insanların çolukları çocukları var. Daha ne kadar bu insanları içeride tutacaksınız? Tensibi ertelemek demek adil yargılamanın en baştan ihlal edilmesi anlamına gelmektedir.

“Yargılamanın inşaatını beklediği herhalde yalnızca Türkiye’dedir”

Tensibin belirli süreleri var. O süre içerisinde tensibin verilme zorunluluğu da var. Ben bu duruşma salonunun yetişmemesi durumunda mahkemenin nasıl başlayacağını bilmiyorum. Mahkeme başlayamayacaksa o zaman bu duruşma salonunun inşaatına bakacağız ki biz yargılama başlayabilsin. Böyle bir saçmalık olabilir mi? Bir kere daha söylüyorum. Teknolojinin verdiği çeşitli olanaklar vardır. Bir salonda tutuklu sanıkları alırsınız. Diğer salonda tutuksuz sanıkları alırsınız. SEGBİS’le ikinci salona yansıtırsınız. Bunun kararını alırsınız ve yargılamaya başlayabilirsiniz. Bütün bunlar memleketin ne kadar kumpaslarla yönetildiğinin açık kanıtı niteliğindedir. Yargılamanın mahkeme salonu inşaatını beklediği durum herhalde dünyada yalnızca Türkiye’dedir.”

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *