ABD'nin Ankara Büyükelçisi Thomas Barrack, Suriye Demokratik Güçleri (SDG) hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu. Barrack, özellikle SDG’nin Suriye'deki yerini ve geleceğini tartışarak, bu güce ilişkin net mesajlar verdi. Sözlerine, "Onlara, devlet içinde kendi bağımsız devletlerini kurma imkanı borçlu değiliz. Onlara, Suriye hükümetiyle entegre olma konusunda makul bir yaklaşımın olacağı yeni bir rejime geçişi sağlama borcumuz var" ifadeleriyle başlayan Barrack, federalizm kavramının Suriye için geçerli olmadığını belirtti.
ABD’nin Suriye Vizyonu
Barrack, geçtiğimiz günlerde New York’ta gazetecilerle bir araya geldi ve Suriye’deki durumu değerlendirdi. Açıklamalarında, Başkan Trump'ın Suriye politikasına da değinen Barrack, Trump’ın cesur ve kararlı bir yaklaşım sergilediğini vurguladı. Sykes-Picot Anlaşması’nın ardından bölgenin parçalandığını belirten Barrack, "Batı’nın bu bölgede yaptığı müdahalelerin sonuçlarıyla yüzleşiyoruz" dedi. Bu bağlamda, Suriye'nin geleceği konusunda bir geçiş sürecinin zaruri olduğunu ifade etti.
Sıfırdan Başlama Fikri ve Umutlar
Barrack, "Sıfırdan başlama fikri, yaptırımlar halka umut verdi" diyerek, Amerikan yaptırımlarının Suriye halkına yeni bir fırsat sunabileceğinin altını çizdi. Bu bağlamda, Esad rejiminin yeniden güçlenmesi üzerine değerlendirmelerde bulunan Barrack, izlenilen yolun halk için umut verici olduğunu ifade etti. Insanların 2011’den beri maruz kaldıkları acılar sonrası yeni bir hayat umudu taşıdığını vurgulayan Barrack, detayların belirlenmediği sürece herhangi bir anlaşmanın sağlıklı bir şekilde ilerleyemeyeceğini belirtti.
Suriye-İsrail İlişkileri
Barrack, Suriye-İsrail ilişkileri hakkında da açıklamalarda bulundu ve Abraham Anlaşmaları'nın önemine değindi. Bu anlaşmaların, Suriye’nin İsrail ile normalleşme sürecine zemin hazırlayabileceğini ifade eden Barrack, bunun yanı sıra Türkiye’nin rolüne de işaret etti. Türkiye’nin, Suriye ve İsrail arasındaki müzakerelerde özel bir ilişkiye sahip olduğunu belirten Barrack, bu ilişkilerin ileriki süreçte büyük avantajlar sağlayabileceğine dikkat çekti.
Sözde Federalizm ve Siyasi Yapı
Barrack, SDG'nin YPG ile olan bağlantısına da değinerek, "SDG, YPG'dir. YPG, PKK'nın bir uzantısıdır" ifadeleriyle dikkat çekti. Bu çerçevede, Suriye’nin federalizm altında bir yapı kabul etmeyeceğini vurguladı. Suriye'nin tüm kesimlerinin bir arada yaşayabilmesi için anlaşma sağlamayı hedeflediklerini dile getirdi. Ancak bunun mümkün olup olmayacağının altını çizen Barrack, "Tüm yollar Şam'a çıkar, tek bir millet ve ordu olmalıyız" şeklinde değerlendirmelerde bulundu.
ABD'nin Orta Doğu İlişkileri
Barrack, Türkiye’nin Orta Doğu’daki rolü üzerine de geniş bir değerlendirme yaptı. Türkiye’nin, Rusya-Ukrayna savaşındaki arabuluculuk çabalarının önemine dikkat çekti. Türkiye’nin tüm taraflarla özel ilişkiler kurduğunu ve bu ilişkilerin bölgedeki dengeleri sağlamada kritik bir rol oynadığını ifade etti. Türkiye’nin uluslararası ilişkilerde güçlü bir pozisyona sahip olduğunu söyleyen Barrack, bu ilişkilerin sürdürülebilir olması gerektiğini vurguladı.
Barrack, Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayisinde sağladığı gelişmelere de değindi. TB2 Bayraktar insansız hava araçlarının dünya çapında en iyi örneklerden biri olduğunu söyleyen Barrack, Türkiye’nin bu alanda kendi üretimini gerçekleştirdiğini ve bağımsızlık açısından önemli adımlar attığını belirtti. F-35 programındaki bekleyen durum hakkında da bilgi veren Büyükelçi, Türkiye’nin kendi insansız hava araçlarıyla dünya sahnesinde üst sıralarda yer alabileceğini öne sürdü.
Barrack'ın açıklamaları, Suriye'nin geleceği ve ABD'nin bölgedeki rolü hakkında önemli ipuçları sunmayı sürdürüyor. Suriye'nin iç dinamikleri ve uluslararası ilişkileri, önümüzdeki dönemde şekillenecek olan bu politikalara bağlı olarak daha da tartışmalı hale gelebilir.
