HDP'li Doğan:'Kürtler ve Aleviler kardeşlik hukuku dışında tutulmuştur'

HDP İzmir Milletvekili Müslüm Doğan, Meclis’te devam eden Anayasa değişiklik teklifi görüşmelerinde söz aldı

GÜNDEM 16.01.2017, 15:49 16.01.2017, 15:49
HDP'li Doğan:'Kürtler ve Aleviler kardeşlik hukuku dışında tutulmuştur'

Halkın temel hak ve özgürlüklerini güvenceye almayan, sosyal hukuk devleti normlarından, hukukun üstünlüğünden ve kuvvetler ayrılığından yoksun, toplumsal, politik örgütlenmelerin hazırlanmasında öncü bir rol üstlenmediği, demokratik koşullarda özgürce tartışılmayan hiçbir anayasa değişikliği girişimi Türkiye’de demokrasinin de “istikrarın” da önünü açamaz. Bu değişikliğin gerçekleşmesi durumunda demokrasinin biçimsel unsurları da yok edilecek, toplum daha büyük yarılmalar yaşayacaktır.

 

Var olan bunca toplumsal sorunlarımızın çözümü için şimdi elimiz de bir fırsat var. Kötü günler yaşamamıza rağmen yeni bir toplum sözleşmesinin yapma koşulları önümüzde bir şans olarak durmaktadır.

 

Kürtler ve Aleviler kardeşlik hukuku dışında tutulmuştur

 

Bunca zamandır neden hala ulus devleti tartışıyoruz biliyor musunuz; tekçi geçmişimiz ve bu geçmişi sürdürme niyetimizden. Aslında bakarsanız halkların ortak vatan savunmasından sonra deyim yerinde ise “veraset ilanı eksik ve de yanlış yayınlanmıştır” Kürtler, Aleviler haklardan mahrum bırakılmış kardeşlik hukukunun dışında tutulmuştur. Tüm sorun buradan kaynaklanmaktadır.

 

Binlerce yıldır bir arada yaşamış kadim bağlar kurmuş Türk ve Kürt halkı kardeşlik hukukunu eşitlerarası ve eşit ilişkiler düzeyine çıkartılması hususu artık kaçınılmaz bir durumdur. Bu anlamda Anayasal bir düzeltme artık ihtiyaçtır.

 

“Nedir bu ihtiyaç nasıl karşılanır” derseniz, Anayasal yurttaşlık hiçbir ırkın tanımlanmadığı ortak vatanımızda yaşayan tüm etnik yapıların birlikte tanımlanacağı ve demokratik ulus olarak tanımlayabileceğimiz bir tanımlama sorunlarımızı çözecektir.

 

Asimilasyon ve Sünnileştirme artık kabul edilemez boyutta

 

Alevi toplumu cumhuriyet fikriyatının ilk anlatıldığı bir inanç ve öğreti toplumu olarak cumhuriyete en çok destek veren bir inanç toplumudur. Ancak cumhuriyetin sünni bakıştaki tercihi nedeniyle bu toplumu sürekli olarak bir asimilasyon sürecine tabii tutması ve sünnileştirme artık kabul edilemez boyuttadır. Alevi toplumu özgür ve demokratik laik bir toplumda özgün inancını yaşamak istiyor. Anayasal bir güvence istiyor. İnancının ve öğretisinin kurumlarını erkanını yaşamak istiyor. Kurumlarının iadesini istiyor. Sonuç olarak eşit yurttaşlık temelinde tanınmasını istemektedir.

 

Yaşadığımız koşullar itibariyle bugün uygulanan hükümet ve devlet politikaları nedeniyle Türkiye, “aşırı kutuplaşmış, kimlikleşmiş, kimlikler ve farklı olanlar arası genel güveni çok az” olan bir sorunla karşı karşıyadır.

 

Birlikte yaşama kültürü güçlendirilmelidir

 

Yeni anayasa, kutuplaşma ve güven sorunlarına yanıt verebilmeli, “Birlikte yaşamak” kültürünü ve genel güveni güçlendirmelidir. Bu durum da eşit yurttaşlık tanımından geçmektedir. Eşit yurttaşlık konumundan kaçmamalı aksine Eşit yurttaşlık Anayasanın temeline işaret etmelidir.

 

Basın özgürlüğünün olmadığı, muhalefetin medyaya erişiminin azami ölçüde kısıtlandığı, 100 binin üzerinde insanın tutuklandığı hak ve özgürlüklerin askıya alındığı ve yüz binlerce insanın işinden aşından ve evinden olduğu bir ülkede, referandum yapılamaz, yapılırsa meşru olmaz.

 

Yapılacak Anayasa, Anayasa olmaktan çok yeni bir sistemi inşa etmekten başka bir sürece hizmet etmeyecektir. Ve de demokratik olmayacaktır. Önce OHAL kaldırılmalı, hemen ardından da OHAL uygulamalarının yol açtığı büyük hasarlar toplumsal kayıplar yeniden inşa edilmelidir

 

Bunlar yapılıp serbest ve demokratik bir tartışma ortamı oluşturulmadan dayatılacak bir başkanlık sistemi anayasasının doğal sonucu olarak ülkenin anayasal bir olağanüstü hal altında ilelebet yaşamaya mahkûm edilmesi olacaktır.

 

Yorumlar (0)