Gazete Kritik Gündem SKUP Türkiye Projesi sona erdi; sürdürülebilir kentsel hareketlilik için yeni vizyonlar belirlendi

SKUP Türkiye Projesi sona erdi; sürdürülebilir kentsel hareketlilik için yeni vizyonlar belirlendi

SKUP Türkiye Projesi, Türkiye Belediyeler Birliği'nin katkılarıyla sona erdi. Proje, kentsel hareketlilikte sürdürülebilirlik ve sosyal adalet konularında önemli bilgiler sağladı. Ayrıca, Beyaz Kitap gibi belgeler, yerel yönetimlerin stratejik rolünü güçlendirdi ve afet dayanıklılığı üzerinde duruldu.

Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) Genel Sekreteri Suat Yıldız, SKUP Türkiye Projesi'nin resmi olarak sona erdiğini belirtirken, bu projenin şehirlerin geleceğini etkileyecek önemli izler bıraktığını ifade etti. Yıldız, oluşturulan bilgi birikiminin ve kurumsal etkileşimlerin sürdürülebilir kentsel hareketlilik adına kalıcı bir referans noktası olacağını vurguladı. TBB'nin bu yaklaşımı yaygınlaştırma kararlılığını da dile getirerek, şehirlerin her köşesine ulaşmayı hedeflediklerini belirtti.

Uluslararası Kentsel Hareketlilik Konferansı ve SKUP Türkiye Projesi'nin kapanış etkinliği, Ankara Bilkent Otel’de gerçekleştirildi. Bu etkinlikte, şehirlerin geleceğini şekillendirecek olan sürdürülebilir kentsel hareketlilik vizyonu paylaşıldı. Etkinlik, 12 oturumda yerel yönetimlerden uluslararası paydaşlara kadar geniş bir yelpazede katılımcılara kapsamlı bir diyalog imkanı sundu. Yıldız, bu etkinliğin, şehirleri daha yaşanabilir, erişilebilir ve dirençli hale getirmek adına değerlendirme fırsatı sunduğunu ifade etti.

SKUP Türkiye Projesi kapsamında yapılan çalışmaların sonuçlarının, Türkiye'nin sürdürülebilir kentsel hareketlilik geleceğine büyük katkı sağlayacağına dikkat çekildi. Yıldız, bu projenin yalnızca ulaşım sorunlarıyla değil, aynı zamanda çevresel dayanıklılığın artırılması ve sosyal adaletin tesis edilmesiyle de ilgili olduğunu özellikle vurguladı. Son üç yıl boyunca yapılan çalışmaların yalnızca bir proje değil, uzun vadeli bir dönüşüm hedeflediği belirtildi.

Projenin, Türkiye Belediyeler Birliği tarafından yalnızca bir iştirakçi olarak değil, aynı zamanda yönlendirici ve vizyoner bir aktör olarak sahiplenildiğinin altı çizildi. Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti tarafından ortaklaşa finanse edilen bu projenin, yerel yönetimlerin sürdürülebilir kentsel hareketlilik alanında stratejik birer aktör haline gelmelerini sağladığı ifade edildi. Yıldız, bu projenin belediye kapasitelerini güçlendirmek için bir katalizör gibi işlev gördüğünü belirtti.

SKUP Türkiye Projesi'nin en önemli çıktılarından biri, veri odaklı bir politika çerçevesi sunan 'Beyaz Kitap' oldu. Bu belge, kentsel hareketlilik adına uygulayıcılar için bir rehber niteliğinde. Bunun yanı sıra, yapılan eğitimler ve oluşturulan kaynaklar, belediyelerin sürdürülebilir kentsel hareketlilik politikalarını şekillendirmeleri için önemli bir zemin sağladı. Yıldız, eğitim süreçleri sonrasında iştirak eden belediyelerin sadece uygulayıcı değil, aynı zamanda bu politikaların liderleri haline geldiğini belirtti.

Yıldız, sürdürülebilir kentsel hareketlilik planlarının etkili bir şekilde uygulanabilmesi için güçlü bir vatandaş katılımının gerektiğini vurguladı. Avrupa ile eş zamanlı olarak kutlanan Avrupa Hareketlilik Haftası'nın, toplumla doğrudan iletişim kurulmasına imkan sağladığını ifade etti. Bu bağlamda, Türkiye Belediyeler Birliği’nin yürüttüğü projelerin, geniş katılımlı platformlar oluşturma yönünde önemli adımlar attığını dile getirdi.

AB Türkiye Delegasyonu Görüşleri

Türkiye’nin bu alandaki girişimlerinin önemine değinen AB Türkiye Delegasyonu Başkan Yardımcısı Jurgis Vilginskas, projenin başarısının temelinin Türkiye'nin sürdürülebilir kentsel hareketlilik adına oluşturduğu Beyaz Kitap olduğunu belirtti. Vilginskas, 2050 yılına kadar ulaşım emisyonlarının yüzde 90 oranında azaltılması hedefinin, Avrupa'nın genel sürdürülebilirlik hedefleriyle örtüştüğünü vurguladı. Türkiye’nin bu hedeflere ulaşılması açısından da büyük bir dönüşüm yaşayacağına dikkat çekti.

Vilginskas, Türkiye’deki kentsel ulaşım sistemlerinin sadece sürdürülebilir değil, aynı zamanda afetlere karşı dayanıklı olması gerektiğini vurgulayarak, Şubat 2023'te yaşanan depremlerin bu konudaki önemini gözler önüne serdi. Türkiye'nin, yeni altyapılar oluştururken daha fazla dayanıklılık standartı belirlemesi gerektiğini belirtti. Bugün olması gerekenden daha fazla önlem almanın, hem insan hayatını korumada hem de şehirlerin yaşanabilirliğini artırmada kritik bir konu olduğunu ifade etti.

 

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *