Karadeniz İsyandadır Platformu: Doğa için 'hayır' olsun

Karadeniz İsyandadır Platformu, başkanlık referandumunda ‘Hayır’ diyeceklerini açıkladı.

GÜNDEM 03.03.2017, 17:27 03.03.2017, 17:27
Karadeniz İsyandadır Platformu: Doğa için 'hayır' olsun

Birgün’de yer alan habere göre,  Yıllardır farklı siyasi görüşten kişilerle doğa ve yaşam alanları için mücadele ettiklerini ifade eden Platform, “Bu zaman içerisinde çevre alanında hukuki süreçlerin birçok kez değiştirilmesine şahit olduk, doğayı şirketlerin tekeline açacak olan tasarılara karşı elimizden geleni yapmaya çalıştık. Ancak bu sefer durum farklı. Bu sefer ne bir yasa değişikliği, ne de bir yönetmelik değişikliği söz konusu” ifadelerini kullandı.

Anayasa değişikliğinin Karadeniz’in kaderini değiştirecek etkide olduğunu ifade eden Karadeniz İsyandadır Platformu, açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
Cumhurbaşkanlığı sistemi, diye sunulan bu değişiklik maalesef dünyadaki ‘benzer’ örneklere de hiç benzemiyor. Demokrasinin sacayağı olan yasama, yürütme, yargı fiilen tek kişide toplanıyor. Tek kişiyi denetleyecek etkili bir mekanizma ise öngörülmüyor.

‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ ile yasamaya ait yetkiler büyük ölçüde ‘tek kişi’ye devredildiği, OHAL kararnamelerinin bile tabi olduğu sınırlara tabi olunmayacağı için; OHAL sisteminden daha ileri bir uygulama, genel idare sistemi haline gelmiş olacaktır.

Yasama, yürütme ve yargının “tek kişi”ye bağlandığı böyle bir sistemde yürütmenin, ne yasama yolu ile etkin bir denetiminden ne de HSYK’nın oluşumu nedeni ile yargısal yollarla denetiminden söz edilemeyecektir. Neticede bağımsızlığını bütünüyle yitirmiş bir yargı aracılığı ile idarenin işlemlerinin hukuksal denetimi uğraşısı da anlamını yitirecektir.

Basın ve nihayet kamuoyu yolu ile bir denetim akla gelse bile, basının zaten uzun zaman önce yürütmenin propaganda makinesi hale gelmiş olması nedeniyle bu türden bir denetim de umutsuz görülmektedir.

Yasamaya dair yetkileri, olağanüstü yetkilerle kullanacak olan tek kişinin vereceği kararlarla; doğa ve yaşam alanlarımızda geri dönüşü olamayacak şekilde tahribinin mümkün hale geleceğini, uzun süredir olduğu gibi ekonominin yine doğa talan projeleri üzerinde yürüyeceğini, yargının işlevsiz kalacağını, talana dur diyecek olanların ise seslerini duyurabilecekleri mecra bulamayacaklarını kestirmek güç değildir.

Anayasa değişikliği ile ‘tek kişi’ye tanınan yetkiler her kime verilirse verilsin, doğanın hayrına bir gelişme yaşanmayacağını biliyoruz. Doğayı ve yaşam alanlarımızı savunan bizler; bu anayasa değişikliğine “doğanın hayrı için ‘Hayır’ diyor, bütün dostlarımızı da ‘Hayır’ demeye çağırıyoruz.”

Platform, anayasa değişikliğinin doğa ve yaşam alanları üzerindeki olası etkilerini ve ‘Hayır’ gerekçelerini de şöyle sıraladı:
- Dava açma hakkımızın elimizden alınmasına hayır.

- Varlık Fonu ile batık şirketlerin doğa talanı yapmasına hayır.

- Acele Kamulaştırma ile yaşam alanlarımıza el konulmasına hayır!

- Çevresel Etki Değerlendirme Süreçlerinin formalite olmasına ve koruma kararlarının ortadan kaldırılmasına hayır!

- Doğayı rant alanı olarak görecek bakanlıklara hayır!

 Yıllardır farklı siyasi görüşten kişilerle doğa ve yaşam alanları için mücadele ettiklerini ifade eden Platform, “Bu zaman içerisinde çevre alanında hukuki süreçlerin birçok kez değiştirilmesine şahit olduk, doğayı şirketlerin tekeline açacak olan tasarılara karşı elimizden geleni yapmaya çalıştık. Ancak bu sefer durum farklı. Bu sefer ne bir yasa değişikliği, ne de bir yönetmelik değişikliği söz konusu” ifadelerini kullandı.

 

Anayasa değişikliğinin Karadeniz’in kaderini değiştirecek etkide olduğunu ifade eden Karadeniz İsyandadır Platformu, açıklamanın devamında şu ifadeleri kullandı:
“Cumhurbaşkanlığı sistemi, diye sunulan bu değişiklik maalesef dünyadaki ‘benzer’ örneklere de hiç benzemiyor. Demokrasinin sacayağı olan yasama, yürütme, yargı fiilen tek kişide toplanıyor. Tek kişiyi denetleyecek etkili bir mekanizma ise öngörülmüyor.

‘Cumhurbaşkanlığı Kararnameleri’ ile yasamaya ait yetkiler büyük ölçüde ‘tek kişi’ye devredildiği, OHAL kararnamelerinin bile tabi olduğu sınırlara tabi olunmayacağı için; OHAL sisteminden daha ileri bir uygulama, genel idare sistemi haline gelmiş olacaktır.

Yasama, yürütme ve yargının “tek kişi”ye bağlandığı böyle bir sistemde yürütmenin, ne yasama yolu ile etkin bir denetiminden ne de HSYK’nın oluşumu nedeni ile yargısal yollarla denetiminden söz edilemeyecektir. Neticede bağımsızlığını bütünüyle yitirmiş bir yargı aracılığı ile idarenin işlemlerinin hukuksal denetimi uğraşısı da anlamını yitirecektir.

Basın ve nihayet kamuoyu yolu ile bir denetim akla gelse bile, basının zaten uzun zaman önce yürütmenin propaganda makinesi hale gelmiş olması nedeniyle bu türden bir denetim de umutsuz görülmektedir.

Yasamaya dair yetkileri, olağanüstü yetkilerle kullanacak olan tek kişinin vereceği kararlarla; doğa ve yaşam alanlarımızda geri dönüşü olamayacak şekilde tahribinin mümkün hale geleceğini, uzun süredir olduğu gibi ekonominin yine doğa talan projeleri üzerinde yürüyeceğini, yargının işlevsiz kalacağını, talana dur diyecek olanların ise seslerini duyurabilecekleri mecra bulamayacaklarını kestirmek güç değildir.

Anayasa değişikliği ile ‘tek kişi’ye tanınan yetkiler her kime verilirse verilsin, doğanın hayrına bir gelişme yaşanmayacağını biliyoruz. Doğayı ve yaşam alanlarımızı savunan bizler; bu anayasa değişikliğine “doğanın hayrı için ‘Hayır’ diyor, bütün dostlarımızı da ‘Hayır’ demeye çağırıyoruz.”

Platform, anayasa değişikliğinin doğa ve yaşam alanları üzerindeki olası etkilerini ve ‘Hayır’ gerekçelerini de şöyle sıraladı:
- Dava açma hakkımızın elimizden alınmasına hayır.

- Varlık Fonu ile batık şirketlerin doğa talanı yapmasına hayır.

- Acele Kamulaştırma ile yaşam alanlarımıza el konulmasına hayır!

- Çevresel Etki Değerlendirme Süreçlerinin formalite olmasına ve koruma kararlarının ortadan kaldırılmasına hayır!

- Doğayı rant alanı olarak görecek bakanlıklara hayır!

 

Yorumlar (0)