reklam
Gazete Kritik Siyaset TBMM Genel Kurulu’nda Kritik Gündem: Zeytinlikler, Darbe Girişimi ve Eğitimde Şaibe Tartışması

TBMM Genel Kurulu’nda Kritik Gündem: Zeytinlikler, Darbe Girişimi ve Eğitimde Şaibe Tartışması

CHP, İYİ Parti, Yeni Yol ve DEM Parti grup başkanvekilleri TBMM Genel Kurulu’nda önemli açıklamalarda bulundu. Zeytinlik alanların madenciliğe açılmasına tepki gösterilirken, 15 Temmuz darbe girişimi, terörle mücadele ve Liselere Geçiş Sınavı’ndaki şaibe iddiaları da sert tartışmalara sahne oldu.

TBMM Genel Kurulu'nda konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, "Yüce Meclis, Gazi Meclis maalesef, 2-3 şirketin kâr hırsına kurban edilmektedir. Yüce Meclis, 600 milletvekiliyle gelmiş, 'üç tane şirket nasıl daha çok kömür çıkarır' derdine düşmüş, zeytinleri katletmenin derdine düşmüş. Sizin bu zeytinlerle sorununuz nedir? Anadolu topraklarında üç bin yıldır zeytin var, izin verirseniz üç bin yıl daha olacak. Siz geldiğinizde zeytinler vardı, bundan sonra da olacak izin verirseniz eğer ama biz size, bu hainliğe izin vermeyeceğiz. Yasalar soyut yapılır değil mi, niye veriyorsunuz koordinatlarını? 'Şu şirket, şurada kömür çıkarsın, üstündeki zeytinleri katledin'. Utanmalısınız" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda, siyasi partilerin grup başkanvekilleri gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Yeni Yol Grup Başkanvekili Bülent Kaya, konuşmasında şunları söyledi:

Kaya: "Tozpembe hayaller çerçevesinde 'sadece süreci alkışlayın' diyenlerden olmayacağız"

"'Güvenlikçi politikalar önemlidir ama temel hak ve hürriyetler ve başka konularda da devletin mutlaka alternatif enstrümanları devreye sokması lazım gerekir' derken 'Siz terörle mücadele etmek istemiyor musunuz? Terörle ancak mücadele edilir' diyenler ve bu kürsülerden biz konuşurken özellikle kayyum ve benzeri uygulamalar konusunda bizi şeytanlaştırmaya, ötekileştirmeye çalışanlar terörsüz Türkiye'ye samimi bir şekilde taraftar olup olmadıklarını sorgulamalıdırlar. Elbette terörsüz bir Türkiye'den yanayız ama aynı zamanda hukuksuz bir Türkiye'ye de rıza göstermeyeceğimizi bir kez daha vurgulamak istiyoruz. Elbette terörsüz bir Türkiye'den yanayız ama yoksullaştırılmış bir Türkiye'ye de rıza göstermeyeceğimizi ifade ediyoruz. Elbette terörsüz Türkiye'den yana olacağız ama kamu atamalarında iktidar grubu dışında kimseye bir damla su içirmeyin, ehliyetsiz ve liyakatsiz atamalara da sonuna kadar itiraz edeceğiz. Elbette terörsüz bir Türkiye'den yana olacağız ama 86 milyonu kardeş bulup bu yolda 86 milyonla birlikte yol yürümeye ve 86 milyonun da hassasiyetini dile getirmeye devam edeceğiz. Terörsüz bir Türkiye'den yana olacağız ama asla gafil ama asla tozpembe hayaller çerçevesinde 'sadece süreci alkışlayın' diyenlerden olmayacağımızı buradan bir kez daha ifade ediyorum."

Kavuncu: "Bu yaşadıklarımız terör örgütünün silahla yapmadığını biz silahsız yaparız demektir"

İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, "15 Temmuz tarihimizde çok kritik bir gün olarak anılacak. Sadece o gün yaşananlar açısından değil öyle bir sürece nasıl geldik, millet devleti nasıl sokaktan toplamak zorunda kaldı bunun tüm detaylarıyla araştırılması lazım. Nerede bir zaafiyet var bu konuda kim ihmalkar davrandıysa kim hangi makamları peşkeş çektiyse bunların net olarak ortaya çıkması lazım. Bir taraftan binlerce insan gazeteye abone oldu diye, okullarda okudu diye tutuklanıyor ama bu yapının üst yönetim kısmıyla alakalı tek bir kalem oynatılmıyor" dedi.

Kavuncu, "Terörsüz Türkiye" sürecine ilişkin ise şunları söyledi:

"Bir süreç yürütülüyor. Bu süreç kapsamında 30 kişilik bir terör örgütüne mensup grup silahlarını yaktı. Bir KCK yapısı var, PYD var, YPG var. Bunlarla alakalı herhangi bir adım atılacak mı dediğimizde birileri üzerimize yükleniyor ve 'barışa karşı mısınız' deniliyor. Geçmişte yaşanmış örnekler var. Biz bu süreci açılım sürecinde de yaşadık. O zaman valilere, emniyet müdürlerine talimatlar verildi. 'Görmeyin, gözünüzü kapatın' denildi. Bugün farklı bir versiyonu yaşanıyor. Bir askerimiz şehit oluyor sebebini sorunca 'drone çarptı' deniliyor. O sürecin sonunda ne oldu; 793 evladımız şehit oldu. Bu süreç çok daha tehlikeli bir süreç çünkü sadece terör örgütünün silah bırakmasıyla değil başka bir süreç de yönetiliyor. Milli kimliğe yönelik de bir saldırı söz konusudur. Herkes şunu iyi anlasın; Türk kimliği başka hiçbir ülkede başka hiçbir kimliğin karşıtı ya da alternatifi değildir. Öyle günler yaşıyoruz ki Türk denilemiyor Türkiyeli deniliyor. Bu nasıl bir aymazlıktır? Bu sürecin sonunda elde edilmek istenen nedir? Bu, milli kimliği yıpratacak bir tavırdır. Türk lafından sizi bu kadar rahatsız eden ne? Bu, milli birliği tahrif etmektir. Bütün bu yaşadıklarımız terör örgütünün silahla yapmadığını biz silahsız yaparız demektir."

Temelli: "Gelin pozitif bir yaklaşımla bu komisyona destek verelim"

DEM Parti Grup Başkanvekili Sezai Temelli, "Bir ülkede barış ve toplumsal barış iki farklı dinamik olmakla beraber birlikte hareket etme zorunluluğuna sahiptir. Bugün barış adına bir çatışmasızlık iklimi kurma çabası vardır. Diğer taraftan toplumsal barışı da gözeten, özgürlük ve adalet denklemini doğru kuran dinamiklere de özenli yaklaşmalıyız. Bu konuda bir adaletsizlik mekanizmasıyla karşı karşıyayız" dedi.

CHP'li belediyelere yönelik soruşturmalara ilişkin ise Temelli, şu ifadelere yer verdi:

"Sürekli adaletsizlik mekanizmasının ortasında duran bir şahsiyet. 15 Temmuz darbe kalkışmasına karşı çıkarken de o zaman Zekeriya Öz vardı. Onu da böyle anardık. Bu ikisi arasındaki ilişkiyi asla koparmayalım. Darbe mekaniğinin bütün kalıntılarından kurtulamadığımız sürece bir adalet, özgürlük ülkesinden bahsetmek mümkün değil. Neden Selahattin Demirtaş  hala özgürlüğüne kavuşamıyor? Kobani kumpas davasının o dosyasını hazırlayanlar tam da 15 Temmuz darbesini örgütleyenlerdi.

11 Temmuz'da tarihi bir sürece tanıklık ettik. Hiç öyle küçümsenecek bir şey değildir. Bu çatışmayı ortadan kaldıran bir yöntem ortaya konulmamıştır. Geçmişin terör retoriğine savunarak ve ayrımcılıkla konuşarak bir yöntem üretemediniz. 1 Ekim'de uzanan el kıymetli bir eldi, karşılığını buldu. Meclis'te bir komisyon kurulacak. Gelin pozitif bir yaklaşımla bu komisyona destek verelim. Toplumun beklentisi bu yöndedir. Toplumun bütün bu yöndeyken siz burada savaş çığırtkanlığı yapamazsınız." 

Emir: "Tek adam rejimi sonucunda 19 Mart darbe girişimine maruz kaldı"

CHP Grup Başkanvekili Murat Emir 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin şunları dile getirdi:

"15 Temmuz darbe girişiminin altındaki en önemli etken, o zaman on üç yıllık iktidar olan AKP iktidarının FETÖ'yle aynı menzile birlikte yürümüş olması, devletin tüm kadrolarını neredeyse FETÖ'ye tahsis etmesi ve FETÖ'yle âdeta kol kola girerek laik, demokratik Cumhuriyeti ve Kemalist orduyu tasfiye etmiş olmasıdır. Bu öz eleştiriyi yapmadan, bu sorumluluğu almadan 'Milletimiz bizi affetsin'e diyerek kurtulmak mümkün değildir ve gerçekten yüzleşmek de mümkün değildir. Darbe hazırlanırken görmezden gelinmiştir, darbeci generallerin önü açılmıştır, darbeci generallerin önü açılsın diye Atatürkçü subaylar tasfiye edilmiştir, yargı tamamen FETÖ'ye teslim edilmiştir, önlenebilecek bir darbe önlenmemiştir.  Gelinen noktada anayasasızlaştırılmış, hukukun her gün ayaklar altına alındığı, devlet mekanizmalarının çürütüldüğü bir tek adam rejimiyle karşı karşıyayız ve bunun bir sonucu olarak da 19 Mart darbe girişimine maruz kaldı."

Emir, LGS'de şaibe iddialarına ilişkin ise "Millî Eğitim Bakanlığı'nı tarikatlara, cemaatlere peşkeş çekmekle yetinmemiş, şimdi de LGS üzerinden kimi okulların kimi öğrencilerini iyi okullara yollamanın derdine düşmüş. Kendisine 'geri zekalı' demeyeceğiz ama şunu deme hakkımız var; biz, Yusuf Tekin'e sorar gibi soralım. Bu 700 küsur öğrenci hangi illerin ve hangi imam hatip okullarının öğrencileridir? Çıkacaksın, söyleyeceksin burada. Bu söylenmeden olmaz. İkinci soru; sınav daha devam ediyorken kimi velilerin bu soruların PDF'lerini yayımladığını biliyoruz, bu sabit, kendisi de kabul ediyor. Bakın, o anda çekilmiş resimler falan değil, PDF'ler. Sen nasıl oluyor da 'bu sınavda güvenlik riski olmadı' diyebiliyorsun" dedi.

Emir, bugün görüşmelerine devam edilmesi planlanan ve zeytinlik alanları madencilik faaliyetine açacak torba yasaya ilişkin ise "Yüce Meclis, Gazi Meclis maalesef, 2-3 şirketin kâr hırsına kurban edilmektedir. Yüce Meclis, 600 milletvekiliyle gelmiş, 'üç tane şirket nasıl daha çok kömür çıkarır' derdine düşmüş, zeytinleri katletmenin derdine düşmüş. Sizin bu zeytinlerle sorununuz nedir? Anadolu topraklarında üç bin yıldır zeytin var, izin verirseniz üç bin yıl daha olacak. Siz geldiğinizde zeytinler vardı, bundan sonra da olacak izin verirseniz eğer ama biz size, bu hainliğe izin vermeyeceğiz. Yasalar soyut yapılır değil mi, niye veriyorsunuz koordinatlarını? 'Şu şirket, şurada kömür çıkarsın, üstündeki zeytinleri katledin'. Utanmalısınız" dedi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *