Kılıçdaroğlu: 20 Temmuz sivil darbe tarihidir; halktan habersiz anayasa değiştirilemez

Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında konuşuyor

GÜNDEM 10.01.2017, 14:20 10.01.2017, 14:20
Kılıçdaroğlu: 20 Temmuz sivil darbe tarihidir; halktan habersiz anayasa değiştirilemez

T24’te yer alan habere göre, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi'ndeki anayasa değişikliği görüşmelerine ilişkin ""Anayasa değişikliği yapılacak TBMM'nin önünde TOMA'lar var. Halktan habersiz anayasa değiştirelemez. Böyle bir ortamda anayasa değişikliği olur mu?" dedi. Kılıçdaroğlu, 15 Temmuz darbe girişiminden 5 gün sonra ilan edilen OHAL'e ilişkin olarak da "20 Temmuz sivil darbe tarihidir" dedi.

 

CHP lideri, Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu lideri Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetkinin bir kişiye verileceğini belirterek "Mustafa Kemal'e verilmeyen yetki El Nusra'nın, IŞİD'in, herkesin kandırdığı bir adama verilecek" yorumunu yaptı.

 

Partisinin grup toplantısında konuşan Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

 

Anayasanın birinci maddesi hakimiyet milletindir yazar, 1921 anayasası. İnönü zaferinden 10 gün sonra. O zafer kazanılmasaydı belki de birinci madde böyle yazılmayacaktı. O savaş kolay kazanılan bir savaş değildir. Verilen savaş mücadelesi gerçekten de zor koşullardı verildi. Değerli arkadaşlarım, o insanlar büyük mücadelelerden sonra Cumhuriyet'i kurdular.

 

Egemenliğin halka ait olduğunun tescil edilmesidir, vatandaş padişahın kulu değil, özgür bir bireydir artık. Herkes yasalar çerçevesinde cumhuriyetin verdiği güven içinde görevinin başında olacaktır. Cumhuriyet böyle şartlarda kuruldu arkadaşlarım. Mustafa Kemal Atatürk'ün bir cümlesi vardır, bugünlerin daha iyi değerlendirilmesi açısından söylüyorum;

 

"Milletimizin başına gelen bütün felaketler, kendi talih ve geleceklerini başka birinin eline vermesinden kaynaklanmıştır. Bu kadar acı tecrübeler geçiren milletin bundan sonra egemenliği bir kez daha tek bir kişinin eline vermesi mümkün değildir" 

 

Şimdi, gündemimizde bir anayasa değişikliği var. Yaşadığı sıkıntıları bilmeyen geleceğini sağlıklı inşa edilemez. Bir anayasa görüşmesi var, dün milletvekili arkadaşlarım olağanüstü bir performans gösterdiler.

 

CHP adına önceki genel başkanımız sayın Deniz Baykal tarihe geçecek bir konuşma yaptı. Biz kendi çıkarımız için değil, partimizin de çıkarı için değil, bu milletin çıkarı için mücadele eden bir partiyiz.

 

Çok partili hayatı bu ülkeye getiren partiyiz. Herkesin düşüncesine saygı duyan bir partiyiz. Dolayısıyla bizim adımıza konuşan önceki genel başkanımız CHP'ye yakışan tarihe not düşen  bir konuşma yapmıştır.

 

 

Bir ülkede demokrasi varsa özgürlük vardır. Bakın bu ülkenin hapishanelerinde 147 gazeteci var, bunların çoğu gazetecilik yaptıkları dönemde CHP lehine bir cümle kurmamışlardır. Ama biz onların haklarını savunuyoruz, düşüncelerine katılmasak bile düşüncelerini açık açık paylaşabilecekleri bir ortam yaratmak istiyoruz.

 

Herkes düşüncesini özgürce açıklayabilmelidir. Anayasa değişiklikleri neden önemlidir? Çünkü anayasalar bir toplumun uzlaşma belgeleridir. Nerede yaşarsa yaşasın. Cinsiyeti ne olursa olsun, kimliği, eğitim düzeyi ne olursa olsun her vatandaş anayasa kitapçığını ele aldığında bu benim anayasam diyebilmelidir. 

 

"20 Temmuz sivil darbe tarihidir"

 

Benim bir anayasal hakkım varsa bu hakkımı güvence altına alabilmeliyim, anayasa bunu sağlıyor. 1789 İnsan ve Yurttaş Hakları Bildirgesi şunu söyler; hakların güvence altına alınmadığı ve güçler ayrılığının belirlenmediği bir toplumun anayasası yoktur. Güvence altına haklar nasıl alınır, güçler ayrılığı ilkesiyle. Yetkinin bir kişine toplanmadığı durumlarda haklar güvence altına alınır. Örneğin, devletin bir muamelesiyle karşılaştınız ve onun haksız olduğun a inanıyorsunuz ne yapacaksınız, hakkınızı arayacaksınız. Yargı bağımsız değil ve bir kişinin elinin altındaysa siz hakkınızı alamazsınız.

 

Yasama yürütme yargı; biri diğerini denetleyecek. O zaman biz anlayacağız ki bu anayasa bizim anayasamızdır. Hem bana hak veriyor hem bana verdiği hakları güvence altına alıyor. Şimdi, yine bazı vatandaşlarımız "Bir kişiye verelim ne olacak ülkeyi yönetsin" diyebilir. Kavgasız, dövüşsüz bir yönetimin örneği yoktur arkadaşlar. En son örneği Hitler'di. Kendisinin hukuk danışmanı hatta şunları söylemişti; bir konuda karar vermeniz gerekiyorsa Führer'e bakardınız, o nasıl karar verecekse öyle karar verirdiniz. Almanlar, yeni bir anayasa yazarken direnme yasasını anayasa koymuşlardır. Başka bir seçenek yoksa haklar direnmek zorundadır. Anayasalar değişmez mi elbette değişir. En güzel örneğini vereceğim size, Ecevit'in başbakanlık yaptığı dönemde anayasanın 38 maddesi değişmiştir.

 

"Halktan habersiz anayasa değiştirilemez"

 

Anayasa Uzlaşma Komisyonu oluşturmuştur, partilerin TBMM'deki milletvekili ağırlıklarına bakmaksızın her parti eşit sayıda temsilci versin. Oturalım hep birlikte anayasa değişikliği yapalım. Anayasa dayatma şeklinde olmaz, uzlaşma kültürü olmalıdır. Oylama yapılırken "Ben evet oyu kullanıyorum" diyen biri var mıdır orada? Hayır. Herkes gitmiştir, oyunu vermiştir. Şimdiye bakıyorum, anayasa değiştirecek ortam var mı? OHAL var. Kimse korkudan konuşamıyor, her an herkes tutuklanabilir, her an herkesin mal varlığına el konabilir. Anayasa değişikliği yapılacak TBMM'nin etrafında TOMA'lar, polis araçları... Ya ne oluyor savaş mı var, TBMM'ye saldırı mı var?

 

Böyle bir ortamda biz anayasa değiştiriyoruz. Ulusal Kurtuluş Savaşımızda böyle bir şey oldu mu? Üniversiteler, rektörler, barolar konuşamıyor. Dün Ankara Baro Başkanı konuşma yapacak, kıyametler kopuyor nasıl açıklama yapar diye. Niye korkuyorsunuz açıklamasını yapsın. Bu ortamda biz anayasayı değiştireceğiz diyorlar. Anayasada ne değişecek, kimsenin haberi yok. İktidar partisine televizyonlardan canlı yayın verin diyoruz, vermem diyorlar. Vatandaşın bilgisi olması lazım. Böyle bir ortamda, dayatma kültürüyle halktan habersiz anayasayı değiştirmek istiyorlar. 15 Temmuz kontrollü darbe girişiminden sonra 20 Temmuz'da sivil darbe yapıldı. Kimse unutmasın bunu. 20 Temmuz'dan sonra bakın neler oldu.

 

On binlerce kişi memuriyetten atıldı, binlerce kişi üniversitelerden atıldı, 147 gazeteci tutuklandı, er ve erbaşlar hapse atıldı. AYM dahil siyasal iktidara teslim oldu, demokrasi ve hukuktan vazgeçti. Bir milyondan fazla mağdur aile yaratıldı. İnsanlar açlığa mahkum edildi. Hiçbir dönemde söylenmeyen şu cümle kuruldu; açlarsa ağaç kökü yesinler. Bunu söyleyen insan zaten insan olamaz. Şimdi yeni anayasa yapacağız diyorlar, niye yapıyorlar? Düne kadar yoktu. Birden bire niye çıktı ortaya. 

 

Yüzde 51 ile seçilen cumhurbaşkanına milletin yüzde yüzünü temsil eden TBMM'ye feshetme yetkisi verilmek isteniyor. Aklını kullanan bir insanın kabul edeceği bir değil. Milli iradeye ihanettir bu. Millet seçti bu vekilleri, her partiden insan var. Bir kişi çıkıyor, yüzde 51 oy almış yüzde 100 oy almış bir meclisi feshediyor. Dünyada böyle bir örnek var mı? Mustafa Kemal Atatürk'e verilmeyen yetki, ülkeyi felakete sürükleyen birine verecek. Üstelik hem FETÖ, hem PKK, hem IŞİD'in kandırdığı birine bu yetki verilecek. "

Yorumlar (0)