Pençe-Kilit bölgesinde meydana gelen metan gazı faciası, 12 Türk askerinin hayatını kaybetmesine sebep oldu. Bu üzücü olay, toplumda büyük bir üzüntü yaratarak kamuoyunu sarstı. Olayla ilgili olarak Yeni Yol Grubu Grup Başkanvekili Selçuk Özdağ, önemli bir açıklamada bulundu. Özdağ, milli savunma yetkililerinin olayla ilgili olarak sorumluluk alması gerektiğini belirtirken, yaşanan ihmallerin derhal hesap vermesi gerektiğine vurgu yaptı.
Selçuk Özdağ, sosyal medya aracılığıyla yaptığı değerlendirmede meydana gelen olaya ilişkin ihmallere dikkat çekti. Özdağ, "Şehitlerimizin kanı yerde kalmasın" ifadesiyle yetkililere çağrıda bulundu. 12 askerin hayatını kaybetmesi sonrası oluşan acının büyüklüğü, Özdağ’ın sessiz kalmamasına neden oldu. Askerlerin gerekli tedbirler alınmadan ve korunmasız bir biçimde bir mağaraya sevk edilmesi, ciddi bir dikkatsizlik olarak değerlendirildi. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için yetkililerin proaktif bir yaklaşım sergilemesi gerektiğini ifade etti.
Yaşanan bu trajik olay, hem asker ailelerini hem de genel kamuoyunu derinden etkiledi. Gözler, bu duruma ilişkin yetkili mercilere çevrildi. Birçok sosyal medya kullanıcısı, yaşanan olayın ardından hükümete ve askeri yetkililere yönelik sert eleştirilerde bulundu. Özellikle, askerlerin güvenliği konusundaki eksiklikler medyada ve sosyal platformlarda gündem oldu. Olayla ilgili daha fazla araştırma yapılması ve sorumluların tespit edilmesi gerektiği ifade edildi. Bu bağlamda, ulusal güvenlik meseleleri üzerine yapılan tartışmaların önümüzdeki dönemde daha da derinleşmesi bekleniyor.
Özdağ’ın açıklamalarına destek veren bir dizi siyasetçi, benzer söylemlerde bulundu. Bu tür kayıpların önüne geçebilmek için etkin bir güvenlik protokolünün uygulanması gerektiği ifade edildi. Özellikle, askeri personelin teslimat sırasında karşılaşabileceği tehlikelerin önceden değerlendirilmesi ve gerekli önlemlerin alınmasının hayati önem taşıdığı vurgulandı. Bu tür olayların bir daha yaşanmaması için kamuoyunun sesi olmakta kararlı oldukları ifade ediliyor. Çeşitli sivil toplum kuruluşları da bu konuda kendi görüşlerini beyan ederek kamuoyunu bilgilendirme çabalarına girdi.
Özdağ, yetkililere hitap ederek, "Bu nasıl bir ihmaldir?" sorusunu yöneltti. Askerlerin güvenliği için gereken önlemlerin alınmadan bir operasyona gönderilmesinin kabul edilemez olduğunu vurguladı. Özdağ, bu acının hesabının sorulması gerektiğini ve içinde bulunduğumuz durumun sorgulanması gerektiğini ifade etti. Özdağ, bu tür olumsuz durumların bir daha yaşanmaması adına gerekli tedbirlerin artırılması gerektiğini belirtti.
Olayı değerlendiren Özdağ, acı verici olaylardan sonra sorumluluğun üstlenilmesi gerektiğinin altını çizdi. Askerlerin yaşamlarının, yeterli güvenlik önlemleri alınmadan tehlikeye atılmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Özdağ, bu tür ihmallerin sonuçlarının derin bir acı ve kayup olarak toplumun üzerinde kalacağını belirtti. İlgili mercilerin alması gereken derslerin olduğu ve kayıpların asla göz ardı edilmemesi gerektiği, bu olayın ardından tartışmaların yoğun bir şekilde devam etmesi gerektiği dile getirildi. Özdağ, söz konusu ihmallerin mutlaka aydınlatılması gerektiğini ve benzer durumların yaşanmaması için gerekli önlemlerin ivedilikle alınması gerektiği konusunu yineleyerek, olayların tekrarı halinde daha büyük kayıpların yaşanabileceğinin önemine değindi.
Ayrıca Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Genelkurmay Başkanı Metin Gürak ve Kara Kuvvetleri Komutanı Selçuk Bayraktaroğlu’nun olayın sorumluluğunu almak durumunda olduğunu söyleyen Özdağ, bu tür ihmallerin asla göz ardı edilmemesi gerektiğini vurguladı. Olayın ardından gerçekleştirilecek açıklamaların yüzeysel olmaması gerektiğini, gerçek bir hesap verme sürecinin izlenmesi gerektiğini belirten Özdağ; Türk milletinin böyle olayların ciddiyetini anladığını, ve her kaybın ardından sorumlu arayışına gireceğini dile getirdi. Özdağ, görevden alınma gibi sert tedbirlerin gerekliliğini savundu ve böyle bir durumun yalnızca Twitter'da değil, toplumsal bir bilinçle gündeme gelmesi gerektiğini ifade etti. Özdağ’ın ifadeleri, kamuoyunun bu trajik olayın altında yatan gerçeklerin ortaya çıkarılması konusundaki beklentisini yansıttı.
