Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilleri, Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki 134 üyesi ile birlikte CHP’li belediye başkanlarının gözaltına alınmasını ve tutuklanmasını kınadı. Açıklamada, "saray rejiminin seçmen iradesini hiçe sayarak yargıyı bir araç olarak kullandığı" ifade edildi. CHP Grubu, bu süreçte geri adım atılmayacağını ve partinin liderleri ile tutuklanan tüm belediye başkanlarının sürekli savunucusu olacaklarını duyurdu.
CHP milletvekillerinin gerçekleştirdiği ortak basın toplantısında, gözaltına alınan ve tutuklanan belediye başkanlarına destek amacıyla önemli mesajlar iletildi. Yapılan açıklamada, şu an Türkiye'nin yalnızca derin bir ekonomik krizin değil, aynı zamanda bir demokrasi krizinin de içinde bulunduğu vurgulandı. Bu bağlamda, AKP'nin yirmi üç yıllık iktidarının, ülkeyi bu krizlere sürükleyen politikalarının sorumluluğu üzerinde durularak, iktidarın demokratik değerlere ve kamuoyunun iradesine zarar verdiği belirtildi. CHP, mevcut durumu eleştirirken, halkın iradesinin hiçe sayılmasına karşı her platformda direneceklerini tekrarladı.
Yapılan açıklamalarda, "saray rejiminin, 19 Mart’ta gerçekleştirilen darbe ile yurttaşların seçim hakkına saldırdığı" ifade edildi. Bu durum, sadece gözaltına alınan belediye başkanlarını değil, aynı zamanda bu kişileri seçen milyonlarca vatandaşın iradesini de etkiliyor. CHP, iktidarın seçimle kalamayacağını anladığını ve bu yüzden hukuksuz bir biçimde yasaları çiğnediğini dile getirdi. Seçimle iktidar olmanın gerekliliklerini yerine getiremeyen iktidarın, yargıyı bir silah olarak kullanarak demokratik kazanımlara zarar verdiği ve bunun kabul edilemeyeceği vurgulandı.
CHP’nin açıklamalarında yapılan tespitlerden biri, bu saldırıların yalnızca partilerine değil, aynı zamanda Cumhuriyet’e ve geçmişten gelen demokrasi geleneğine de yönelik olduğu yönündeydi. İktidarın laiklik karşıtı bir dil kullanarak ve Cumhuriyet’i darbe olarak nitelendiren söylemlere sessiz kalmasının, bu sorunların ciddiyetini ortaya koyduğu vurgulandı. Bu durumu kendi varlığının bir kanıtı olarak gören CHP, demokrasi mücadelesinde en güçlü kalenin kendileri olduğunu belirtti ve bu doğrultuda duracaklarını ifade etti.
CHP içerisinde gözaltına alınan ve tutuklanan tüm belediye başkanlarıyla dayanışma içinde oldukları ve bu durumun asla kabul edilemeyeceğinin altı çizildi. CHP’nin tarihine atıfta bulunarak, partinin asla masa başında kurulmadığını ve bağımsızlık mücadelesinin önemli bir temsilcisi olduğuna dikkat çekildi. İnsan hakları, hukukun üstünlüğü ve sosyal adalet gibi konuların partinin temel ilkeleri olduğu hatırlatılırken, bu ilkeler doğrultusunda mücadeleye devam edileceği ifade edildi. Ayrıca, hukuksuz bir şekilde tutuklanan belediye başkanlarının yanında olunduğu ve bu durumun karşısında durulacağı vurgulandı.
Açıklama, CHP’nin kendisine ve demokrasiye yönelik tehditlere karşı dimdik ayakta kalacağı mesajıyla son buldu. Genel Başkan Özgür Özel ve Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun da yanlarında olduğu belirtilerek, partinin ruhunu temsil eden belediye başkanlarına destek vermeye devam edecekleri kaydedildi. Parti, her türlü saldırıya karşı koyma kararlılığını vurgularken, bunun aynı zamanda Türkiye’nin demokrasi geleceği için de bir ön koşul olduğunu ifade etti. Bu mücadelenin, vatandaşların iradesine sahip çıkma amacını güttüğü dile getirildi.