ÇÖLDEKİ KAKTÜS!...
Geçenlerde Ayazağa’da yer alan bir alışveriş merkezine gittim.
Yürüyen merdivenlerden itibaren biz neredeyiz diyerek homurdanmaya başladım. Sanki bir Arap ülkesindeyiz, birazdan Şeyh ve zevceleri ve mahdumları ile karşılacakmışız gibi bir hava hakimdi...
Bir ara pasaport kontrolünden ne vakit geçtim, buraya nasıl düştüm derken kendimi yakaladım. Etraf kara çarşaflı Arapça konuşan insandan geçilmiyor. Dükkanlar ya habibi diyen insanlarla dolu... Resmen memleketimizde kendimi yabancı gibi hissettim.
Düşündüm de bir zamanlar ne kadar kaliteli yabancı turistlerimiz vardı. Nereden, nereye geldik. İnanın insanın asabı bozuluyor. Gün içinde yallah yallah sözlerine maruz kalmaktan, gece rüyalarıma girdi. Bi bakmışım mobilbahis çöldeyim, başımda yelpaze sallayan kızlar var. Hava 48 derece... Çölde koca bir çadırın içindeyim, çok sıcak, çok sıcak derken Elvo Elvo diyen sevgilimin sesiyle uyandım. Shela kız gözlerini kocaman açmış bana bakıyor.
Şaka bi yana, Arapların Tarabya’da ev kiraladığı zamanlar vardı ya hani işte ben o günlere razıyım. Böyle mantar gibi her köşeden çıkmaları, fena asabımı bozuyor. Kendimi çöldeki kaktüs gibi hissediyorum.
••••••••••••••••••••••••
Sevgili evren haftamız sağlıkla, bereketle, mutlulukla, keyifle, yüzümüzde açan güllerle, varsa sıkıntılarımız puf diye uçup gitmesiyle, gönlümüzde açacak çiçeklerle, neşe içinde geçsin pls....
Perşembe gününe kadar hoş kalın, hoşça kalın.
elvankaracay@gmail.com
