İsmail Saymaz:4 insan fukaralığın tetiklediği çaresizlikten öldü

Gazeteci, yazar İsmail Saymaz, Halk Tv'de Serhan Asker'in hazırladığı ve sunduğu Siyaset Kültürü Programı'nın konuğu oldu.

GÜNDEM 08.11.2019, 13:39 08.11.2019, 14:10
İsmail Saymaz:4 insan fukaralığın tetiklediği çaresizlikten öldü

GAZETEKRİTİK/ÖZEL

Halk TV'de yayınlanan Siyaset Kültürü programına konuk olan Gazeteci Yazar İsmail Saymaz gündeme dair sorulara yanıt verdi.

Serhan Asker'in sorusu üzerine İstanbul Fatih'te 4 kardeşin intiharını değerlendiren Saymaz şunları söyledi:


İsmail Saymaz, ben bugün hem olay yerine giden bizim gazetemizin muhabirlerinden hemde başka kaynaklardan olayı anlamaya çalıştım. Çünkü Türkiye'de bu olay istisnai bir olay.Çünkü Türkiye'de tekil intiharlar yaygın. Bizde yılda 3000 intihar olayı meydana geliyor. Bunların 1700'ü erkek 1300'ü kadın.Ve intiharlarda 18-30 arasında yoğunlaşıyor.Bundan 8 yıl önce Kahramanmaraş'ta 4 çocuk annelerine olan aşırı bağlılıktan dolayı yaşamlarına son vermişlerdi.Fakat bu olayda her biri 45 yaşın üzerinde; ikisi obezite vb tedevi görüp çalışamayan; bakkala borçlanmış, kirasını ödeyemeyen,faturaları ödeyemeyen müthiş bir yalnızlık, müthiş bir ekonomik yıkım ve yokluk ve bunu izleyen çaresizlik sonucu oluşmuştur. Artık bu hayatta kalmanın bir nedeni olmadığına inanmış 4 insanımız yaşamını kaybetmiş.Ve bu olay İstanbul'un çeperinde değil  orta halli insanlarımızın yaşadığı Fatih ilçemizde meydana geldi.Bu neye tekabül eder? Hali ve vakti yerinde orta direğin çöktüğünü ve geniş yoksulluğun oluştuğu kitlelerin arasına karıştığını gösterir.15 yıldır kirasını,veresiyesini bir şekilde ödediğini fakat 2 yıldır artık ödeyemediğini,cebinin delindiğini görüyoruz.

4 İNSAN FUKARALIĞIN TETİKLEDİĞİ ÇARESİZLİKTEN ÖLDÜ

Yine bunlar Fatih gibi muhafazakarların yaşadığı bir yerde, komşum açken tok yatan bizden değildir sözünün edildiği; bu kadar çok haramdan helalden söz edildiği;bu kadar çok Allah rızasının sözde gözetildiği yerde 4 insan fukaralığın tetiklediği çaresizlikten öldü. Bu tarikatlara bağlı yardım kurumları Afrika'da oraya buraya yardımlaşma adı altında yardım yaparken yanı başlarında 4 vatandaş imkansızlıktan hayatlarını sonlandırdılar.
Diğer bir tezide ifade eden Saymaz "Kardeşlerden biri veya birkaçı bu yükü taşıyamayacağına karar verdi. Gidip bir valilikten,yardım kuruluşundan,kaymakamlıktan yardım talebini onuruna yediremediler.Bu yükün altında kalınca hayatına son vermeye karar verdi. Ama belkide bizlerden biri gidince diğerleride bu hayatta sersefil bir hayat süreceğine karar verip hayatlarına sonlandırdılar.

ORTA SINIF GÖÇÜYOR
Başta devlet ve bireylerin bu konu hakkında derin derin düşünmesi gereken bir tablo karşısındayız. Çünkü orta sınıf göçüyor.Yoksullar arasına katılıyor.Bu olayı yalnızca ekonomik temellidir demekte durumu açıklamıyor.İnsanlar korkunç bir çıkışsızlık içinde. Belkide artık geleceği göremedikleri için buhrana sürükleniyorlar. Buhran, kapı komşularımızı,arkadaşlarımızı aramızdan koparıyor.Bunu takip eden öyle bir yalnızlık varki, 2 gündür insanlar intihar etmişler ve tanıdıkları insanların aklına onları aramak aklına gelmemiş.Daha fenesı şu 4 kardeşin cenazesi kimsesizler mezarlığına gömülüyor.Ve bu insanlar şöyle insanlar. İntihar etmeden biraz önce içeri girecek insanlar görsün diye dikkat girmeyin içeride siyanür var notunu bırakacak kadar hassas insanlar. Fakat biz utansaydık  bu tablodan insanlarımız böyle bir çaresizlik girdabı içindeyken çekip gitmezlerdi.

Saymaz, Serhan Asker'in "Türkiye'nin içindeki bu tablonun nedeni nedir?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:

YOKSULLUK SEYİRLİK, ÖLÜM SEYİRLİK
Türkiye'de artık herşey seyirlik. Yoksulluk seyirlik, ölüm seyirlik, Türkiye'deki her türlü alt üst oluş artık seyirlik bir unsur olarak olarak vatandaşın gözünde akıp gidiyor. Aksi halde buna direnecek,karşı gelecek bu olguyu oluşturan vakayı dramatize ederek,insanlara bunun seyircisi kılarak, olayın mağdurlarını acıyarak seyrederek sistem tahammül edilebilir hale getiriliyor. Esasen milyonlarca insan veresiye yazdırıyor ve ödeyemiyor. Bedaş sadece o evin elektriğini kesmiyor. Bazıları su içemiyor. Yarına kahvaltı masasına koyabileceği bir zeytini yok,bir peyniri yok. Artık eskisi gibi hemşehri dernekleri kalmadı. Ek gelir getirebieceği bir hayatı yok. Dün işe gidebildiği yer bugün konkordato ilan etmiş. Böyle bir toplumda insanlar hikayenin kahramanı olduğunda bu hikayeyi alt üst etmenin yollarını ararlar. Ve bu hikayeyi kendilerini bu yaşama mecbur edenlerin gözünden değil, bu kez kendi gözlerinden anlatmaya kalkarlar. Eğer insanın kendi hikayesini yazmak kudretini yazmasını birileri istemiyorsa şükredeceği, kurbanı olduğu bu sistemden memnun ve ona razı olacağı bir ruh halinde kavuşması bekleniyor, ondan isteniyor ve o da kavuşuyor zaten. Fatih'te böyle bir manzarının yaşanmasının sebebide tamda böyle baştan sona tekeffül tevekkül örgütlerinin var olmuş olması zaten. Dolayısıyla dinin şu hükmünü benimsememişler. Ali Şeriatî için söylenir. "Açlıktan bir gariban öldü cenazesinde kurban kesilir.

YURTTAŞ SEYİRCİ
Bu manzarada yurtaş artık seyircidir. Artık Fatih'te ölen insana acıma gibi bir imtiyaza sahiptir.Yahut bir fabrikada yada üçüncü havaalanında tutuklanan grevci işcilere belki bir endişe ile belkide bir tedirginlik içinde uyanacak kaygısı ile ona kızarak bu televizyon haberini seyretme lüksüne sahiptri. Yurttaş böylece unsuru olduğu bu hikayenin dışında sanıyor.Fakat kendisininde unsuru olduğu bu hikayeyi,merakla kendini şanslı hissederek izliyor. Böyle izlemese o zaman sinema salonlarını yıkması gerek, o zaman televizyonlar camdan atması gerekiyor.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Fatih'te bir evde, 2'si kadın 4 kardeş ölü bulunmuştu.

Türkiye kardeş oldukları öğrenilen 48 yaşındaki Cüneyt Yetişkin, 54 yaşındaki Oya Yetişkin, 60 yaşındaki Kamuran Yetişkin ve 56 yaşındaki Yaşar Yetişkin'i konuştu.

Kapısına "Dikkat siyanür var" yazılı not astıkları evlerinde ölü bulunan kardeşlere yapılan ön otopside, 4 kişinin siyanür içerek intihar ettikleri ortaya çıktı. İntihar eden 4 kardeşin evinin elektriği ödenmeyen faturalar nedeniyle BEDAŞ tarafından kesildiği belirtilmişti.

Yorumlar (0)