reklam
Gazete Kritik Gündem CHP'li Çakırözer: RTÜK'ün muhalif medyaya ceza vermesi basın özgürlüğüne büyük tehdit!

CHP'li Çakırözer: RTÜK'ün muhalif medyaya ceza vermesi basın özgürlüğüne büyük tehdit!

CHP'li Utku Çakırözer, RTÜK'ün muhalif kanallara uyguladığı ekran karartma cezalarına sert tepki göstererek, basın özgürlüğünün kısıtlandığını vurguladı. Çakırözer, demokratik bir geleceği inşa etmek için tüm kesimlerin mücadele etmesi gerektiğini belirtti.

CHP Eskişehir Milletvekili Utku Çakırözer, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu'nun (RTÜK) Halk TV ve Sözcü TV'ye yönelik uyguladığı ekran karartma cezasına sert tepki gösterdi. Çakırözer, RTÜK'ün, AKP'nin basına yönelik baskısını ve sansürünü en net şekilde sergilediğini belirtti. Son günlerde, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltı ve tutuklanmasıyla başlayan protestoları haberleştiren televizyon kanallarına ciddi tehditler savurulduğunu ve ağır cezalara maruz kaldıklarını ifade etti. RTÜK'ün, muhalif kanallara uyguladığı ceza sayısının son altı ayda 49’a ulaştığını belirterek, bu durumun kamuoyunu bilgilendirme çabalarını engellemeyi amaçladığını kaydetti.

Çakırözer, RTÜK tarafından verilen ceza sayısının oldukça dikkat çekici olduğunu ve bu cezaların toplamının 99,1 milyon lirayı bulduğunu aktardı. Özellikle muhalif yayın yapan kanallara yönelik baskının sistematik bir hal aldığını belirtti. RTÜK, Halk TV’ye 13, Sözcü TV’ye ise 14 kez ceza verdi. Diğer muhalif kanallar olan Tele 1'e 11, Now'a 7 ve Flash Haber'e de toplamda 2 kez ceza uygulandı. Bu uygulamalar, muhalefetin sesini kısıtlama çabasının bir parçası olarak değerlendirilmektedir. Çakırözer, bu tür yaptırımların demokratik bir ülkede kabul edilemeyeceğini vurguladı ve muhalefet partilerine yönelik bu boykot çağrılarına karşı daha güçlü bir duruş sergilemek gerektiğinin altını çizdi.

Çakırözer, demokrasinin temel taşlarından biri olan basın özgürlüğüne ve halkın haber alma hakkına olan saygının her koşulda korunması gerektiğini dile getirdi. Gelecek seçimde halkın bu karanlık döneme son vermek için bir araya geleceğini belirterek, "86 milyon vatandaş, bu istibdat iktidarına son verecektir. Demokrasiyi, hukukun üstünlüğünü ve basın özgürlüğünü yeniden inşa edeceğiz" ifadelerini kullandı. Bu bağlamda, basına uygulanan sansür ve baskıların, yalnızca belirli bir kesimi değil, tüm toplumu etkilediğini ileri sürdü. Medyanın özgür ve bağımsız olması gerektiğini savunan Çakırözer, gazetecilerin sürdüreceği mücadelenin önemini vurguladı.

Çakırözer, son altı aylık süreçte yaşanan gazeteci tutuklamalarını da gündeme getirdi. Türkiye'de birçok gazeteci, haberleri ve sosyal medya paylaşımları nedeniyle tutuklandı veya çeşitli cezalara çarptırıldı. Özellikle, Ekrem İmamoğlu’nun basın açıklamalarını takip eden ve bu olayları kamuoyuna aktaran gazetecilerin gözaltına alındığı belirtildi. Çakırözer'e göre, bu durum, basının özgürlüğünün kısıtlandığını açıkça gösteriyor. Ayrıca, birçok gazetecinin ev hapsi gibi adli kontrol tedbirleri ile özgürlüklerinin kısıtlandığını ve bazılarının ise sosyal medya paylaşımları nedeniyle ciddi tehditlerle karşı karşıya kaldığını ifade etti.

İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından başlayan protestolar sırasında gazetecilerin şafak baskınları ile gözaltına alındığını aktaran Çakırözer, gazetecilerin görevlerini yapmak için bulundukları alanlarda engellendiğini belirtti. Özellikle İstanbul'daki 1 Mayıs kutlamalarını takip eden gazetecilere yönelik yapılan polis müdahalesi, bu baskının somut örneklerinden birisi olarak karşımıza çıkıyor. Çakırözer, gazetecilerin yalnızca haber yapmak istediklerini ancak bu tür engellerle karşılaştıklarını vurgulayarak, basın özgürlüğünün her zamankinden daha kritik olduğunu ifade etti.

Daha özgür bir basın ortamı için acil çözümler üretilmesi gerektiğini belirten Çakırözer, bu konuda duyarlı olan tüm kesimlerin bir araya gelmesi gerektiğine dikkat çekti. Türkiye'de basın özgürlüğü mücadelesinin, sadece gazetecilerin değil, aynı zamanda halkın ve demokratik güçlerin de ortak sorunu olduğunu ifade etti. Gelecekte, demokratik standartların geliştirilmesi için somut adımlar atılması gerektiğini düşünen Çakırözer, ancak bu şekilde özgür bir medyanın varlığından söz edilebileceğini söyledi. Bu bağlamda, toplumun her kesiminin bu mücadeleye katkı sunması ve sesini yükseltmesi gerektiğini vurguladı.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *