Birinci Basamak Sağlık Çalışanları Birlik ve Dayanışma Sendikası'nın Genel Başkanı Ahmet Mehlepçi, sağlık sistemindeki sorunların sağlık çalışanları tarafından değil, mevcut yönetim anlayışı ve uygulamaları nedeniyle ortaya çıktığını belirtti. Mehlepçi, yaptığı açıklamada, sağlıkta yaşanan gecikmelere ve muayene randevularındaki uzun bekleme sürelerine dikkat çekerek, “Bir yıl sonraya verilen MR randevuları ve iki yıl sonra yapılacak ameliyat tarihlerinin sorumluluğu bizlere ait değil,” dedi.
Mehlepçi, Sağlık Bakanlığı'nın aile hekimliği uygulamalarında sağlık çalışanlarını aşağılayan bir tutum sergilediğini belirtti. Sürekli değişen yönetmelikler ve ardı arkası kesilmeyen maaş kesintilerinin, sağlık hizmetlerinin sürdürülebilirliğini tehdit ettiğini ifade etti. Her gün artan maddi problemlerin ve iş yükünün yanı sıra, iş tatminsizliği de sağlık çalışanlarının motivasyonunu olumsuz etkiliyor. Sağlıkta yaşanan bu aksaklıkları dile getiren Mehlepçi, "Çalışanları anlamayan ve önemsemeyen bir anlayış, halk sağlığını da ciddi şekilde tehlikeye atıyor" diyerek durumu eleştirdi.
Birinci basamak sağlık hizmetlerinin insanların sağlığını koruma sorumluluğunun büyük olduğunu vurgulayan Mehlepçi, mevcut sistemin bu görevlerin yerine getirilmesine engel olduğunu açıkladı. Sağlık hizmetlerinin en temel kaynağı olan birinci basamak, hastalıklardan korunma ve sağlıklı yaşam tarzları sunma konularında kritik öneme sahiptir. Ancak, bakanlığın bu alanı doğru yönetememesi nedeniyle, sağlık çalışanları bu görevlerini yerine getiremez hale gelmektedir. Mehlepçi, "Birinci basamağın asli görevi, sağlıklı bir toplum yaratmaktır. Fakat mevcut sistem bu kararlılıktan uzak." ifadelerini kullandı.
Mehlepçi, sağlık çalışanlarının karşılaştığı bir diğer sorun olan performans baskısını da gündeme getirdi. Hastaların tedavi süreçlerinin aksaması, ilaç yazımındaki belirsizlikler gibi konuların, maaş kesintileriyle birleştiğinde sağlık çalışanlarının çalışma motivasyonunu düşürdüğünü söyledi. Sağlık emekçilerinin, sıkı ve zorlu koşullarda çaba gösterdiğini ancak bu koşullar altında süregelen kesintilerin adalet anlayışını zedelediğini belirtti. İş bırakma eylemleri ve basın açıklamaları ile yaşanan sorunlara dikkat çekmeye çalıştıklarını da sözlerine ekledi.
Mehlepçi, sağlıkta dönüşüm politikalarının, sağlık sistemini daha kötü bir duruma sürüklediğini ifade etti. Randevu sisteminin ciddi şekilde bozulduğunu ve hastaların muayene veya tedaviye ulaşma konusunda büyük zorluklar yaşadığını dile getirdi. “Bugün, MR ve ultrason randevuları altı ay ile bir yıl sonrasına veriliyor. Biz sağlık emekçileri, bu sorunlardan sorumlu değiliz,” diyerek mevcut sorunların gerçek nedenlerine dikkat çekti. Mehlepçi, sağlık politikalarının yanlış yönetimi sonucunda sağlıkta büyük bir kriz yaşandığını sözlerine ekledi.
Son olarak, Mehlepçi, aile sağlığı merkezlerinde çalışan sağlık personelinin insan onuruna yakışır bir yaşam için yeterli maaş talep ettiğini belirtti. Emekliliğe yansımayan, performansa dayalı olmayan ve yoksulluk sınırının üzerinde bir maaşın gerekliliğini vurguladı. Sağlık çalışanlarının bu taleplerinin göz ardı edilmemesi gerektiğinin altını çizen Mehlepçi, bu durumun yalnızca çalışanları değil, dolaylı olarak hastaları da etkilediğini ifade etti. “Bizlerin talepleri, halk sağlığını doğrudan etkilemektedir,” diyerek çağrıda bulundu.
