CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik'in ifadeye çağrılmasının ardından sert bir açıklamada bulundu. Emir, bunun Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın milletin iradesine karşı yürüttüğü saldırıların bir parçası olduğunu belirterek, Türkiye'nin geleceği konusunda kaygılarını dile getirdi. Emir, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, İstanbul'un önemini vurgulayarak, geçtiğimiz günlerde yaşanan olayların halk üzerinde yarattığı etkileri eleştirdi.
Murat Emir, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik hakkında verilen gözaltı kararının, Erdoğan yönetiminin halkın iradesini hedef alan bir yaklaşımının sonucu olduğunu ifade etti. Emir, "İstanbul'u alan Türkiye'yi alır" ifadesinin arkasında yatan düşünceleri sorgulayarak, bu durumun aslında siyasi korkuların bir yansıması olduğunu ifade etti. CHP'li vekil, bu noktada yaşananların Türkiye'nin demokratik geleceğini tehdit eder bir boyuta ulaştığını savundu. Bu tür baskıların, yalnızca iktidara yönelik bir yaklaşım değil, aynı zamanda halkın kendi iradesine yapılan bir saldırı olduğunu vurguladı.
Bununla birlikte, Emir, 19 Mart tarihinde yaşanan olaylara atıfta bulunarak, bu tarihin Türkiye siyasi tarihinde önemli bir dönüm noktası olduğunu belirtti. Ekrem İmamoğlu'nun tutuklanmasının ardından ortaya koyulan bu tavrın, iktidarın tarihine kara bir leke olarak geçeceğini düşündüğünü ifade etti. Emir, bu tür durumlardan ders çıkarılması gerektiğinin altını çizerken, Saray savcısı Akın Gürlek'in sicilinin de taşınan bu meselelerdeki önemi gözler önüne serildi. "Erdoğan'ın korkuları" ifadesiyle, mevcut yönetimin kendi halkını nasıl suçladığını ve muhalefeti nasıl sindirmeye çalıştığını vurguladı.
Murat Emir’in sözleri, halkın iradesini hiçe sayan politikaların sonuçlarının ağır olacağını ortaya koydu. Emir, halkın öfkesinin bu tür tehditler sonucu daha da artacağını belirterek, iktidarın şimdiye kadar uyguladığı korku politikalarının sonuçlarını göreceğine dair uyarılarda bulundu. "Korkaklığı bırakın, 2 Kasım'da sandığı getirin!" diyerek, seçimlerin kaçınılmaz olduğunu ve halkın iradesinin sandıkta tecelli edeceğini savundu. Bu süreçte muhalefetin bir araya gelerek daha güçlü bir duruş sergilemesi gerektiğini hatırlattı.
