Türkiye’de emekli olmak emeklinin insanca yaşama hayali gittikçe uzaklaşan bir hayal olma olasılığını koruyor .


2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’nda sıralanan hedefler, 2025’te hayata geçirilmesi öngörülen düzenlemelerle milyonlarca çalışan ve emekli için oldukça radikal değişikliklere gidileceğini gösteriyor. Uluslararası Para Fonu (IMF) tarafından geçen yıl eylülde yapılan 4. Madde konsültasyonu ardından hazırlanarak iktidara iletilen Türkiye Raporu’nda; Sosyal güvenlik sisteminde kamusal destek ve ödemelerin azaltılması, sistemin ağırlıkla özel emeklilik ve sağlık sigortalarına devredilmesi, kıdem tazminatı başta olmak üzere işverenlerin istihdam yükünün azaltılması, ücretlerin yılda bir kez hedef enflasyon oranında artırılması, emeklilik yaşının 65 üzerine yükseltilerek çalışma süresinin uzatılması, esnek ve uzaktan çalışma yöntemleriyle istihdam maliyetleri düşürülerek sosyal güvencesiz çalışmanın yaygınlaştırılması vb. önerilere yer verildi.


Cumhurbaşkanlığı 2025 Yıllık Programında IMF tavsiyelerinin hemen tamamı iktidarın hedefleri olarak sıralanırken, 2025’te büyük bölümünün hayata geçirilmesi öngörülüyor. Programda nüfus artış hızı ve doğurganlığın düşmesi nedeniyle 65 yaş ve üstü nüfusun toplam nüfustaki payının artacağı, 2030’da yüzde 13,5’a, 2050’de yüzde 23,1’e ulaşacağı belirtiliyor. Türkiye’nin demografik yapısındaki bu değişimin çalışma hayatı, istihdam, sosyal güvenlik sistemi, bütçe ve kamu finansmanı üzerine büyük bir maliyet bindireceği dile getiriliyor. 65 yaş sonrası yaşam süresinin 18 yıla uzaması nedeniyle emeklilik yaşının yükseltilmesi ve daha uzun süre çalışılması gerektiği belirtiliyor.


AKP iktidarının 2008’de çıkarttığı yasa uyarınca 2008’de ilk kez sigortalı işe giren kadınlar için emeklilik yaşı 58, erkekler içinse 60. Bu yaş sınırı kademeli olarak 65’e kadar çıkıyor. Cumhurbaşkanı yaşam süresinin uzaması gerekçesiyle emeklilik yaşının 65’in üstüne çıkarılması, çalışma ve prim ödeme süresinin uzatılması görüşünde.


Yıllık programda sosyal güvenceden yoksun şekilde esnek çalışma modellerinin yaygınlaştırılacağı dile getirilirken, kısa çalışma, evden çalışma gibi esnek çalışma modellerinin sosyal güvenlik sistemine uyumunu arttırmak üzere çalışmalar yapılacağı ifade ediliyor. Bu ifadeler, esnek ve güvencesiz çalışma modelleriyle ücretlerin daha da düşürüleceği, bu tür istihdamda sağlık ve sosyal güvencenin olmayacağı, emek istismarının yaygınlaşıp yasallaşmasına zemin hazırlanacağı anlamına geliyor.Emeklileri düşük maaşlara mahkum ederek ekonomiye yük gören iktidar, emeklilik yaşını yükseltmeye hazırlanıyor; ‘yaşam süresindeki artışa uyumlu olarak emeklilik yaşının yeniden düzenlenmesi, çalışanların daha uzun süre istihdamda kalması’ hedefleniyor.Türkiye’de kişi başına kırmızı et tüketimi yıllık 10 kilonun altına inerek açlık çeken Afrika ülkeleri seviyesine geriledi. AB ortalaması kişi başına yıllık 30-35 kilo arasında değişirken, Türkiye’nin geldiği nokta çocukların ve gençlerin ağır bir açlık ve beslenme sorunuyla karşı karşıya olduğunu ortamda emekli yüklenen yılların ağırlığı ezilmeye devam edecek…