Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen:“İstanbul için en kuvvetli aday İmamoğlu, bu görevi tamamlaması lazım, ilerde genel başkan adayı olabilir”
Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen, son günlerce CHP'de yaşananlar ile ilgili sorulara cevap verdi.
T24'ten Cansu Çamlıbel'e konuşan Eski CHP Genel Başkanı Altan Öymen CHP'deki gelişmelerle ilgili sorulara yanıt verdi.
İşte o röportajın ilgili kısmı:
"CHP kaç kez 'bitti' denilen yerden döndü"
-104 sene.
Yani biraz önce konuştuk, konuşurken hatırladık bir yandan. Savaşmış, eldeki toprakları korumaya çalışmış, bir yandan reformlar hazırlamış, bir yandan ihtilal yapmış. Yani bu bizim saltanatın kaldırılması Fransa’daki 1789 İhtilali gibi bir şeydir; rejim değişiyor. Rejim değiştikten sonra iç isyanlar, bilmem neler. Bütün bunlar arasında kadın hakları alanındaki atılımlar yapılmış. 1935’te uluslararası kadın kongresi İstanbul’da toplanmış. Başka memleketlerden kadınlar kendi haklarını korumak üzere buraya gelmiş. Cumhuriyetin ilanından sonra savaşa girmemiş, hiç toprak kaybetmemiş… Böyle tekrar tekrar vurgular gibi oluyorum ama gerçekten hakikaten vurgulanması lazım çünkü. Benim torunlarım ve yaşdaşları bunları bilmiyor tabii. Demokrasiye geçişi bu şekilde yapabilen ülke sayısına bir bakmak lazım.
Yunanistan’da mesela savaştan sonra General Metaksas gelmiş, senelerce savaştan. Albaylar Cuntası’ndan bahsediyorum. Avusturya Macaristan İmparatorluğu’na bakın. Bunların çoğunda savaştan sonra dünya ikiye bölündüğü zaman gene diktatörlükler gelmiştir iktidara.
Türkiye’ye bakarsanız siyasi tarihimiz içinde bütün kapatılan partiler yeniden açılırken başka isimle açılmış. Bir tek Cumhuriyet Halk Partisi var ki aynı isimle kuruldu. Cumhuriyet Halk Partisi'nin yeri biraz başkadır. Şimdiye kadar geçirdiği sınav da öyle. Bunun küçümsenecek bir parti olmadığını gösterir. Yani Cumhuriyet Halk Partisi kalacaktır. Orada bir şüphe yok. Kaç kez “bitti” denilen yerden dönüldü. Bir tanesini ben kendim yaşadım bizzat, anlatıyorum işte. Baraj altında kalan parti bir sonraki seçimde yüzde 20 oy aldı.
“İstanbul için en kuvvetli aday İmamoğlu, bu görevi tamamlaması lazım, ilerde genel başkan adayı olabilir”
-Sekiz ay sonraki yerel seçimlere yine ittifak içinde gidebilir mi?
Tüm siyasi partilerin biraz daha sağlıklı düşünmeleri lazım. Çünkü seçime ittifak içinde girmezlerse, İstanbul'u da kaybederlerse hiçbirinin durumu iyi olmaz. Bir kere şurası gerçek İstanbul için en kuvvetli aday şimdiki Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu.
-O halde size göre Ekrem İmamoğlu şu an için genel başkanlık hevesini bir kenara koyup İstanbul için yeniden adaylığını koymalı.
Evet. Çünkü İstanbul’un kazanılması lazım. İstanbul 16 milyon nüfuslu bir memleket. Memleket derken mübalağa değil bu, Avrupa Birliği ülkelerine bakarsanız birçoğunun nüfusundan fazladır İstanbul’un nüfusu. İmamoğlu orada başarılı bir adam, o başarısını sürdürebilir. Şimdi diyelim kalktı Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı oldu. Belediye için yeni seçim yapılması gerekecek. Yeni seçim nasıl olacak? Seçime kadar belediyesinin idaresi Adalet Kalkınma Partisi’ne geçecek. Öte yandan İmamoğlu büyük bir ihtimalle yeniden seçilebilir. Ekrem İmamoğlu, benim hemşerimdir, çok da sevdiğim bir adam. Buradaki görevini tamamlaması lazım. Görevini tamamladıktan sonra ileride genel başkan adayı da olabilir.
"Öbür kaptanın tekneyi daha iyi kullanacağı nereden belli?"
-Koltuğu bırakıp bırakmama konusundaki eğilimini anlattı mı size?
Tabii Kemal Bey çok sempatik tarafları olan bir adamdır. Sohbet de ettik. Partinin yüzüncü yılına yaklaşıyoruz, onu da konuştuk. Şimdi bak, bir şey iyi-kötü gidiyor. Bunun eleştirilecek tarafı olur, herkesin olur. Ama suyun üzerinde gidiyorsa, illa ki "Tekneyi değiştireyim de yerine yeni bir sınıf tekne koyayım" dediğinizde bu gerçekçi olmaz. Hele de “Kaptanı değiştireyim” dediğinizde, öbür kişinin daha iyi bir kaptan olacağı nereden belli?..
-Onu denemeden anlayamaz ki parti.
Politikanın laboratuvarı olsa… Mesela ilaç laboratuvarlar vardı. Kimya bilimi açısından söylüyorum; şunu koyarsın, onu eklersin, o iki şey karıştığında sonuç tak diye çıkar. O laboratuvarda bir ilacın iyi olup olmadığı anlarsın. Politikada bu yok, politika tecrübeyle belli olur. O tecrübe eksikliğinin giderilmesi biraz zaman ister. Bunu anlamak için biraz biraz geçmişteki tecrübelere bakmakta fayda vardır. Mesela Birinci Dünya Savaşı'na Osmanlı imparatorluğu niye girdi? Biraz toprak kazanayım diye. Belki İngiltere'den Mısır'ın idaresini bile alırım diye orada kanal harekâtı falan yapılmıştır. Hayaller Almanya’nın kazanacağı üzerineydi. Sonuç meydanda; imparatorluk çöktü. Yani evdeki hesap çarşıya uymayabilir. Onun için şimdi mevcuda bakmak lazım. Kemal Bey eleştirilecek de olsa da bu partiyi buraya kadar getirdi. O Altılı Masa’yı kurmak falan da kolay değildir. Bu altı yedi aylık sürenin de bu tecrübenin ışığında iyi götürülmesi başka bir deneme yapmaktan daha iyidir.