Silivri'de gözaltında tutulan CHP'nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, partinin genel başkanı Özgür Özel'e yönelik başlatılan soruşturma hakkında düşüncelerini Sezai Karakoç'un "Onlar Sanıyor Ki" adlı şiirinin alıntısıyla ifade etti. İmamoğlu, bu ünlü şiirin dizelerini kullanarak, mevcut siyasi duruma dair eleştiride bulundu.
Ekrem İmamoğlu, resmi sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, Türkiye’de yaşanan gelişmelere dikkat çekerek, partisine ve liderine sahip çıkma mesajı verdi. İmamoğlu, özellikle demokrasiye ve insan haklarına vurgu yaparken, siyasi baskıların sona ermesi gerektiğinin altını çizdi. Türkiye'deki hukukun üstünlüğü, adalet ve ifade özgürlüğü gibi temel hakların önemine değinen İmamoğlu, zaman zaman zor bir süreçten geçildiğini ama bu süreçte cesur duruşun gerek olduğunu ifade etti. Alıntı yaptığı dizelerle, darbelerle ve hukuksuzluklarla dolu bir tarihi hatırlatmayı hedefliyor gibi görünüyordu.
Sezai Karakoç'un şiirindeki sözler, toplumda adalet arayışını ve bireylerin kendilerini ifade etme serbestisini sembolize ediyor. "Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak" ifadesi, baskı ve susturma çabalarına karşı bir direniş simgesi olarak öne çıkıyor. İmamoğlu'nun bu dizeleri alıntılayarak paylaşması, sadece kendi düşüncelerini değil, aynı zamanda haksızlıklara karşı durma arzusunu da yansıtıyor. Bu tür bir ifade, birçok birey için birer cesaret kaynağı oluşturarak, siyasi ve toplumsal adalet mücadelesine duyulan ihtiyacı vurgulamaktadır.
İmamoğlu'nun paylaştığı dizeler, sosyal medya kullanıcıları ve partili destekçiler arasında geniş yankı buldu. Birçok kişi mesajı paylaşarak, adalet ve hak arayışını desteklerken, duygusal tepkiler de ortaya çıkmıştır. Toplumda adalet arayışının yanı sıra hukuki süreçler hakkında artan bir kaygı söz konusu. İmamoğlu'nun açıklamaları, birçok insana yalnız olmadıklarını hatırlatacak bir destek sağlarken, gelecekte yapılacak seçimlere dair umutları tazeliyor. Bu tür paylaşımlar, toplumun geniş kesiminde yapılan haksızlıklara karşı duyarlılığı artırırken, birlikte kırılgan bir demokrasinin ve insan haklarının korunması gerekliliğini yeniden gündeme getiriyor.