iktidar tarafından ‘İkinci Emekli Aylığı’ vaadiyle pazarlanan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), sosyal güvenlik sisteminin özelleştirilmesidir. Milyonlarca işçinin kıdem tazminatı hakkının elinden alınacağı TES, IMF ve OECD’nin tavsiyesidir!
2025-2027 arası üç yıllık dönem için açıklanan Orta Vadeli Program’da (OVP), 2025 yılından itibaren sosyal güvenlik ve emeklilik sisteminin radikal şekilde değiştirilmesi, ‘ikinci emekli aylığı’ vaat edilerek Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi’ne (TES) geçilmesi öngörülmektedir. Getirilmek istenen modelde çalışanların ‘zorunlu’ olarak katılacağı ‘Otomatik Katılım Sistemi’nin (OKS) işveren ve devlet katkısıyla ikinci basamak emeklilik sistemine dönüştürülüp TES olarak 2025’in son çeyreğinde işlerlik kazanacağı vurgulanıyor. Halen isteğe bağlı Bireysel Emeklilik Sistemi’nde (BES) ikinci emeklilik maaşı söz konusu iken TES ile orta ve uzun vadede SGK’nın küçültülmesi, sosyal güvenlik ve sağlık sisteminin tümüyle özelleştirilmesi hedefleniyor. OVP’de TES; ‘Çalışan veya devlet tarafından, çalışanın bireysel hesabına yapılacak nakdi katkıların emeklilik yatırım fonlarında yatırıma yönlendirilip nemalandırılacağı bir sistem’ olarak tanımlanıyor. Buna göre çalışanlar katılacakları fonları seçerek prim ödeme tutarlarını tercih edip belirlenecek süre ve yaşta ikinci emeklilik maaşına kavuşacak. TES’teki en kritik düzenleme kıdem tazminatının ortadan kaldırılmasını ve işverenlerin rahatlatılmasını amaçlayan aylık tazminat uygulaması. İşverenler her ay çalışanlarına maaşının yüzde 8,33'ünü tazminat olarak ödeyecek. Bu tutar, çalışanın kişisel hesabında toplanacak ve emeklilikte emekli ikramiyesi veya kıdem tazminatı yerine geçecek. Böylece işçinin işverenden hizmet yılları karşılığı kıdem tazminatı alması uygulamadan kalkacak. Muhtemelen işçi konfederasyonları TES’le kıdem tazminatının buharlaştırılmasına suskun kalmayacaktır diye düşünüyorum. IMF ve OECD’nin telkin ettiği TES, tıpkı SGK’lıların sağlık hizmetinin katkı payları ve Şehir Hastaneleri modeliyle, aylar sonrasına randevu verilen Merkezi Hekim Randevu Sistemiyle (MHRS) özel hastanelere yönlendirilip, özel sağlık sigortası şirketlerinin ‘Tamamlayıcı Sağlık Sigortası-TSS’ poliçeleriyle her yıl yüz milyarlarca lira kazanmasına olanak yaratılması gibi, emeklilik güvencesini de özel şirketlere, yatırım fonlarına devretmeyi öngörmektedir. İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanının Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanını da yanına alarak iktidardan talep ettiği 12 maddelik ‘İşveren dostu önlem ve destekler’, TES ile hayata geçirilecek modeli esas alan düşük ücretli, tazminatsız, fazla mesaisiz çalıştırılacak ‘çağdaş köleler’ talebidir. İçişleri Bakanının MÜSİAD üyeleriyle toplantısında, telefonları kapattırıp ‘sığınmacı ve göçmen istihdamına kolaylık sağlayan düzenlemelerin yakında açıklanacağını’ müjdelemesi, TES’e itiraz etmesi olası işçilere, sendikalara ve konfederasyonlara Suriyeli, Afgan, Afrikalı ucuz işçi alternatifi üzerinden göz dağı verip tehdit etmektir.
İktidarın kendi yurttaşına ucuz işgücü olmayı, güvencesiz çalışmayı, tazminattan vazgeçmeyi dayatan Tamamlayıcı Emeklilik Sistemi (TES), emekçiyi sahipsiz bırakan, anayasanın sosyal devlet ilkesini yok sayan çağ dışı bir sömürü modelidir!
Sosyal devletin asli görevi; ülkenin gençlerine, yaşlılarına, emeklilerine, yoksul ve dar gelirli ailelerine, hastalarına, kadın ve çocuklarına, işçisine-işsizine, çiftçisine, kuçuk esnafına sahip çıkmak, milletin vergileriyle sağlanan kaynakları ve olanakları tüm bu kesimler için en adil şekilde seferber etmektir!