Uygur Türkleri Kabusu yaşıyor

BBC, Çin'in gözaltı kamplarında tutulan yüz binlerce Müslüman Uygur Türkünün geleceğini nasıl belirlediğini ortaya çıkaran belgelere ulaştı. 137 sayfalık raporda insanların ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları gibi bilgiler yer aldı. Financial Times'ta ise yasaklı hareketler listelendi.

DÜNYA 18.02.2020, 09:20
Uygur Türkleri Kabusu yaşıyor

Çin’in batısındaki Sincan’daki 3 binden fazla kişinin kişisel bilgilerinin yer aldığı belgede, bu kişilerin günlük hayatlarına dair çok özel detaylar da var. 137 sayfalık, birçok grafiğe de yer veren raporda yer alan kişilerin ne sıklıkla dua ettikleri, ne giydikleri, gün içinde kimlerle konuştukları ve aile bireyleriyle ilişkileri de yer alıyor. Çin ise yanlış bir şey yapmadığını, “terörle ve radikal dini gruplarla mücadele ettiğini” söylüyor.
Geçen yıl da Sincan bölgesinden bilgi sızdıran bir kişinin yeniden risk alarak belgeyi sızdırmasıyla tüm bilgiler açığa çıktı. Belgelerden birinde, daha önce Çinli yetkililer tarafından gazetecilerin götürüldüğü, BBC’nin de gittiği kamplardan birinde kalan 311 kişinin geçmişleri, dini pratikleri, yüzlerce akraba, komşu ve arkadaşıyla kurduğu ilişkiler detaylı şekilde yer alıyor.


KRİTİK SORU: KAMPTA MI KALMALI?
Kamptan ayrılan bazı kişilerin de bilgilerinin ardından “geri getirilmeli” ya da “serbest kalabilir” kararı alındığı görülüyor. Örneğin 598 numaralı grafikte 38 yaşındaki Helçem isimli bir kadının, kamptan çıktıktan yıllar sonra yeniden gözaltına alınması kararı alınmış. Bunun için de tek bir sebep gösterilmiş: Yıllar önce başörtüsü takmıştı.
Sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa alınmış olanlar da var. Buna göre Şincan’dan dışarı çıkmak isteyen Uygur Türklerine de “radikal” muamelesi yapılıyor.

66 numaralı grafikte, 34 yaşındaki Memettohti isimli bir kişinin “pratikte risk oluşturmadığı” halde sadece pasaport başvurusu yaptığı için kampa geri gönderildiği görülüyor. 28 yaşındaki Nurmemet’in de kampa yeniden alınmasının sebebi, “başka bir sorun olmadığı” belirtilerek şu sözlerle açıklanıyor: “Bir linke tıkladı ve bilmeden yabancı bir web sayfasına ulaştı.”


“SADECE UYGUR TÜRKLERİ DEĞİL”
311 asıl kişinin tümü, güney Sincan’daki Hotan şehrine yakın, nüfusunun yüzde 90’ının Uygur Türkü olduğu Karakaş ilçesinde yaşıyor. Çin son yıllarda bölgeye Çin’deki baskın etnik grup olan Han topluluğundan milyonlarca insan yerleştiriyor. Bu da bölgede gerilime yol açıyor. Bu gerilim sonucunda zaman zaman şiddet olayları yaşanıyor ve Çin’in bu olaylara tepkisi sert oluyor.
Bu yüzden yalnızca Uygun Türkleri değil, Sincan’daki diğer Müslüman azınlıklar olan Kazaklar ve Kırgızlar da benzer şekilde gözaltına alınıyor. 2017 başında kamplara yerleştirme programı başladığında, “köy merkezli çalışma grupları” olarak bilinen Komünist Parti’ye bağlı bazı işçiler Uygur toplumuyla ilgili de bir tarama yapmıştı.

Her bir üye bir grup Uygur Türkü için görevlendirildi. Bu üyeler, kendisine verilmiş Uygur Türkü ailelerle tanıştı, evlerine girip çıktı ve günlük pratikleriyle ilgili, evdeki “dini atmosferle” ilgili, örneğin evde kaç kutsal kitap bulunduğuna dair notlar aldı.

NOTLARDA HER ŞEY VAR
Sosyal çevreleri ve hangi aile üyeleriyle görüştükleri de bu notlara girdi. Ardından görüştükleri her bir kişinin geçmişi, ne sıklıkla dua ettikleri, daha önce kampa alınıp alınmadıkları veya hiç yurt dışına çıkıp çıkmadıklarına dair bilgiler araştırılıp notların devamına ekleniyor. Bu 311 kişilik listedeki herkesin yurt dışında yaşayan bir akrabası var. Bu da “potansiyel sadakatsizlik” belirtisi olarak görülüyor ve bu kişilerin tümü, sadece bu gerekçeyle de olsa kamplara gönderiliyor.

Yusuf isimli 65 yaşındaki bir adamın da iki kızının 2014 ve 2015’te başörtüsü ve burka taktığı, oğlunun da siyasal İslam eğilimi olduğu yazılıyor. Ailesiyle ilgili şüphelerden dolayı Yusuf’un “kamptaki eğitiminin devam etmesine” karar veriliyor.

IJOP’A YÜKLENMİŞ
İşçilerin topladığı bilgiler Sincan’ın geniş veri sistemi olan “Bütünleştirilmiş Birleşik Operasyon Platformu”na da (IJOP) yüklenmiş. IJOP, bölgedeki kamera kayıtlarına ve polislerin yaptığı gözlemlere de yer veriyor. Her vatandaşın yüklemesinin zorunlu olduğu bir mobil casus yazılımdan elde edilen bilgiler de var.

Çin’in Sincan’daki politikaları üzerine çalışan, dünyanın önde gelen uzmanlarından Dr. Adrian Zenz, IJOP’ta toplanan bilgilerin “köy merkezli çalışma gruplarına” bir cep telefonu bildirimiyle gönderilerek belirli bir kişinin incelenmesini isteyebileceklerini söylüyor.

88 KİŞİ GÜVENİLMEZ DENİLEREK KAMPA GÖNDERİLDİ

Yanlışlıkla yabancı bir web sitesine giren kişinin de IJOP bildirimi sebebiyle araştırılmış olabileceğini belirtiyor. IJOP’un yapay zekası, gözetlenen kişilerin faaliyetlerini inceleyerek görevlilere incelenmesi gerektiği kişi hakkında bildirim gönderiyor.

Belgelerde, 88 kişinin sadece “güvenilmez” olduğu için kamplara alınmasına karar verildiği görülüyor. Bu kişiler için başka bir gerekçe gösterilmiyor. Çin ise Sincan’daki politikasında “halkın dini özgürlüklerine saygı duyduğunu” belirtiyor ve kamplarda aşırılıkçı gruplar ve “terörizmle” mücadele ettiklerini; sadece terör suçlamasıyla ceza almış kişilerin kamplara gönderildiğini söylüyor.

Ancak BBC’nin elde ettiği belgelerde bu kişilere dair suç, soruşturma ya da ceza bilgisine rastlanmıyor. Kamplara gönderilme gerekçesi olarak pasaport başvuruları, bir akrabanın yurt dışında olması, ailesinin eğilimleri ya da “güvenilmez” olması gösteriliyor.

Yorumlar (0)