CHP'li Erdoğan Toprak:Yüzde 30 maaş zammı, bir ayda eridi!

CHP Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak," Açlık sınırı 8.864 TL ile yılbaşında 8.500 TL’ye çıkartılan yeni asgari ücretin üzerine çıktı. Yoksulluk sınırı 28 bin 875 TL! Bekâr bir çalışanın aylık asgari insani yaşam maliyeti 11 bin 557 TL’ye ulaştı!" ifadesini kullandı.

SİYASET 05.02.2023, 11:53
CHP'li Erdoğan Toprak:Yüzde 30 maaş zammı, bir ayda eridi!

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, haftalık değerlendirme raporunu bugün yayımladı.

Toprak'ın raporunda ekonomiye dair notlarının satır başları şu şekilde:

İndirim ve sabit fiyat kampanyalarına rağmen aylık enflasyon yeniden hızla yükselişe geçti. Aralıkta aylık yüzde 1,18 olan TÜFE, ocakta altı kat artışla yüzde 6,65’e çıktı. Yıllık enflasyon yüzde 57,68 oldu. Çekirdek enflasyon yüzde 51,93'ten yüzde 52,97'ye yükselerek, ‘enflasyon artışının süreceği’ sinyalini verdi!


TÜİK’in 3 Ocak’ta yüzde 1,18 olarak açıkladığı aralık ayı Tüketici Fiyatları Endeksi (TÜFE) enflasyon artışı, ocak ayında yüzde 6,65 oldu. Ocak ayında gerçekleşen yüzde 6,65’lik resmi enflasyon artışı son 9 ayın en yüksek aylık artış oranı oldu. Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ- ÜFE) ocakta aylık yüzde 4,15 artarken, yıllık artış yüzde 86,46 oldu.


İktidarın kasımdan bu yana yinelediği enflasyonun düşüşe geçeceği iddiasının arkasında, 2021 Aralık ve 2022 Ocak aylarında yüzde 13 ve yüzde 11 oranındaki aylık artışlardan ötürü baz etkisiyle rakamsal düşüşler olacağı biliniyordu. Ancak kâğıt üzerindeki rakamsal düşüşe rağmen fiyatlar düşmedi, hayat pahalılığı artmaya devam etti. Bu gerçek, ocak ayı TÜİK rakamlarıyla somutlaştı. İnandırıcılığını yitiren TÜİK verileri kamuoyunda ciddiye alınmamasına karşılık, Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) yüzde 9’u aşan ocak ayı artışı TÜİK tarafından da daha fazla gizlenemedi ve yüzde 6,65’te tutulabildi.


Yüzde 30 maaş zammı, bir ayda eridi!
TÜİK’in yüzde 6,65’lik ocak rakamına karşılık, Türk-İş’in Ocak 2023 mutfak enflasyonu aylık yüzde 9,02, yıllık yüzde 108,57 arttı! Açlık sınırı 8.864 TL ile yılbaşında 8.500 TL’ye çıkartılan yeni asgari ücretin üzerine çıktı. Yoksulluk sınırı 28 bin 875 TL! Bekâr bir çalışanın aylık asgari insani yaşam maliyeti 11 bin 557 TL’ye ulaştı!


Beklenti anketlerinden çıkan sonuçlar, ocak enflasyonunun yüzde 3 olacağı yönündeydi. TÜİK’in resmi verisiyle TÜFE, ocakta yüzde 6,65’le beklentinin iki kat üzerinde. Yıllık artış yüzde 57,68 oldu. TÜİK rakamıyla beklentinin iki katına ulaşan aylık enflasyon, ‘faizi düşürerek enflasyonu düşürme’ tezinin aksine, fiyatların artmaya devam ettiğini bir kez daha gösterdi. Ocakta yüzde 18,35’le aylık enflasyonun üç katı artan sağlık harcama fiyatlarından sonra en yüksek ikinci aylık fiyat artışı yüzde 12,73 ile lokantalarda gerçekleşti. İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ocak rakamlarında da restoran fiyatlarında aylık artış yüzde 14,91. İktidarın fahiş ÖTV artışı yaptığı alkollü içkiler ve tütün mamulleri ise aylık yüzde 11,19 fiyat artışıyla üçüncü oldu.


TÜFE'de yıllık bazda da en yüksek artış yüzde 77,22 ile sağlık harcamaları, yüzde 75,13 ile lokanta ve oteller grubunda gerçekleşti. Ocakta sabit fiyat kampanyalarına rağmen TÜFE endeksinde kapsanan 143 maddeden sadece 12'sinin fiyatında düşüş, 129 maddenin fiyatında ise artış yaşandı.


Çekirdek enflasyon ocakta yüzde 51,93'ten yüzde 52,97'ye yükselerek, gelecek aylardaki zamlarla fiyatlarda ve aylık enflasyonda artışın süreceği sinyalini verdi.


Rekor kıran 2022 dış ticaret açığının ardından 2023’ün ilk ayında da dış ticaret açığı patladı. Ocakta ihracat yüzde 10,4 artarken ithalat bunun iki katı düzeyinde ve yüzde 21 arttı. Yüzde 40’ı aşan artışla aylık 14,3 milyar dolar olan dış ticaret açığı yeni bir rekor kırdı. İhracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 57’ye indi.


Uygulanan ekonomi modeliyle 2022 sonunda patlama yapması hedeflenen ihracattan önce 360 milyar dolara çıkan ithalatta patlama yaşanmıştı. Yılsonunda 110 milyar dolara varan yıllık dış ticaret açığı ve ithalat tutarı tüm zamanların rekoru idi. İktidar ve ekonomi yönetimi yeni ekonomi modelinin başarısı, tüm dünyanın Türkiye’yi kıskandığı söylemlerini sürdürerek 2023’ün dış ticarette yeni rekorlar yılı olacağını iddia ediyor. Geçen hafta Ticaret Bakanı ve Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Başkanının birlikte açıkladığı ocak ayı dış ticaret rakamları ise gerçeğin, söylenenlerin tam tersi olduğunu gösterdi.


2023 yılının daha ilk ayında aylık dış ticaret açığı tutarında yeni bir rekor daha kırıldı. Açıklanan rakamlara göre, ocak ayında ihracat geçen yılın aynı ayına göre yüzde 10,4 artışla 19,4 milyar dolar olurken, ithalat yüzde 21 yükselerek 33,7 milyar dolara çıktı. Ocak ayındaki dış ticaret açığı ise geçen yılın aynı ayına kıyasla yüzde 42 artarak 14,3 milyar dolar ile rekor seviyeye yükseldi.


Küresel enerji ve emtia fiyatlarındaki artışın ithalattaki artışta etkili olduğunu ve dış ticaret açığını büyüttüğünü söylemek olanaklı. Ticaret Bakanı, enerji faturası yükseldiği için ithalatın arttığını ifade ediyor ama BOTAŞ’ın Rusya’ya yapacağı 20 milyar dolarlık ödemenin ertelenmesiyle Rusya’nın iktidara sağladığı avantajdan söz edilmiyor. Bu sayede sanayide kullanılan elektrik ve doğalgazda indirim yapan iktidar, hanelerin kullandığı elektrik ve doğalgazda indirime yanaşmıyor!
İthalattaki bir başka dikkat çeken unsur, altın ithalatındaki olağanüstü artış. Ocak ayında altın ithalatı geçen yılın aynı ayına göre yüzde 733 artarak 5,1 milyar dolara yükselmiş. Daha önce İran’a yönelik yaptırımların delinmesinde dolaylı köprü işlevi gören altın ithalatı ve ihracatının yeniden devrede olup olmadığını sorgulamak gerekiyor.


O dönemde İsviçre’den altın ithalatı ve Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yönelik altın ihracatında adeta patlama yaşanmıştı.
ABD’nin yaptırım tehditleri, Rıza Sarraf vakasının patlak vermesiyle şu anda Halkbank hakkında ABD’de açılan ve halen devam eden davaya kadar uzanan bir süreç yaşandı. Süreç ABD Yüksek Mahkemesi’nde sürüyor. BAE ile geçen yıl şubatta başlatılan normalleşme süreci ve karşılıklı resmi ziyaretlerle sürecin hızlandırılması adımlarının ardından şimdi ocak ayında altın ithalatının yüzde 733 artışla rekor kırması oldukça dikkat çekici!

Dış ticarette açığın büyümeye devam etmesi, aylık açığın 14 milyar doları aşması ithalattaki artışın ihracatı katlaması, ihracata dönük sanayi üretimindeki düşüş ve ihracatın ithalatı karşılama oranının 5,6 puan birden düşerek yüzde 57’ye inmesi kanımca ciddi alarm işaretleri. 2023 için 80 milyar dolar olarak öngörülen dış ticaret açığı hedefi, başta kur olmak üzere bu tabloya akılcı ve yapıcı şekilde çözüm bulunmaz
ise yılsonunda ikiye katlanarak 150-160 milyar dolarla yeni bir rekora ulaşabilir!

2022 sonunda kârını yüzde 366 artıran bankacılık sektörü, faiz indirimi iddiasıyla uygulanan ekonomik modelin asıl kazananı oldu. Milyonlarca çalışan ve emeklinin maaşı yüzde 30 artarken, faizden kâr eden bankalar kazançlarını maaş zammının 12 katı arttırdı. Kredi ve banka kartı harcamaları haftalık 100 milyar TL’ye ulaştı. Tüm bunlar, iktidarın faiz politikasının finans baronlarına hizmet ettiğini gösteriyor!


İktidarın enflasyonu düşürmek için faizleri düşürmeyi hedefleyen ekonomik senaryosu, tam tersine faizden kazanç elde eden bankacılık sektörünün kârlarının bugüne kadarki en yüksek düzeye çıkmasına olanak sağladı.
Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu’nun (BDDK) açıkladığı bankacılık sektörüne ilişkin Aralık 2022 verileri, 2021 aralık sonunda 92,4 milyar TL olan bankacılık sektörü net kâr toplamının geçen yıl sonunda 433 milyar 457 milyon TL’ye yükseldiğini, 2021’e kıyasla banka kârlarındaki artışın yüzde 366,37 olarak gerçekleştiğini ortaya koydu.


BDDK verilerine göre, Aralık 2022 itibarıyla bankacılık sektörünün, aktif büyüklüğü 14 trilyon 344 milyar 402 milyon TL’ye ulaşırken bu tutar 2021 yılsonuna göre 5 trilyon 128 milyar 939 milyon TL artış anlamına geliyor. Bankaların kaynakları içinde, en büyük fon kaynağı olan mevduat toplamı 2021 yılsonuna göre yüzde 67,1 artışla 8 trilyon 861 milyar 858 milyon TL’ye yükseldi. Faiz indirimi politikasıyla, mevduatlara uyguladıkları faizleri de aşağı çeken bankalar bir yandan ucuz mevduat olanağı elde ederken diğer yandan Merkez Bankası’nın yüzde 9’a düşürdüğü faizle sağladıkları kaynakları hazineye ve ticari-bireysel kredi müşterilerine bunun en az 3-4 katına varan faizlerle satarak kârlarını yaklaşık yüzde 400 artırma olanağı elde etti.


BDDK’nın açıkladığı 2022 verileri, son bir yılda iktidarın faizi ‘nas’ ilan ederek uyguladığı para politikası ve faiz indirimlerinden en yüksek kazancı sağlayan, kârını dörde katlayan kesimin bankacılık sektörü olduğunu ortaya koydu. CB Erdoğan’ın kendisini ekonomist ilan ederek başlattığı sürecin sonunda iktidar, finans baronlarına hizmet ederken, toplumun geniş kesimleri bu politikaların yarattığı yüksek enflasyon, kur artışları, zamlar ve hayat pahalılığı altında ezilerek yoksullaştı.
İşletmeler, sanayiciler, haneler ve bireyler bankalara borçlanarak ayakta kalmaya, varlıklarını yüksek faizli banka kredileriyle sürdürmeye mecbur edildi. Bunun en somut göstergesi Merkez Bankası ve BDDK’nın açıkladığı verilerle kredi kartı ve banka kartlarıyla yapılan harcamaların geçen yıla kıyasla yüzde 150 artış göstererek haftalık ortalama 100 milyar TL’ye yükselmiş olması. Bireysel kredi kartı borç stoku toplamı ise yüzde 123 artışla 460 milyar TL’ye ulaştı. Kredi kartlarının asgari ödeme tutarından kaynaklı bireysel bakiye borçların toplam kredi borçları içindeki payı yüzde 30’a çıktı.


Birleşmiş Milletler (BM) Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) Gıda Fiyat Endeksi, ocak ayında düşüşünü sürdürdü. FAO Gıda Endeksi kesintisiz şekilde gerilerken Türkiye’de başta et, süt, yumurta, ekmek vb. olmak üzere temel gıda fiyatları sürekli artıyor. Bu artış, iktidarın üretimi, tarım ve hayvancılığı dışlayan politikalarının sonucudur. Temel gıdaya erişimin en pahalı olduğu ülkelerden birisi Türkiye!
Tarım ve Orman Bakanı, Türkiye’nin tarımsal gayrisafi hasılada Avrupa'da birinci, dünyada ilk 10 ülke arasında olduğunu açıkladı. Tarımsal ürün ihracatının yanı sıra ithalat da yapıldığını, geçen yıl Türkiye’ye gelen 54 milyon turistin ülkemizde beslendiğini ifade etti. Ancak gıda fiyatlarının olağanüstü yükselmesinden, enflasyonun düştüğü iddialarına rağmen TÜİK verileriyle bile gıda fiyatlarındaki yıllık artışın yüzde 71 düzeyinde olmasından söz etmedi.


Geniş kesimlerin yüksek fiyatlar ve her gün yapılan zamlarla temel gıda ürünlerine erişiminin hızla zorlaştığı dünya gıda fiyatlarındaki gelişmeler dikkate alındığında Türkiye’deki gerçek tablo, Tarım ve Orman Bakanının söylediklerinin tam tersini işaret ediyor!


BM Gıda ve Tarım Örgütü FAO’nun her ay açıkladığı küresel Gıda Fiyat Endeksi ocak ayında yine düştü. Geçen yıl şubat ayında başlayan Rusya-Ukrayna savaşından sonra iki ay üst üste hızlı yükseliş gösteren FAO Gıda Endeksi, ocak ayında gerilemeye devam ederek 10 aydır kesintisiz şekilde düşüş gösteriyor. FAO endeksi ocakta bir önceki aya kıyasla yüzde 0,8 düşerek 131,2 puan oldu.


FAO geçen hafta yaptığı açıklamada, endeksin Rusya-Ukrayna savaşı başlamasının ardından geçen yılın mart ayında yükseldiği rekor seviyeden yaklaşık yüzde 18 (28,5 puan) gerilediğini duyurdu. Rusya-Ukrayna savaşının başlamasından sonra FAO Gıda Endeksi Mart 2022’de 159,7 puana ulaşarak rekor kırmıştı.


Ocakta küresel gıda fiyatlarında özellikle bitkisel yağlar, et ve süt ürünleri, şeker kaynaklı gıdalarda sert inişler yaşandı. Bitkisel Yağ Fiyat Endeksi, ayçiçeği ve koza yağı fiyatlarının düşmesiyle aylık yüzde 2,9 azaldı. Uluslararası buğday fiyatları, Avustralya ve Rusya’da üretim beklentilerinin aşılması ve küresel arzın artmasıyla ocakta yüzde 2,5 düştü. Ocak ayında FAO Süt Ürünleri Fiyat Endeksi yüzde 1,4 ve Et Fiyat Endeksi de yüzde 0,1 düşüş gösterdi.
İktidar kendi yanlışlarının yarattığı maliyet artışlarını, üretim düşüşlerini görmezden gelirken, başta gıda olmak üzere sürekli artan fiyatlara bahane olarak bir yıl önceki küresel gıda fiyat artışlarını gösteriyordu.
Küresel gıda fiyatları 10 aydır düşüşe geçince yalanları açığa çıktı ve bu kez market zincirlerini, fiyat etiketlerini ve ardından üreticiyi suçladılar!

Yorumlar (0)