Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Özgür Özel, 4 Haziran’da Gaziosmanpaşa’daki CHP mitinginde İstanbul Başsavcısı Akın Gürlek’e şu sözlerle yüklenmişti:
“Akın, sert kayaya çarptın oğlum! Akın, sert kayaya çaptın! Sabrımızın sonundayız, Saraçhane’deki kararlılığımızla söylüyorum. Gelirim, darmadağın ederim, aklını başına topla.
Özel’e Gürlek hakkındaki sözleri nedeniyle ‘suç işlemeye tahrik’, ‘kamu görevlisine hakaret’ ve ‘tehdit’ suçlamalarıyla soruşturma başlatılmıştı.
“Bu bayram, bize bayram gibi gelmedi”
Kurban Bayramı nedeniyle Manisa’da bayram namazı kılan Özel, daha sonra gazetecilere açıklamada bulundu. İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) odaklı soruşturmaların beşinci dalgasında gözaltına alınan CHP’lilerin basına servis edilen görüntülerini anımsatan Özel, şunları söyledi:
“Ancak bu bayram, bize bayram gibi gelmedi. Çok sayıda arkadaşımız haksız ve hukuksuz yere, iftiralarla tutuklandı. Büyük bir algı yönetimi için CHP‘nin pırıl pırıl belediye başkanları, başta İstanbul Büyükşehir Belediye başkanımız olmak üzere bir iftira fırtınası içinde sürekli birtakım suçlar ve suçlularla ilişkilendirilmek suretiyle itibarsızlaştırılmaya çalışılıyor.
Hakem her zaman millettir. Milletin gözünün önünde oluyor. Arkadaşlarımız bundan bir yıl önce rekor oylarla seçildiler. Biz, kaybettiğimiz seçimin sonucunu hazmeden, 47 yıl ikinci parti çıkmış ama millete gık dememiş, bütün sorumluluğu kendinde görmüş ve çalışarak başarmış bir partiyiz.
Biz Manisa’da yüzde 6 oy da aldık, son seçimde yüzde 60 oy da aldık. Yüzde 6 olunca ne darbeye ne iftiraya kalkıştık, kusuru kendimizde aradık, daha çok çalıştık.
“Kul hakkı yiyorlar”
47 yıl boyunca ikinci parti olmuş, buna sabretmiş bizlerin yanında AKP maalesef, iki seçim arası 47 ay vardı, kaybettiği yerel seçimle Cumhurbaşkanlığı seçimine kadar, bizim 47 yıllık sabrımızı 47 ay değil, 47 gün gösteremediler. CHP’ye ve başarılı belediye başkanlarına, ki bu belediye başkanlarından biri Cumhurbaşkanlığına yürüyordu, yürümeye devam edecek, bir itibarsızlaştırma kampanyasına giriştiler ve büyük haksızlık yapıyorlar. Kul hakkı yiyorlar. Yanlış yapıyorlar, ayıp ediyorlar.
“Bütün yargılamalar televizyondan yayınlansın”
Bundan sonraki süreçte biz, mücadelemize devam edeceğiz. Elbette yargının ne durumda olduğu ortada ama önünde sonunda doğrular ortaya çıkacak. Bütün yargılamaların televizyonlardan yapılması, suçlamaların da bunlara verilen cevapların da iddianın da iftiranın da karşısındaki kanıtın ve masumiyetin televizyonlardan yayınlanmasını bütün arkadaşlarıma büyük bir güvenle bir kez daha ifade ediyorum. Hepimizin bayram gibi bayramlara kavuşacağı yarınları diliyorum.”
“Canım acıdı, acımaya da devam ediyor”
Gürlek’e sözleri nedeniyle açılan soruşturmaya işaret eden Özel, şunları söyledi:
“Herhangi bir soruşturma varsa tutuksuz yargılama esastır. Tutukluluk hali istisnadır. Maalesef bir istisnayı kaide, kaideyi istisna yaptılar. Önüne geleni tutukluyorlar.
Altı aylık daha yeni evli arkadaşımızı, daha yanına yeni taşınmış komşuyu şahit yapıp evini didik didik arıyorlar. Hepsinin koluna iki polis sokup sanki büyük bir suç örgütü varmış gibi 50-60 yıl öncede bıraktığımız görüntüleri yaşattılar. Kanıma dokundu. Canım acıdı, acımaya da devam ediyor.
O görüntüleri darbe döneminde siyasetçilere yapılan o muameleyi benim belediye başkanlarıma, bürokratlarıma kimse yapamaz.
O görüntüleri yaşatanlara şunu söylüyorum: “Herkes ayağını denk alacak. Bir daha o görüntüleri görmeyeceğim” dedim. Aynı cümlemin altına imza atıyorum.
“Bin pişman ederim”
Sen, Anayasa’nın, kanunun verdiği yetkiyi aşarsan; önüne gelen CHP’liyi tutuklarsan, 600 kilometre ötedeki cezaevlerine sevk edersen, burada haksızlık ve hukuksuzluk var. Bunun karşısında bu partinin hakkını aramak benim görevim. O gün ne söylediysem altına imza atıyorum. Bundan sonra hiç kimse hak etmediğimiz o görüntüleri bize yaşatmayacak. Yaşatanı bin pişman ederim.
“Bu kul hakkı ne bu dünyada ne öbür dünyaya taşınır”
Her türlü rezilliği göze almış bir iktidar var karşımızda. Türkiye’nin hiçbir yerinde, hiçbir belediyeye böyle bir şey yapılmaması gerekiyor. Hatırlayın; Recep Tayyip Erdoğan rüşvetle, irtikapla, terör örgütüne yardımla, görevi kötüye kullanmakla, kamuyu zarara uğratmakla suçlandı. Bir gün sabah 06:00’da kapısına dayanıp da Emine hanımın yanında evine girilip de evi aranıp da evlatlarının yanından tutuklanarak götürülmedi. Bir gün tutuklanmadı. Bütün yargılamaları tutuksuz yapıldı.
Suçlu bulundu, cezaevine girecek. Çağrıyla oldu. Yine polis gelip koluna girmedi. Davulla zurnayla cezaevine gitti, davulla zurnayla cezaevinden çıktı. Cezaevinde şiir kitapları yazdı. “Ziyaretçi rekorları kırdım” diye övündü.
Bugün Ekrem İmamoğlu iftar vakti diploması iptal edilerek, sahurda evi basılarak, eşinin yanından alıp götürülerek tutuklu yargılanıyor.
Dünün mağduru Recep Tayyip Erdoğan, bugünün zalimi olmuş. Böyle bir günde Recep Tayyip Erdoğan’a bu memleketteki insanların, masumların sesini birileri duyursun. Kendine yapılmayanı bugün yapıyor.
Dün “Bana kötü muamele yapıldı, mağdur oldum” dediği ne varsa bin fazlasını yapıyor. Zulüm ile abat olunmaz. Bunu unutmasın. Kul hakkına giriyor. Bu kul hakkı ne bu dünyada taşınır ne öbür dünyaya taşınır.”