Darbe sonrası Sudan'dan kiralanan araziler ne olacak?

CHP Tekirdağ Milletvekili ve Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. İlhami Özcan Aygun, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde “Tarımda Milli Birlik Projesi”nin Türk çiftçisinin derdine derman olmadığını ve gerçeklerden uzak olduğunu kaydetti. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Sudan’dan 99 yıllığına kiralanan 780 bin 500 hektarlık arazi ile “gıdada arz güvenliği” sağlanacağı yönündeki açıklamasına işaret eden Aygun, “Sudan’da darbe oldu. Bu anlaşmanın akıbeti ne olacak? AKP, darbeyi yapan ordu ile görüşüp bu anlaşmayı sorabilecek mi? Yabancı topraklara bel bağlayarak milli tarım yapılamaz. Bakın darbe olur, anlaşmanız çöp olur! Milli tarım milli topraklarda, milli çiftçiye tam destek vererek gerçekleşir” uyarısını yaptı.

Vekil Haberleri 13.04.2019, 10:10
Darbe sonrası Sudan'dan kiralanan araziler ne olacak?

CHP Tekirdağ Milletvekili ve Ziraat Yüksek Mühendisi Dr. İlhami Özcan Aygun, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi Programı çerçevesinde “Tarımda Milli Birlik Projesi”nin Türk çiftçisinin derdine derman olmadığını ve gerçeklerden uzak olduğunu kaydetti. Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli’nin Sudan’dan 99 yıllığına kiralanan 780 bin 500 hektarlık arazi ile “gıdada arz güvenliği” sağlanacağı yönündeki açıklamasına işaret eden Aygun, “Sudan’da darbe oldu. Bu anlaşmanın akıbeti ne olacak? AKP, darbeyi yapan ordu ile görüşüp bu anlaşmayı sorabilecek mi? Yabancı topraklara bel bağlayarak milli tarım yapılamaz. Bakın darbe olur, anlaşmanız çöp olur! Milli tarım milli topraklarda, milli çiftçiye tam destek vererek gerçekleşir” uyarısını yaptı.

TARIM VE EĞİTİM YAP-BOZ TAHTASI OLDU

Aygun, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ın açıkladığı Yeni Ekonomi  Programı’nın en önemli ayağını oluşturan “Tarımda Milli Birlik Projesi’ni madde madde inceledi.

AKP’nin tek başına iktidar olduğu 17 yıl boyunca stratejik ve planlı bir tarımsal kalkınma politikası yürütemediğini vurgulayan Aygun, şu tespitleri yaptı:

“AKP’li bakanlar, birbirine sahip çıkmayınca, çiftçi ortada kaldı! Her bakan, bir öncekinin projesini rafa kaldırdı. Eski Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik’in getirdiği “Milli Tarım Projesi”, sonraki bakan Ahmet Eşref Fakıbaba tarafından rafa kaldırıldı. Şimdi bu proje birkaç makyajla yeniden ısıtılıyor. Eğitim gibi tarımı da yap-boz tahtasına çevirdiler. Strateji, vizyon, planlama ve liyakatten uzak bir anlayışla tarımsal kalkınma olamaz!”

“YARIM MİLYON ÇİFTÇİ TARIMDAN ÇEKİLDİ!”

Aygun, 2002 yılında 2 milyon 588 bin olan çiftçi sayısının yanlış politikalar nedeniyle 2 milyon 132 bin kişiye düştüğüne işaret etti. Yarım milyon çiftçinin topraklarından geçinemediği için üretimden çekildiğini kaydeden Aygun, girdi maliyetlerindeki artış nedeniyle para kazanamaz hale gelen üreticinin topraklarını terk ederek “tüketiciye dönüştüğünü” vurguladı.

BDDK verilerine göre çiftçi borcunun 2002 yılında 530 milyon lira iken 2018 yılı sonunda 101 milyar liraya fırladığına işaret eden Aygun “Yani 16 yılda çiftçi borcu 190.5 kat artmıştır. Çiftçi kan ağlamakta, geçinemez haldedir” diye konuştu.

Yeni programda çiftçinin girdi maliyetlerini sübvanse etmeye yönelik tek bir cümle geçmediğinin altını çizen CHP Tekirdağ Vekili Dr. İlhami Özcan Aygun, şu tespitleri yaptı:

 “Özellikle 2018 yılında dövizdeki zıplama nedeniyle mazot, gübre, yem, ilaç ve tohum fiyatlarında fahiş artış meydana gelmiştir. Gübrenin kilogram fiyatı 2017’ye göre yüzde 112-130 artmıştır. Tarımsal sulama ile aydınlatma tarifelerine yüzde 70’i aşan zam yapılmıştır. Bakanlığın gübre fiyatlarında yaptığı yüzde 15 indirim ise devede kulak kaldığı için çiftçinin üretimden kopuşu engellenememiştir!

Mazot fiyatları geçen yıla göre yüzde 25-30 artmıştır.  Devletin mazot desteği ise yağlı tohumların ekiminde yüzde 11,76 düzeyinde kalmıştır. Bu şartlarda çiftçi üretim yapabilir mi? Üzülerek gördüm ki yeni pakette çiftçinin girdi maliyetlerinin sübvanse edilmesine yönelik tek bir cümle yok!”

İTHALATLA MİLLİ TARIM OLMAZ

Aygun, tarımdaki çöküşün Türkiye için çok dramatik olduğunu, sadece 2019’un ilk iki ayında 113.5 milyon dolar canlı hayvan, 409 milyon dolar hububat ithal edildiğini açıkladı. Dolardaki artış nedeniyle ithalatın Türkiye bütçesine maliyetinin arttığının altını çizen Aygun, “İthalatla milli tarım da milli birlik de olmaz” dedi.

TARIMDA ÜRETİCİLER TÜKETİCİ OLMAYA BAŞLADI

Aygun, yanlış politikalar sonucu, Arazi Bölünebilirlik Yasası ile üreticide miras problemleri yaşandığını kaydetti. Yaşlı mevsimsel üreticinin artık tüketici haline geldiğine işaret eden Aygun, “Yani ülkemizin her alanında olduğu gibi tarımda da tam bir tüketim dönemine geçtik. Üretenler adım adım tüketici haline dönüşüyor. Her şeyi tüketerek var olamazsınız” eleştirisini yaptı.

Aygun, bakanın açıkladığı paketin gerçekçi olmadığını madde madde sıraladı:

“YENİ BİR KİT OLAN SERA A.Ş KURULACAK”

“Bakan Albayrak, gıda enflasyonuna karşı dengeleyici olması için Tarım Kredi Kooperatifi ortaklığıyla Sera A.Ş. kurulacağını açıkladı. Projeye göre Sera A.Ş bünyesinde 2019 yılında ilk etapta 2 bin hektar teknolojik sera inşa edilirken, orta vadede 5 bin hektar üretim alanına ulaşılarak, uzun vadede örtü altı sebze üretimi yüze 25’i karşılanacakmış.

Bakın, Türkiye’de şu anda toplam 750 bin dekar sera alanının yüzde 2’si olan 13-15 bin dekar alanda modern sera yapılıyor. İktidar Sera A.Ş. üzerinden 20 bin dekar sera kuracağını açıkladı. Bunun kurulum maliyet 1 milyar Euro olarak hesaplanıyor. Bu kadar büyük bir sera alanının 8 ayda bitirilmesi mümkün değil!

Üstelik Sera A.Ş. yeni bir tarımsal KİT olarak kurulacak. Bugüne kadarki tüm tarımsal KİT’leri ehil ve liyakatli kadrolar yerine torpilli kadrolarla dolduran AKP, tarımı içinden çıkılamaz hale getirmiştir. TİGEM’e atanan üst düzey yöneticiler, sosyolog, açık öğretim mezunu, ilahiyatçı, mimar olursa tarımsal kalkınmayı sağlamak mümkün olabilir mi?”

TÜRKİYE DANA ETİ YİYOR!

Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, 47 milyon olan küçükbaş hayvan varlığının 4 yıl içinde 100 milyona yükseltileceğini açıkladı.

Bu da ülke gerçeklerinden kopuk bir iddiadır. 2017 yılında 100 bin 58 ton olan koyun eti üretimi 2018 yılında 100 bin 831 tona çıkmış, sadece binde 7 oranında artış sağlanabilmiştir. Bu bakımdan 4 yıl içerisinde küçükbaş hayvan sayısında yüzde 212 artış öngörüsü gerçekçi değildir. Üstelik   Türkiye’de kişi başı et tüketiminin yüzde 34’ü büyükbaş etidir. Sadece et tüketiminin yüzde 4’ü küçükbaş hayvan etidir. Yani büyükbaş et tüketimi küçükbaş et tüketiminden 8.5 kat fazladır.  Önce halkı nasıl küçükbaş et tüketimine yönlendireceğiz, bunun projeksiyonunu yapmak gerekir. Üstelik küçükbaş hayvancılığı meraya dayanır. Meracılığı bitiren, Büyükşehir Yasası ile köy anlayışını ortadan kaldıran iktidar, küçükbaş hayvancılığını ayağa kaldırabilir mi?”

ARACIYI ORTADAN KALDIRABİLECEK MİSİNİZ?

“Bakan Albayrak, tohumdan sofraya hakkaniyetli bir değer zinciri oluşturulacağını, kooperatif yapısının merkezde olduğu güçlü kurumsal alt yapı oluşturulacağını söyledi.

Ancak şu ana kadar AKP, kooperatifleri desteklememiştir. Peki üretici ve kooperatiflerin hal içerisindeki payını artırmak yerine üretici ve kooperatiflerin tüketiciye doğrudan satış yapması sağlanamaz mı? Aracıyı devre dışı bırakmayı düşündünüz mü?”

Dr. İlhami Özcan Aygun

CHP Tekirdağ Milletvekili

Yorumlar (0)