CHP'Lİ EMECAN'DAN AKP İKTİDARINA:“20 YILDA 13,9 MİLYON EMEKLİNİN HAKKINI YEDİNİZ”

CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, memur ve emekli maaşı artışlarına ilişkin kanun teklifi üzerine konuştu.

SİYASET 09.01.2023, 19:56
CHP'Lİ EMECAN'DAN AKP İKTİDARINA:“20 YILDA 13,9 MİLYON EMEKLİNİN HAKKINI YEDİNİZ”


CHP İstanbul Milletvekili Emine Gülizar Emecan, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonunda, memur ve emekli maaşı artışlarına ilişkin kanun teklifi üzerine konuştu. 20 yıllık AKP iktidarında milyonlarca emeklinin, emekçinin, esnafın hakkının gasp edildiğini vurgulayan Emecan, “Milletten toplanan vergileri yandaşlara aktardınız; yani, aslında emekçiden alıp sermayeye aktaran bir sistemi yönettiğiniz için daha yüksek artışlar yapamıyorsunuz, eliniz bu kadar darda. Yani, milletin geçmediği köprü, geçmediği tünel, uçamadığı havaalanlarına verdiğiniz yüksek garantiler, aile vakıflarına milyonlarca lira kaynak aktarılması, yolsuzluklara göz yumulması... Buna bir sürü şey ekleyebiliriz. Bu getirdiğiniz ucube ekonomi modeli ile millete dayattığınız KKM yoluyla aslında emekçinin cebinden alıp sermayeye aktardığınız yüksek bir bedel var.” dedi.


CHP’li Emecan’ın konuşması şöyle:
“2002'de bu ülkede net asgari ücret 184 lirayken en düşük memur emekli aylığı 377 lira yani yaklaşık 2 katı. En düşük işçi emekli aylığı 257 lira, bakın 1,5 katı. Yani iktidara geldiğinizde memurun, işçinin en düşük emekli aylığı bakın asgari ücretin katbekat üzerinde. Şu anda geldiğimiz noktaya baktığımız zaman asgari ücretin kat kat altına düşmüş durumda. Yani yirmi yılda 13,9 milyon emeklinin hakkının nasıl yendiği bu rakamlarla ortada. Bu hesap üzerinden bir hesap yaparsak en düşük esnaf emekli aylığının 6.923 lira olması lazım, en düşük işçi emekli aylığının 11.861 lira olması lazım, yine en düşük memur emekli aylığının 17.377 lira olması gerekiyor. Şimdi, siz ne veriyorsunuz? 5.500 lira yani her 4 emekliden 3'ü asgari ücretin altında kalacak, hatta asgari ücreti de geçtim açlık sınırının altında. Bugün belirlenen 7 bin lira, 8 bin lira, 9 bin liralara doğru açlık sınırı gidiyor maalesef, açlık sınırının da altında kalacak. Aslında sorun ne biliyor musunuz? Neden yüzde 30'un üstünde zam yapamıyorsunuz? Neden 5.500 liranın üstünde veremiyorsunuz tam da seçime giderken, elinizi niye bu kadar dar tutuyorsunuz? Çünkü tutmak zorundasınız, çünkü deniz bitti. 


YÜZDE 30 ZAMMIN NEYİYLE ÖVÜNÜYORSUNUZ?
Önce yüzde 30 zamla başlamak istiyorum. Artık yönetemediğiniz bir sürece girdiğinizi kabul etmeniz lazım. Memur ve emekli sözleşmeli personellere ocak-haziran dönemi için yüzde 25 zam açıklandı. E pek tabii ki seçim dönemi, gelen tepkiler, enflasyon oranının çok çok altında kalmış olmasıyla Sayın Cumhurbaşkanı biraz da lütfederek bu zammı yüzde 30'a çıkardı. Sizlerin bu yüzde 30 oranıyla övünüyor olmasını esefle karşıladım gerçekten. Hani sessizlik içerisinde kalsanız daha kabul edilebilir olabilirdi diye düşünüyorum. Bir kere, kimin parasını kime veriyoruz? Vatandaştan toplanan vergilerle oluşan bütçeden, bu ülkeye emek veren işçiye, memura ve emekliye bir pay ödüyoruz; önce bunun altını çizelim yani lütufta bulunmuyoruz aslında. Zammın verilişi bile devlet ciddiyetinden uzaklaşmış durumda.


TÜİK ARTIK YOK HÜKMÜNDE BİR KURUM HÂLİNE DÖNÜŞTÜ
Yüzde 30'la ilgili söyleyecek çok şey var. Burada enflasyonlar arası bir tartışma sürüyor çünkü 3 tane enflasyon değerini konuşuyoruz. Çünkü TÜİK'in artık hiçbir inandırıcılığı kalmadı. İTO enflasyonu var. Başka ne var? ENAG enflasyonu var, bir de TÜİK enflasyonu var. 2022 yılı enflasyonu ENAG'a göre yüzde 138, İTO'nun, İstanbul Ticaret Odasının endeksine göre yüzde 93, TÜİK'e göre ise baz etkisiyle birlikte yüzde 64 olarak açıklandı. Nereden bakarsak bakalım arada uçurumlar var. Ciddi uçurum var. Yani ENAG enflasyonuyla arada 74 puan, İTO'nun enflasyonuyla 29 puan var. Tabii ki "Şöyle açıklandı, işte, böyle belirlendi enflasyon oranları." diyebilirsiniz, bunları konuşabilirsiniz, tartışabilirsiniz ama 2 tane değil, 3 tane değerden bahsediyoruz ve değerlerden bir tanesi de İstanbul Ticaret Odasının. O yüzden, açıklanan bu değerleri kesinlikle yok sayamazsınız, hele de TÜİK'in artık bu kadar tartışıldığı bir süreçte çünkü TÜİK artık yok hükmünde bir kurum hâline dönüşmüştür. Aralık enflasyonunu da TÜİK yüzde 1,2 açıklayarak aslında emeklinin, memurun, işçinin, maaşının aylığının ücretinin belirlenmesinde aslında cebinden hakkının çalınmasına yine bir katkıda bulunmuştur. 


VERDİĞİNİZ BU ZAMLA HAYAT PAHALILIĞININ ALTINDAN NASIL KALKACAK VATANDAŞLAR?
Hep enflasyon rakamları üzerinden konuşuyoruz ama biraz da fiyatlar üzerinden konuşalım. Fiyatlara baktığımızda, çarşı pazar yanıyor, kan ağlıyor, insanlar gerçekten evine ekmek götüremiyorlar, alım güçleri tamamen düşmüş; kuru soğana gelen zam bir yılda yüzde 315 olmuş, toz şekere yüzde 165. Lahana yüzde 159 zamlanmış, pirinç yüzde 124. Bakın, pasaport harçlarına yüzde 123 zam geldi. Hadi gıdadan başka bir alana geçelim. Doğal gaza yüzde 166 zam. Ya, sizin bu verdiğiniz yüzde 30 zamla, emekliye reva gördüğünüz 5.500 TL'yle bu enflasyon, bu pahalılığın altından bu vatandaşlar nasıl kalkacaklar? Ya, buna inanabiliyor musunuz gerçekten? Rakamlar ortada.


BAKAN BİLGİN’E SÖZÜNÜ İADE EDİYORUZ
Bir de Bakan Bilgin'in açıklamasına değinmek istiyorum, şöyle bir açıklaması olmuştu: "'Acaba asgari ücret üzerinden, memurlara da asgari ücret kadar, yüzde 55 zam yapılır mı?' şeklinde yani bu yapılır mı gibi saçma sapan tartışmalar var." Diyebildi. Bunun neresi saçma sapan bir tartışma? Vallahi bu sözü kendisine biz iade ediyoruz, Sayın Bakanın bir kere daha düşünmesini rica ediyoruz bu sözü üzerine. 

Yorumlar (0)