CHP’ye bağlı belediyelere yönelik gerçekleştirilen son operasyonda gözaltına alınan iki önemli isim için yargı süreci başladı. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere, adli kontrol şartıyla serbest bırakılırken, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar tutuklama talebiyle mahkemeye sevk edildi. Gözaltına alınan bu isimler, ifade vermek üzere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü ve daha sonra adli işleme tabi tutuldu.
Son dönemde CHP'ye ait belediyelere yapılan operasyon, iş insanı Aziz İhsan Aktaş'ın beyanları doğrultusunda şekillendi. İfadesi alınan Aktaş ve yanındaki bazı isimlerin şikayetleri üzerinden yürütülen bu süreçte, Adana Büyükşehir Belediye Başkanı Zeydan Karalar, İstanbul seyahati sırasında gözaltına alındı. Karalar, Selivri'de tutuklu bulunan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nu ziyaret ettikten sonra, Gebze'deki ablasının evinde gözaltına alındı. Öte yandan, Ankara'dan Adıyaman'a dönerken gözaltına alınan Tutdere İstanbul Emniyet Müdürlüğü'ne götürüldü. Gözaltına alınan isimlerin savcılığa sevk edilmesiyle birlikte adli süreç hızlı bir şekilde başladı.
Gözaltında bulunan isimler hakkında savcılık önemli iddialar ortaya koydu. Zeydan Karalar’ın da içinde bulunduğu üç kişi "icbar suretiyle irtikap" suçlamasıyla, diğer üç isim ise "suçtan kaynaklanan mal varlığı değerlerini aklama" suçlamasıyla tutuklama istemiyle hakimliğe gönderildi. Karalar’ın durumu, gözaltına alınmasının ardından ciddiyet kazandı ve savcılık, onu tutuklama talebiyle mahkemeye sevk etti. Bu tür suçlamalar, beraat yerine tutuklamayı öncelikli hale getiriyor. Adıyaman Belediye Başkanı Abdurrahman Tutdere ise savcılığın talebi doğrultusunda adli kontrol ile serbest bırakılmak istendi. Bu tür savcılık işlemleri, yargı süreci açısından büyük bir önem taşıyor.
Abdurrahman Tutdere'nin durumuyla ilgili olarak Sulh Ceza Hakimliği, Savcılık tarafından adli kontrol talebi üzerine hareket etti. Tutdere hakkında "konutu terk etmeme" şeklinde bir adli kontrol kararı verildi. Bu durum, Tutdere'nin belirli bir süre evinde kalacağı ve yargı sürecinin devam edeceği anlamına geliyor. Ev hapsi gibi tedbirler, mahkeme sürecinin daha rahat geçmesini sağlamayı hedefliyor. İlgili makamlar, bu tür durumlarda sanıkların kaçış ya da delil karartma olasılığını en aza indirmek amacıyla adli kontrol tedbirlerini sıklıkla kullanmaktadır. Bu süreçte alınan kararlar, hem yasal hem de kamuoyunun değerlendirmesi açısından önem kazanıyor.
