Eğitimdeki problemleri eleştirmek de yasakmış!

Birgün’de yer alan habere göre, Türkiye’nin 72 ülke arasında 50. sırada yer aldığı Uluslararası Öğrenci Değerlendirme Programı PISA sonuçları nedeniyle yapılan eleştiriler Milli Eğitim Bakanlığı’nı kızdırdı. Milli Eğitim Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Hilmi Çolakoğlu, PISA sonuçlarını eleştiren Eğitim Reformu Girişimi’ne (ERG) “Milletin devletine güven ve itibarını aşındırıyor” suçlamasında bulundu. 81 ildeki Milli Eğitim Müdürlüklerine yazı gönderen Müsteşar Yardımcısı Mustafa Hilmi Çolakoğlu, “Hoşgörülü yaklaşımlarımızı yanlış yorumluyorlar, milletin devletine olan güvenini sarsıyorlar” diyerek, okulların bu kurumla kendilerine danışmadan ilişki kurmamasını istedi. Müsteşar Yardımcısı Çolakoğlu, bir TV programında eleştiride bulunan Prof. Dr. Ergüder’in MEB’e ait binadan tahliye edileceğini duyurdu.

81 ildeki okullara talimat

Çolakoğlu tarafından 81 ildeki Milli Eğitim Müdürlüklerine, oradan da okullara gönderilen yazıda, Bakanlığın sivil toplum kuruluşlarının eğitim ve öğretime katkı sağlayan girişim ve çalışmalarına son derece olumlu yaklaştığı ve işbirliği yaptığı belirtildi. Bu anlamda STK’ler ile yüzlerce işbirliği protokolünün başarıyla yürüdüğü, bazı kuruluşların bu iyi niyet ve eleştirilere karşı hoşgörülü yaklaşımlarını yanlış yorumladıkları ve değerlendirdikleri savunulan yazıda şöyle denildi: “Hiçbir pratik faydası olmayan, saygı ve sevgi sınırları içinde tanımlanamayacak üsluba yöneldikleri görülmektedir. Bunlar bilhassa günümüzde milletin devletine olan güven ve itibarını aşındırmaya, öğretmen, öğrenci ve velilerde karamsarlık ve kötümserlik oluşturmaya yönelik bir niyet yüklenmektedir.”

Davetine icabet etmeyin

PISA sonuçlarının ölçüme katılan tüm ülkelerde hassasiyetle tartışıldığı ve yapıcı eleştiriler getirildiği belirtilen yazıda şu ifadeler yer aldı: “PISA ölçümünü yapan OECD dahi eleştirilir. Nitekim, OECD de 2018 yılında ölçüm sistemini değiştirme ve geliştirme çalışmalarına hemen başlamıştır. Bilimsel verilere ve araştırmalara dayalı olması gereken bu tartışmaların akademisyenlere yakışmayan usul ve üslupla yapılması üzücüdür. Geçtiğimiz hafta bir TV programında bunun son örneğini gördük. Program sonrasında moderatöre ve ERG’e gönderdiğim mesajlara cevap verilmedi. ERG isimli oluşumun sürekli olarak MEB politikalarını ve uygulamalarını eleştirmesi ve bunlara anlam yüklemesi, kurumsal kimliklere yönelen ifadeler kullanması nedeniyle, 1 yıl önce sorunların bilimsel olarak birlikte araştırılması için yaptığımız yazılı teklife de cevap verilmemiştir. Bu nedenle, 2017 yılında ERG tarafından tüm birimlerimize gelecek görüşme, veri talebi, işbirliği teklifi, toplantı davetlerine icabet edilmeyerek MEB stratejisinden sorumlu kişi olarak tarafıma yönlendirilmesini önemle arz ve rica ederim.”

MEB binasından çıkarıyorlar

Çolakoğlu, Milli Eğitim Müdürlükleri ve oradan okullara gönderilen yazısının sonuna ise “Not” diye ekleme yaparak, “Aynı programa katılan akademisyenin mensubu olduğu kuruluşun işgal ettiği MEB binası hakkında hukuki işlemler devam etmektedir” dedi.

Eleştirinin gayesi eğitimi ileriye taşımak

Çolakoğlu’nun ardından Eğitim Reformu Girişimi tarafından yayımlanan açıklamada ise şu ifadelere yer verildi: “Eğitim Reformu Girişimi’nin varlık nedeni ‘çocuğun ve toplumun gelişimi için eğitimde yapısal dönüşüme nitelikli veri, yapıcı diyalog ve eleştirel bakış yoluyla katkı yapmaktır.’ Ülkemizin kutuplaşmış ve güven eksikliği olan eğitim tartışmaları alanında MEB’in birçok politikasını kamuoyunda desteklemiş, eksik kalan ve gelişmeye açık alanları da her zaman dile getirmiştir. Eleştirilerimizin gayesi, her zaman olduğu gibi, eğitim sistemimizi hep birlikte daha ileriye taşımaktır. ERG, bu doğrultuda çalışmaya ve başta MEB olmak üzere eğitimin tüm paydaşlarıyla iletişime ve işbirliğine açık olmaya devam edecektir.”