MHP Lideri Bahçeli'den partiden ayrılanlara dönün çağrısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, dava arkadaşlarımızdan kırgın olarak muhtelif dönemde sağa sola sapanları tekrar bir duldaya çekmek istiyorum.

SİYASET 12.01.2020, 14:32
MHP Lideri Bahçeli'den partiden ayrılanlara dönün çağrısı

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli,  geçmişte parti ile yollarını ayıran arkadaşlarına seslenerek, "Dava arkadaşlarımızdan samimi olan, yıllarını veren ama kızgın, kırgın ve küskün olarak muhtelif dönemlerde sağa, sola sapanları, rüzgârla sürüklenenleri tekrar bir duldaya çekmek istiyorum. O dulda da MHP’dir" dedi. 
 

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin konuşmasının ilgili kısmı şu şekilde:

İran’da Kasım Süleymani’nin cenazesinde yaşanan olaylar ve sonuçta çok sayıda insanın ölümü, bunun yanında Ukrayna Hava Yolları’na ait 752 sefer sayılı bir yolcu uçağının yanlışlıkla vurulduğunun itiraf edilip 176 masum insanın öldürülmesi tek kelimeyle felakettir. Bir uçağı düşürüp 'Pardon' demek vicdan ve akıl tutulmasıdır.

Elbette sorumluları bunun hesabını vermeli ve hak ettikleri cezayı almalıdır.

Trump’ın azil süreciyle ilgili tartışmalar birden bire sönerken, İran’daki protesto gösterileri de bıçak gibi kesilmiştir. Görüldüğü kadarıyla Kasım Süleymani’nin ölümü iki ülkeyi de bir yönüyle konsolide etmiş, siyasi ve stratejik kazançlara yol açmıştır.

Gerilimin denetimli şekilde tırmanıp kısa sürede inişe geçmesi ve iki ülkenin makul sınırlara çekilmesi komplo teorisyenlerine bol bol malzeme vermektedir. ABD-İran arasındaki gelgitler Irak’taki siyasi ve sosyal tansiyonun yönünü belirlemektedir.

Bölgede mazlumların kanı üzerinden sinsi pazarlıklar yapılmaktadır. Irak Parlamentosu 5 Ocak’ta ABD askerlerinin ülkelerini terk etmesini öngören yasa tasarısını kabul etmiştir.

Irak Başbakanı, Amerikan askerlerinin geri çekilmesine yönelik hazırlıkların başlaması amacıyla Bağdat’a bir heyet gönderilmesi çağrısında bulunmuştur.

Ancak ABD bu çağrıyı reddetmiştir. ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsünün; “Bu dönemde Irak’a gönderilecek herhangi bir heyetin ele alacağı konu ABD askerinin geri çekilmesi değil, iki ülke arasındaki stratejik ortaklığın yeniden en iyi şekilde tesis edilmesi olacaktır.” değerlendirmesi küstahcadır.

Irak, ABD’li askerlere topraklarımdan çık diyor, buna rağmen ne çıkan ne de çıkmaya gönüllü bir irade görülüyor.

Bize göre ABD’nin stratejik ortaklık masalı işgalin örtülmesinden, mütecaviz emellerin gizlenmesinden başka bir anlama gelmeyecektir.

Kiminle stratejik ortaklık kurduysa yapmadığı eziyet, işkence, yaptırım ve baskı kalmayan bir ülke karşımızdadır.

Bu yılın Kasım ayında yapılacak ABD Başkanlık seçiminin siyasi kampanya dönemi Orta Doğu’da başlamış, Trump daralan çemberi şimdilik yarmıştır.

ABD ile İran arasındaki tehlikeli kutuplaşma bölgesel istikrar ve güvenliği temelinden dinamitleme, barış ve huzur çabalarını hepten köreltme riski taşımaktadır.

Büyük sorunlarla boğuşan Orta Doğu’nun kaygı verici yeni bir krizin içine sürüklenmesi çok ciddi badirelere yol açabilecektir.

ABD’nin Bağdat’ta düzenlediği hava saldırısı bölgeyi her türlü risk ve tehdide açık hale getirmiş, adeta pimi çekilmiş bombaya dönüştürmüştür. Aynı zamanda Irak’ın egemenlik hakları yok sayılmıştır.

Görünen odur ki, ABD Irak’ta seri cinayetlerine alenen ve pervasızca devam edecektir. Türk milleti emperyalizme direnecek, bekasını tehdit eden hiçbir eylem ve teşebbüse göz yummayacaktır.

Bunları yapıyorken bölge ülkeleriyle sabırlı ve sağlıklı, barış ve istikrar temelli, karşılıklı hak ve çıkarlara hürmet eden ilişkilerini de güçlendirecektir.

 Irak, Suriye ve Libya’nın toplumsal huzura, sürdürülebilir bir istikrar ve siyasi düzene kavuşması temel tercih ve beklentimizdir.

Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde güvenli bölge planlamasıyla, terör örgütlerine yönelik haklı ve meşru harekâtları en başta barış ve güvenliğin teminine yöneliktir.

Türkiye-Rusya-İran arasında 23 Ocak 2017’den beri süren ve 14 defa gerçekleşen Astana Zirveleri, Soçi Görüşmeleri, Cenevre Süreçleri Suriye’de siyasi çözüm arayışlarına ve çatışmasızlık ikliminin tesisine hizmet etmiştir.

Müştereken daha yapılacak çok iş vardır.

Maalesef Suriye Anayasa Komitesi toplantıları bugüne kadar bir sonuç vermemiştir.

Her şeyden önce komşu ülkelerin istikrarına ve Suriye’deki çatışmaların son bulmasına muhatap ülkeler sabırla ve eşgüdüm halinde destek vermelidir.

Bu gece yarısından sonra İdlib Gerginliği Azaltma Bölgesi’nde ateşkes uygulamasına geçilecek olması önemli bir kazanım, muhafazası gereken bir karardır.

İlaveten Türkiye ve Rusya’nın girişimleriyle Libya’da sağlanan ateşkes iradesi çok değerli bir gelişmedir.

Suriye Suriyelilerindir. Irak Iraklılarındadır. Libya da Libyalılarındır.

Bu ülkelerde siyasi geçiş süreçlerinin demokratik tahammül sınırları içinde olmasının yanında birlik ve beraberlik ortamı dikkat ve titizlikle sağlanmalıdır.

Türkiye; Irak, Suriye ve Libya’da siyasi gerginliklerin azaltılmasıyla birlikte iç çatışma ortamının zayıflaması konusunda aktif ve katılımcı olmalıdır. Irak ve Suriye’de demokratik süreçler çalıştırılarak yönetimde denge ve istikrarın kurumsallaşması süratle hayata geçirilmelidir.

Suriye ve Irak’ın geleceğine bu ülkelerin halkları karar vermelidir. Özellikle bir cinayet makinesi olan Esad’ın varlığı Suriye’deki çözümsüzlüğün de ana sebepleri arasındadır.

“Suriye’ye gidip Esadla görüşüp problemi çözerim” diyenler hezeyan çukuruna düşen zavallılardır.

Problemin faillerinden çözüm beklemek boşuna gayrettir.

Esad’la görüşmeye hazır olduğunu söyleyen acul ve atıl zihniyet, masum ve sivil halka varil bombalarının nasıl fırlatıldığını, milyonlarca Suriyelinin vatanlarından koparılıp sağa sola nasıl savrulduklarını da sorup öğrenecek midir?

2011’den beri çözülemeyen kanlı bulmacanın çözümü bir ziyaretle mümkün idiyse teklif sahibi aklı evvel acaba bugüne kadar neredeydi, ne yapıyordu, niye Esad’a gitmeyi denemedi?

Suriye’de çözümün adresi herkesi, her kesimi içine alacak siyasi uzlaşmadır, kısaca bütün Suriyelilerin müşterek iradesiyle hazırlanacak bir anayasada mahfuzdur.

Eğer sandık ve demokrasi sonuç vermezse Esad’ın tasfiyesi mutlak anlamda zarurettir.

Türkiye’deki Esad lobisinin görüş ve düşünceleri defoludur, temelsizdir.

CHP-İP ve bazı sözde aydınların başını çektiği Esadçıların Baas zihniyetine muhabbet duymaları, görüşülmesini, muhatap alınmasını seslendirmeleri acıklı bir kokuşma halidir.

Katile katil diyemeyenlerin mazlumlara söyleyecek tek bir sözü olamayacaktır.

Türkiye’nin sağlam duruşunu tartışmaya açanlar ahlaki ve milli hedefleri anlamayacak kadar zekaları kıt, idrakleri kapalıdır.

Bunlara ne söylesek boştur.

Libya’da Hafter’le saf tutarlar, Suriye’de Esad’a yanaşırlar, Mısır’da Sisi’ci olurlar, YPG’yi överler, PKK’yı aklarlar, FETÖ’yle kucaklaşırlar, asla Türk milletinin haysiyetli bir evladı olamazlar, milli ve yerli bir duruş gösteremezler.

CHP’nin Libya Tezkeresi’ne karşı çıkması, Hafter’i makul ve seküler görmesi ayıplı ve arızalı bir üsluptur.

Libya’daki Türklerin mevcudiyetini bilmeyenlerin Hafter hayranlığı patolojik vakıadır.

Bu CHP Türkiye’nin yararına ne varsa karşısında hizalanan odaktır.

CHP İl Başkanlarının katılımıyla 16-17-18 Ağustos 2019 tarihinde Nevşehir’de yapılan toplantıda  Kılıçdaroğlu bir konuşma yapmış ve aynen şöyle seslenmişti:

“Doğu Akdeniz’de zengin petrol var. Doğal gaz yatakları var. Amerika orada, Yunanistan orada, Kıbrıs Rum Yönetimi orada, Mısır orada, Katar orada, hepsi orada. Bir tek devlet yok, Türkiye. Niye yok?”

Aynı Kılıçdaroğlu sonra da dönüp “Ne işimiz var Libya’da” sorusunu sormuş, yani kayışı koparmış, şanzımanı dağıtmıştır.

Kılıçdaroğlu salladıkça sallamış, Fizan çöllerinde askerimizin ne işi olduğunu öğrenmek istemiştir.

CHP Genel Başkanı kurusıkı atmakta, baltayı taşa vurmaktadır.

Fizan’ın haritada yerini gösterin deseniz emin olun gösteremez, gösterse gösterse yalan yanlış Filipinleri gösterir.

Fizan Hafter’in kontrolündedir. Ve de Libya’nın güneyindedir. Kılıçdaroğlu’nun aklında sadece Hafter olduğundan Fizan’dan başka yer bilmez, bilemez. Türk askeri bir davet üzerine ve Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti’nin hakim olduğu bölgelerde görev yapacaktır.

Fizan’la Türk askerinin gideceği yer arasında en küçük yakınlık veya bağ aransa bile bulunamayacaktır. Bir bakıyorsunuz Kılıçdaroğlu “Niye herkesin olduğu yerde biz yokuz” diyor, bir bakıyorsunuz “Ne işimiz var” diye kendisiyle çelişip ters düşüyor. Kılıçdaroğlu ve CHP’li yöneticiler yalan ve çelişkiler anıtıdır

Kanal İstanbul Projesi depremi tetikler dedikten bir müddet sonra, böyle söylemedik diye çark eden, U dönüşü yapan CHP zihniyetidir.

FETÖ’nün siyasi ayağı temizlenmelidir açıklamamızı çarpıtıp, komisyon kurulması için teklif verin destek olalım derler, FETÖ’nün kiminle emel ve hedef birlikteliği yaptığını görmezler, göremezler, görmek istemezler.

FETÖ’nün CHP’de kurduğu düzeni, inşa ettiği düzeneği saklayıp üç maymunu oynarlar.

Kulakları vardır duymaz. Kalpleri vardır kavramaz. Bu CHP’nin sicili kabarık, seciyesi karanlıktır. Kılıçdaroğlu’nun sözleri yavan, yalan, yeğni ve yozdur.

Türkiye Libya’da huzurun yanındadır. Tarihin yanındadır. Birlik ve kardeşliğin tarafındadır.

Libya’da ne aradığımızı söyleyenler Akdeniz’de boğulmamızı, Anadolu’da teslim olmamızı dileyen ve gözleyen işbirlikçilerdir.

Hafter’i makul bulan CHP’nin Türk askerini mahsurlu görmesi utanmazlıktır.

Türkiye bölgesinde bir istikrar adası olarak sivrilmiştir.

Tarihin çağrısı hatırımızdadır. 109 yıl önce Libya’da yaşananlar mıh gibi aklımızdadır.

Türkiye’nin Libya’da bulunması milli şuurun harfiyen gereğidir.

Dün Mustafa Kemal Paşa yapmıştı, Enver Paşa gerçekleştirmişti, şimdi de onların ahfadı müstesna beka nöbeti için Akdeniz’in karşı kıyısındadır. Kılıçdaroğlu çok dertleniyorsa, çok içerleniyorsa Hafter’e haber yollayıp uygun görülürse bir gemiye binip yanında soluğu alması kendisine samimi tavsiyemizdir.

Milliyetçi Hareket Partisi MYK-MDK-Milletvekilleri ve İl Başkanları Ortak Toplantılarımız başarıyla sonuçlanmış, son derece verimli geçmiştir.

2020 yılının bu ilk buluşması gayet anlamlı ve faydalı olmuştur.

Alanlarında uzmanlaşmış saygın akademisyenlerimiz ile Başkanlık Divanımızın değerli üyeleri müstesna çalışmalarını bizlerle paylaşmışlardır.

Bu vesileyle kendilerine bir kez daha teşekkür ediyorum. Milliyetçi, Hareket Partisi gücüne güç katacak ve Türk milletine tercüman olmaya, Türkiye’nin beka ve milli çıkarlarını savunmaya devam edecektir.

2023 Lider Ülke Türkiye amacına ulaşmak Cumhur İttifakı olarak temel gündemimizdir. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin geleceğin büyük Türkiye’sinin yönetimsel mimarı olacağı inancımızı her zaman koruyacağız.

Zillet millete boyun eğdiremeyecektir.Milliyetçi Hareket Partisi fitneye, dedikoduya, kötü niyet sahiplerine şans tanımayacak, fırsat vermeyecektir.

Şahsını davasının önüne çıkaranlarla değil, davasını öne çıkaranlarla sonuna kadar yürüyeceğiz.

Dava arkadaşının kuyusunu kazanlarla değil, dava arkadaşına omuz verenlerle, elele onurla mücadele edenlerle geleceği kucaklayacağız.

Ben değil biz diyen, önce ülkem ve milletim, sonra partim ve ben diyebilen kutlu yüreklerle aşılmaz engelleri aşacağız, bozulmaz tuzakları bozacağız.

Ne yapıyorlar değil, ben ne yaptım sorusunu sorabilen, başkasının çetelesini tutmak yerine kendi vicdanını sorguya çeken ve bugün ülkem için, davam için, milletim için ne üretttim sorusuna gururla cevap verebilen ahlaklı dava insanlarıyla Türkiye’ye umut olacağız.

Oturmayacağız, yorulmayacağız, vazgeçmeyeceğiz. Yerimizde saymayacağız, yükselmekten taviz vermeyeceğiz. Onu bunu çekiştirenlere imkan vermeyeceğiz.Ona buna kulp takanları aramızdan çekip atacağız. Davamız Türk milletinin ezeli davasıdır.

Davamız Türkiye’nin istiklal ve istikbal mücadelesinin ebedi doğruluşu ve dik duruşudur. Davamız Kızılelmadır, davamız Turandır, davamız Türk-İslam ülküsünün muzaffer şafağına ulaşmaktır. Azımızı çok yapıp durmadan ilerleyeceğiz.

Bir olacağız, beraber olacağız, çelik gibi irademizle müfsitlere ve münafıklara kapalı duracağız. Benimle ilkeli, seviyeli, inançlı ve adam gibi yürüyecek her arkadaşıma gönlüm de, kapım da ardına kadar açıktır.

Allah eksikliğinizi göstermesin. Hepinize üstün başarılar diliyorum.

Geldiğiniz yurt köşelerinde hayat mücadelesi veren vatandaşlarımıza selam ve hürmetlerimi götürmenizi rica ediyorum.

Kılıcınız keskin, kararınız emin, bahtınız açık olsun. Ay gökte kaldıkça, güneş üstünüze doğdukça ulu kocaların, aksakallıların duası milletimizin ve dava arkadaşlarımın üzerine olsun. Geçtiğimiz günlerde Barış Pınarı Harekât Bölgesi’nde şehit düşen dört kahramanımızla birlikte tüm şehitlerimize Allah’tan rahmet niyaz ediyorum.

Tanrı Türk’ü korusun ve yüceltsin diyorum. Ve de partimizi muzaffer kılsın diliyorum"

Bahçeli, gelecek döneme ilişkin yöneltilen soruya "Dava arkadaşlarımızdan samimi olan, yıllarını veren ama kızgın, kırgın ve küskün olarak muhtelif dönemlerde sağa, sola sapanları, rüzgârla sürüklenenleri tekrar bir duldaya çekmek istiyorum. O dulda da MHP’dir" yanıtını verdi.

Yorumlar (0)