Saadet Partisi Genel Başkanı Mahmut Arıkan, Kürt sorununa çözüm arayışında TBMM'deki Komisyon'un İmralı'da hükümlü Abdullah Öcalan’la görüşmesi konusunda, "Öcalan ve sadece PKK'nın silah bırakması üzerinden tartışma yapılmasını sağlıklı bulmuyorum" dedi.
Arıkan, TELE1 kanalına kayyum atanması, medya kuruluşları sahipliğindeki değişimler nedeniyle son dönemde işsiz kalan gazeteciler ve medya sektöründeki iktidar baskısı kaynaklı sıkıntıları konuşmak üzere Medya Dayanışma Buluşması'na ev sahipliği yaptı. Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mustafa Yılmaz'ın koordinasyonunda düzenlenen buluşmada, medya sektöründeki sorunlar yanı sıra Arıkan güncel siyasi gelişmeleri değiştirebilecek değerlendirdi.
Arıkan, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin (AİHM) Selahattin Demirtaş'ın serbest bırakılması yönünde kararını nihai hale getirmesini yorumladı.
ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Eski Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu'nun 2018 Cumhurbaşkanlığı Seçimi'nde "Demirtaş serbest kalmalı" açıklamasına büyük bir linçle tepki gösterildiğini anımsatan Arıkan, dolayısıyla Saadet Partisi'nin Demirtaş konusunda tutumunda değişiklik olmadığını söyledi. Arıkan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Aradan yedi yıl geçti. Yedi yıl sonra, Selahattin Demirtaş'ın özgürlüğünü hâlâ hukuki pencereden değil, son bir yıl içindeki müzakereler üzerinden değerlendiriyoruz. Bu bir yıllık müzakerede acaba bir uzlaşı sağlanıp Selahattin Demirtaş serbest bırakılır mı? Ama hiç kimse şuna bakmıyor: Hukuki anlamda bu adam 10 yıldır cezaevinde yatıyor. Ceza alsa bile, bu süre zaten bunu karşılardı tartışmasından ziyade... Tartışmalar, 'terörsüz Türkiye' başlığı altındaki konulara indirgeniyor. Biz bunu doğru bulmuyoruz. Selahattin Demirtaş, şu ana kadar çoktan serbest bırakılmalıydı ve siyaset sahnesinde yer alabilmeliydi."
Arıkan, TBMM Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu'ndan bir heyetin İmralı'da Öcalan’la görüşmesi konusunda ise, Türkiye’nin mevcut sorunları itibariyle bu konuya olumlu yaklaşmadıkları mesajını verdi. Arıkan, Komisyon'un gündemi açısından şunları söyledi:
"'Terörsüz Türkiye' kısmına gelince, ben 1 Ekim 2024'te Sayın Bahçeli bu süreci başlattığında ve sonraki dönemde süreçle ilgili açıklamalar yaptığında hep şunu söyledim: Sadece PKK üzerinden, sadece terörü bitirmek üzerinden bu komisyon faaliyet yaparsa, bunun sağlıklı olmadığını söylemiştim. Cumhuriyet tarihimizin 102. yılındayız ve bu 102 yıl boyunca birçok badire atlattık. Sıkı yönetimler gördük, darbeler gördük, fail meçhuller yaşadık, muhtıralar gördük, e-darbeler gördük, birçok şey yaşadık. Eğer iyi niyet varsa, eğer iktidar samimiyse, bütün bunlar masaya gelsin: Türkiye'deki tüm mağduriyetler, medyanın mağduriyeti, KHK'lılar, Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri… Bütün bu mağduriyetler masaya gelsin, o zaman çözüm gelecektir."
Arıkan "Hakkı yenenlerle" birlikte oluruz mesajı verdi
Saadet Partisi Genel Başkanı Arıkan, son dönemde Mayıs 2023'teki Millet İttifakı'nı oluşturan 6 siyasi parti arasındaki gerilimli tabloya ilişkin soruyu yanıtladı.
DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan'ın CHP başta olmak üzere eski ittifak yapısına eleştirileriyle ilgili soru üzerine Arıkan, "Partimizin 56 yıllık tarihinde Ecevit, Demirel, Türkeş, Edibalı ve Çiller dönemlerinde çeşitli koalisyonlar yaptık. En sonunda Altılı Masayı kurduk, o dönemde yapılması gerekenler yapıldı. Geçmişe ilişkin hiçbir pişmanlığımız yok" diye konuştu.
Yeniden Refah Partisi ile de işbirliği kurularak muhafazakar partiler ittifakı ihtimaliyle ilgili soruya karşılık ise Arıkan, "Ben muhafazakar partiler, sağcı partiler, solcu partiler, dindar partiler kavramlarının bugün için yeterli olmadığını düşünüyorum. Olay artık 'o partiden bu partiden' çıktı; hak yiyenlerle, hakkı yenenlerin mücadelesi var ortada. Biz, hakkı yenenlerle bir olma noktasında bugüne kadar nasıl duruş ortaya koyduysak, bundan sonra da aynı duruşu sergileyeceğiz. A Partisi, B Partisi değil; bu gidişata itirazı olan ve yaptığı itiraz karşısında makul çözümleri olan herkesle oturup konuşmaya ve ittifak yapmaya açığız. Bugün seçimlerin muhtemelen 2027 yılında olacağı öngörülüyor. Bu çalışmaları da toplantılarla sürdüreceğiz. Ancak, kamuoyu önünde 'onunla yaparım, bunları yapmam' demektense, ilke ve prensipler üzerinden yürümeyi daha doğru ve uygun buluyorum" dedi.