CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Bursa Milletvekili Prof. Dr. Lale Karabıyık, CHP Grubu adına bir grup akademisyen Milletvekili ile birlikte YÖK'ün tüm dekanların istifasını istemesi ile ilgili TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi. Konuşmasında “Yaşadığımız bu kritik süreçten geçerken CHP olarak tüm olayları yakından takip ediyoruz. Ancak bu aşamada alınabilecek her türlü yanlış karar ve tutum darbenin yıkıcı etkisinden daha fazla zarar verebilir. Bu nedenle çok dikkatli olunması gereken bu süreçte konunun yeniden değerlendirilmesi gerekir” ifadelerine yer veren Karabıyık, konunun hukuki boyutu ile ilgili önemli açıklamalarda bulundu.
2547 sayılı Yükseköğretim Kanunu’nun 16. maddesini “...dekan, rektörün önereceği, üniversite içinden veya dışından üç profesör arasından Yükseköğretim Kurulunca üç yıl süre ile seçilir ve normal usul ile atanır” hatırlatan Karabıyık, aynı Kanun’un Ek 1. maddesinde ise, “... fakülte dekanları(nın) (...) gerektiğinde bu Kanunda belirtilen süreleri dolmadan tayinlerindeki usule uygun olarak görevlerinden alınabilecekleri” hükmü olduğunun altını çizdi.
Yukarıda belirtilen düzenlemeler uyarınca, bir dekanın süresi dolmadan görevden alınabilmesinin ancak ilgili üniversite rektörünün önerisi üzerine mümkün olduğunu belirten CHP’li Vekil; “Ayrıca, görevden alma işleminin, yapılmasını gerekli kılan somut ve haklı nedenlere dayanması zorunludur. Yükseköğretim Kurulu’nun Türkiye’deki tüm devlet ve vakıf üniversitelerinde görev yapan dekanları istifaya davet etmesinin bu kapsamda değerlendirilmesi mümkün olmayıp, 2547 sayılı Kanun’da “dekanların istifaya davet edilmesi”ni düzenleyen herhangi bir hüküm yer almadığından, Yükseköğretim Kurulu’nun bu yoldaki çağrısının herhangi bir yasal temeli ve hukuki bağlayıcılığı bulunmamaktadır” dedi.
Toplu İstifa İsteme Yetkisi Yasalarda Yoktur
CHP’nin akademisyen Milletvekillerinden Lale Karabıyık, “Konunun hukuki boyutu böyle; ayrıca sorulması gereken bazı noktalar var. Toplu istifa isteme yetkisi yasalarda yoktur. Oysa toplu sözlü istifa istemi ile tüm dekanlar zan altında bırakılmaktadır. Hukuk Devletinde toplu istifa istemi ile zan altında bırakma ve suçlama çok tehlikeli bir gidişattır. Atamaları yapılan ve görevde bulunan dekanların MİT ve diğer kurumlardan soruşturmaları yapılmıştır. Bunlar geçersiz mi sayılıyor? Yerleşik devlet sistem ve kuralları, bu tür kararlarla açıkça çiğnenmektedir” dedi ve ekledi: “Yürütülmekte olan istifa talebi yazılı değil sözlüdür. Bu çok tehlikeli bir gidişe yol açabilir. Uygulama anayasa ve yasa dışıdır. YÖK sorumluluk almaktan dahi kaçınmaktadır. Soruşturma neye göre yapılacaktır? Soruşturma bile yapılmadan ciddi bir karalamaya ve hak kaybına yol açılmaktadır. Söylentilere göre hareket edilmesi ve ihbar kanallarının açık tutulması büyük bir olasılıktır. Bir kere daha belirtelim ki bu karar ve uygulama hukuk, etik ve insan hakları açısından yanlıştır ve ciddi olumsuz sonuçlara yol açacak nitelik ve boyuttadır.”
Üniversite Yönetimleri Felç Edilmiştir
Bu istifalar ile üniversite yönetimlerinin felç edildiğinin altını çizen Karabıyık, öğretim elemanlarının derin bir güvensizlik, belirsizlik ve endişe içerisine sürüklendiğini de dile getirdi. Lale Karabıyık, “Bu uygulama üniversitelerde iç barışı bozmaktadır. Öğretim elemanları haksız ithama uğrama korkusu içinde yaşamaktadır. Öğrencilerin üniversite tercihi yapmakta olduğu bugünlerde öğrencilerin ve velilerin üniversite algısı sarsılmıştır. Üstelik eğitimde idari aksamalara bağlı sorunlar yaşanması ve bu durumdan öğretim elemanları kadar öğrencilerin de mağdur olması kaçınılmazdır. Özgür ve özerk üniversite kavramı büyük bir yara almıştır. Uygulama Türkiye’nin uluslararası bilim topluluğundaki imajını onarılması zor biçimde zedelemiştir. Uygulamanın yurt dışına beyin göçünü hızlandıracağına ve bundan eğitim sistemimizin ve ekonomimizin büyük zarar göreceğine kesin gözle bakılmaktadır” şeklinde konuştu.
Uygulama Derhal Gözden Geçirilmeli
CHP’li Vekil açıklamasını şöyle tamamladı: “Sonuç olarak, uygulama derhal gözden geçirilmeli, tüm dekanların bu şekilde rencide edilmesi yerine gerçekten darbeye karıştığı bilinen üniversite yöneticileri yargılanmalı ve hukuk kuralları çerçevesinde cezalandırılmalıdır. CHP kendi bünyesinde kuracağı ‘Darbe Teşebbüsü ve Sonrası Sürecini İzleme ve İnceleme Komisyonu’nda’ üniversitelerimizde karşılaşabilecek başta olası insan hakları ihlalleri olmak üzere her türlü yasa dışı uygulamaları kararlılıkla izleyecek ve gerekli önlemlerin alınması için gerekli tüm çabayı zamanında gösterecektir. Şunu özellikle belirtmeliyim ki: CHP her zaman olduğu gibi üniversitelerimizin ve öğretim elemanlarımızın özgürlüklerine ve haklarına sahip çıkma konusunda bugün de kararlıdır, yarın da kararlı olacaktır.”