CHP TUNCELİ MİLLETVEKİLİ GÜRSEL EROL'UN BÜTÇE KONUŞMASI

TBMM’de İçişleri Bakanlığı’nın bütçesi üzerinde partisi adına söz alarak görüşlerini dile getiren Erol,özetle şunları söyledi.

GÜNDEM 12.12.2016, 10:22 12.12.2016, 10:22
CHP TUNCELİ MİLLETVEKİLİ GÜRSEL EROL'UN BÜTÇE KONUŞMASI

İKTİDARIN KARŞITI DEĞİL ALTERNATİFİ



*Ben bundan önceki konuşmalarda da, bu kürsüde yaptığım konuşmalarda siyaseti karşıtlık ve gerilim üzerine yapan değil, daha çok siyaseti sorgulayan ve çözüm odaklı siyaset yapan birisi olarak kendimi tanımlamıştım ve ana muhalefet olarak kendimi iktidarın karşıtı değil; tam tersine, iktidarın alternatifi bir milletvekili olarak görüyorum. Bu anlamda burada bugün yapacağım konuşma yalnızca süreci eleştirmek, tartışmak değil, öneri içerikli bir konuşma olacaktır. 





KADER ARKADAŞLIĞI DÖNEMİ



*15 Temmuz ülkemiz için de, Parlamentomuzun için de bir dönüm noktasıdır. Eğer 15 Temmuz darbe girişimi sonuçlanmış olsaydı bugün bu Parlamentoda bulunan arkadaşlarımızın birçoğu şu anda ya cezaevindeydik ya da yakalandığımız yerde infaz edilmiştik. Yani aslında 26'ncı Dönem Parlamentomuzun bir kader arkadaşlığına şahit olduk, hepimiz bir kader arkadaşlığı dönemine denk geldik çünkü darbeye karşı birlikte direndik, darbeye karşı meydanlara birlikte çıktık, darbeye karşı Parlamento'daki 550 milletvekilinin grup başkanları ve genel başkanlarının ortak deklarasyonuyla birlikte tepki verildi. 





BİTTİĞİNİ DÜŞÜNÜRSEK YANILIRIZ

 

*Eğer biz 15 Temmuz darbe girişiminin bittiğini düşünürsek bundan sonra bu tür darbe girişimlerinin olmayacağını düşünürsek yanılırız. Bakın, 15 Temmuzdan birkaç gün öncesine kadar kimse bu ülkede darbenin olacağına ihtimal vermezdi ve 15 Temmuzda hepimiz o günü yaşadık, yarın neyin olacağı da meçhuldür. Çünkü ne yazık ki devletimizin içerisinde tarih boyunca her zaman derin yapılanmalar olmuştur. Bunun adı 12 Eylül öncesi kontrgerilla, 12 Eyül’de derin devlet, 2000'li yıllarda FETÖ terör örgütü, karşımıza çıkan tablo bu. Eğer bir derin yapılanmayı bir başka derin yapılanmayla bertaraf etmeyi düşünürsek, onun yerine birilerini koyarken taviz verirsek yarın aynı darbe tehditlerine açık oluruz çünkü bir devletin içindeki derin yapılanma belli bir süre sonra devletin gücünü kullanarak güçlendikten sonra o gücü ya kendisi için ya da kendi bakış açısıyla ilgili devleti şekillendirmek için kullanmıştır. Devletin yeniden yapılanması, devletin liyakatine göre ve laik cumhuriyete bağlı sadakatle yeniden bürokratik yapılanmaya devletin ihtiyacı vardır. 





ULUSAL DEĞERLER ÜZERİNDEN HAREKET



*Bu Parlamento -ülkemizin Parlamento tarihinde- ortak hareket ettiği zaman ulusal başarılar gerçekleştirmiştir. Buna örnek verecek olursam, 1973 yılında CHP ve MSP Hükûmeti. CHP ve MSP Hükûmeti 1974 yılındaki Kıbrıs Barış Harekâtı'nı elli iki günde bitirmiş ve Kıbrıs Barış Harekâtı bizim tarihimizde anlı şanlı bir tarih olmuştur. O günkü harekâtın başarıya kavuşmasının nedeni CHP ve MSP Hükûmetinin bu soruna ulusal bir sorun olarak bakıp ulusal değerler üzerinden birlikte hareket etmesidir.





ATATÜRKÇÜ VE CUMHURİYETÇİ ÇİZGİ



*Ben seçim bölgemde Atatürkçü ve cumhuriyetçi çizgimle tanınan, HDP karşıtı ve PKK terör örgütü karşıtı kimliğimle tanınan bir siyasetçiyim, benim siyaset doğrum bu ama bir milletvekili kendi ilinde yaşanan sorunları bu kürsüde özgürce ifade edebilme düşüncesine ve hakkına sahip olmalıdır. Parlamentodaki bir milletvekilinin yargılanması doğaldır çünkü Anayasa'mız kamuda görev alan tüm görevlilerin suç işleyebileceği endişesi ve kuşkusuyla hepsinin nasıl yargılanacağını ifade etmiştir; Cumhurbaşkanından, bakanlarından, milletvekillerinden kamu görevlilerine kadar. Bir milletvekili suç işleyebilir mi görev süresi içerisinde, işleyebilir; suçla itham edilebilir mi, edilebilir ama bir milletvekilinin yargılanması ne kadar doğruysa tutuklu yargılanması da doğru değildir. Yine, kayyum atamaları. Bir belediye başkanı kamu düzenine aykırı davranış gösterebilir, bir belediye başkanı belediye başkanlık yetkilerini kötüyü de kullanabilir, devletin kamu otoritesini ve kamu düzenini korumak için belediye başkanını görevden de alabilir, yerine atama da yapabilir ama bunu, kamu yönetimini, kamu otoritesini sağlarken kamu hukukunu ve kamu özgürlüğünü de görmezden gelemez. 





HENDEKLER KAZILINCA TEPKİ VERMELİYİDİNİZ



*HDP'li milletvekilleri, size de seslenmek istiyorum. Çünkü ben 7 Haziranda, 7 Haziranla 1 Kasım seçimlerinde doğu ve güneydoğuda HDP'nin elinden milletvekilliğini alan tek Cumhuriyet Halk Partili milletvekiliyim. Sizin her ne kadar bölgede hendek operasyonlarını eleştirmeniz burada o kadar doğruysa ama sizin aynı şekilde o hendekler orada kazılırken orada tepki vermeniz, bu kürsüden onları gündeme getirmeniz lazımdı. Yani, yalnızca hendek operasyonlarına tepki vermeniz sizin haklılığınızı doğurmaz. O hendeklerin orada kazıldığı süreçte de tepki verebilmeliydiniz hem yerel tepki verebilmeliydiniz hem Parlamentoda gündeme getirebilmeliydiniz.  





KAYYUM ATAMA KÜLTÜRÜ HDP’NİN



*Kayyumlar, aslında değerli milletvekilleri, kayyum atama kültürü HDP'nin Türkiye'ye getirdiği bir kültürdür. Çünkü her belediyede seçilmiş belediyenin üstüne atanmış bir eş başkan belediye başkanı atandı. Ben Tunceli'den örnek vereyim: Tunceli'de seçilmiş belediye başkanı kendi başkanlık makam odasında oturamadı, belediyenin başkanlık makam odasında eş başkan oturdu, özel kalemin yan tarafında bir toplantı odası vardı, o toplantı odası seçilmiş belediye başkanına makam odası olarak hazırlandı ve eş başkanlarından bir evrak havale edilmediği sürece belediye başkanı resmen o evrakları imzalayamazdı yani yetki eş başkandaydı. 





ÜNİTER, LAİK CUMHURİYETE BAĞLILIK



*Size bir örnek vereceğim: 1980 askerî darbesini gerçekleştiren Kenan Evren'i Cumhurbaşkanlığı döneminde gittiği her ilde 10 binler karşıladı, adı meydanlara verildi, okullara verildi, caddelere verildi, Anayasa'sı yüzde 92,7 oy aldı ama Kenan Evren öldüğünde eğer resmî törenle gömülmeseydi tabutunu taşıyacak 4 tane sivil yoktu. Yani, bugün kahraman olanların yarın ne olacağı meçhuldür. Onun için diyorum ki: Konjontürel olarak siyasi güce değil, devletin varlığına, bağımsızlığına, üniter devlet yapımıza sadakate, laik cumhuriyete bağlılığa yönelik bir devlet düzeni içerisinde hepimizin görev yapması lazım. 

 



SÖZLEŞMESİ BİTENLER ALINMALI

 

*Emniyet Genel Müdürlüğümüze gelince, benim önerilerim var: Bir, il emniyet müdürlerinin yaşının 60'tan 65'e çıkarılması, emniyet mensuplarının ek göstergesinin 3600 olması, doğu güneydoğuda görev yapan polis memurlarına lojman ve sosyal konut yapılması, misafirhaneler yapılması. Özel harekâta dışarıdan alımlar değil kamuda görev yapan sözleşmeli er ve erbaşlardan sözleşmesi bitenler alınabilir, bitmeyenler yatay geçişle alınabilir.





HER BABAYİĞİDİN KARI DEĞİL



*Ben Tunceli Milletvekiliyim ve Tunceli Milletvekilinin benim yaptığım konuşmayı yapma cesareti göstermesi her babayiğidin kârı değildir çünkü PKK tehdidine karşı açık bir kentte milletvekilliği yapan birisinizdir ve siyasi çizginizi Atatürkçü ve cumhuriyetçi olarak her yerde haykırmışsınızdır ve bu kimliğinizle bilinirsiniz. Cumhuriyet Halk Partisi hiçbir zaman HDP'yle, daha doğrusu devletle veya AKP'yle açık veya üstü kapalı bir anlaşma yapmamıştır. Ben Dersim'de bir Dersimliyim ama bu Parlamentoda Tunceli Milletvekiliyim ve siyasi düşüncemi ben insanlara yaranmak için değil Tunceli'deki insanların sorunlarını çözmek için kullanırım. Bir milletvekilinin görevi kendi bölgesinde yaşanan sorunları yalnızca seslendirmek değildir. Biz burada kendi ilimizden seçilmiş Türkiye'yi temsil eden milletvekilleriyiz. Benim önceliğim benim ilimin sorunlarını çözmek, ilimde yaşanan hukuksuzlukları gidermek, insanların çaresizliklerine çare olmak, tabii ki ben bir siyasi partinin milletvekili olarak önümüzdeki dönemde bu ülkeye iktidar olmak için mücadele eden bir partinin milletvekiliyim. Yani, bugün AKP iktidar olabilir, yarın Cumhuriyet Halk Partisi de iktidar olabilir. Hepimizin görevi devlet düzenini ve kamu otoritesini korumaktır.

Yorumlar (0)