AYSEL TEKEREK: ERDOĞAN NE YAPARSA YAPSIN, HALKIMIZ BU OYUNU DA BOZACAKTIR

Türkiye Komünist Hareketi’nin (TKH) haftalık basın toplantısı TKH Genel Başkanı Aysel Tekerek’in katılımıyla gerçekleşti.

SİYASET 27.01.2023, 16:42
AYSEL TEKEREK: ERDOĞAN NE YAPARSA YAPSIN, HALKIMIZ BU OYUNU DA BOZACAKTIR

Tekerek “Buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Erdoğan’ın adaylığı anayasaya göre mümkün değildir. Erdoğan’ın adaylığı bir kez daha anayasanın çiğnenmesi anlamına gelecek. Anayasayı sağından solundan delerek, anayasayı ayaklar altına alarak atılacak bir adım ülkenin artık bir hukuk devleti olmadığının da kanıtı olacak. Ancak yine ifade ediyoruz! Erdoğan ne yaparsa yapsın, halkımız bu oyunu da bozacaktır!” diyerek gündemdeki önemli politik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

20 yıllık AKP iktidarı yolun sonuna geliyor. Ülkemiz bu 20 yılın muhasebesini yapmak zorundadır. 20 yılda ülkemiz ileriye değil geriye gitmiştir, 20 yılda Cumhuriyetin bütün kazanımları tek tek elden gitmiştir, 20 yılda ülkemizde büyük tahribatlar yaşanmıştır.Türkiye, AKP ile 20 yıl kaybetmiştir. 20 yıl, ülkemizin üzerine çöken büyük bir karabasandır!” diyerek gündemdeki önemli politik gelişmelere ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Tekerek basın toplantısında şunları kaydetti:

“SEÇİMLERE GİDERKEN İKTİDARIN OYUNLARI EKSİK OLMUYOR”

“Bugün ülkenin en önemli gündemi seçimler. Herkes seçimleri bekliyor. Ancak seçimlere giderken iktidarın oyunları eksik olmuyor, hesapları bitmiyor. Ancak ülkemiz, halkımız ise seçimlerde adalet istiyor. Bugün AKP ve MHP, iktidarın bütün olanaklarını kullanarak seçimlere gidecek. Bu yetmezmiş gibi seçimlerde muhalefete köşeye sıkıştırmak ve etkisiz kılmak için AKP, yargıyı siyasi bir sopa olarak kullanmaktan geri durmuyor.

İstanbul Büyükşehir Başkanı’na yönelik uydurma gerekçeler gündeme getirilerek siyasi yasaklı hale getirmeyi planlanıyorlar. AKP’nin bu adımı bugün rafta bekliyor, koz olarak elde tutuluyor.

HDP’nin kapatılma davası, yine HDP’yi seçimlerde saf dışı bırakma adımı olarak yeni bir tertip olarak karşımızda. Bu da başka bir koz olarak elde tutuluyor, HDP siyasetin saf dışı olmazsa hareketsiz bırakılmaya çalışılıyor.

Yüksek Seçim Kurulu ise adil seçimler söz konusu olduğunda kimseye güven vermiyor. AKP ve MHP’nin arka bahçesi olarak doğrudan siyasetin güdümünde bir kurum görüntüsü veriyor. Yüksek Seçim Kurulu’nun, anayasa ve hukuka göre değil doğrudan AKP-MHP’nin siyasi kararlarına hukuki kılıf bulacağı bir kurum olacağı bu seçimlerin üzerindeki en büyük gölgedir.

Geçmiş seçimlerde AKP’nin nasıl kazandığını unutmuş değiliz. Mühürsüz oyların nasıl kabul edildiğini biliyoruz. Yine göstermelik, uydurma ve komik gerekçelerle İstanbul seçimlerinin nasıl iptal edildiğini hatırlıyoruz.

“ÜLKEMİZ BU 20 YILLIK KARABASANDAN UYANMALIDIR”

AKP ve MHP, elinden gelen bütün kozları kullanacak, seçimlerde yeni oyunlar ve tertipler gündeme getirecek. Seçimlerin gerçekten demokratik ve adil bir ortamda geçeceğini kimse düşünmüyor. Ancak her türlü hileye, zora, yasaklamaya ve adaletsizliğe karşı halkın elinde büyük bir güç vardır.

Biliyoruz ki, ancak ve ancak halk bu oyunu bozabilir ve inanıyoruz ki bozacaktır. Halk, sandıklara sahip çıkarsa, bütün baskı ve hukuksuzluklara karşı boyun eğmezse, AKP ve MHP’nin bütün oyunları boşa çıkacaktır.

Halkımızın üzerinde büyük bir sorumluluk vardır. Ne yaparlarsa yapsınlar, hangi oyunu kurarlarsa kursunlar, bütün oyunları bozacak olan halktır. Ülkemiz bu 20 yıllık karabasandan artık uyanmalıdır. Uyanacağız ve gerici, emek düşmanı ve işbirlikçi haramileri iktidardan kovacağız!

Değerli yurttaşlar,

AKP ve MHP için hukuk devleti diye bir olgu yoktur. Onlar için hukuk sadece kendilerine vardır. Kendi çıkarları için hukuku yok saymaktan ve anayasayı ayaklar altına almaktan asla çekinmiyorlar. Ülkemiz bir seçime gidiyor. Bu seçimde kimlerin ve nasıl aday olacağı belli. Mevcut yasalara ve özelde anayasaya göre AKP Genel Başkanı Erdoğan’ın üçüncü kez cumhurbaşkanı olması mümkün değildir. Anayasanın açık hükmüne göre bir kişi ancak 2 defa cumhurbaşkanı seçilebilir. Bu açıdan Erdoğan’ın yeniden aday olması anayasaya göre mümkün değildir. Bunu her yerde yüksek sesle dile getirilmesi gerekir. Bugün düzen muhalefeti bir kez daha anayasaya açık aykırı bir durumu görmezden gelerek bir kez daha AKP’nin önünü açmanın yolunu yapmaktadır.

Buradan bir kez daha ilan ediyoruz. Erdoğan’ın adaylığı anayasaya göre mümkün değildir. Erdoğan’ın adaylığı bir kez daha anayasanın çiğnenmesi anlamına gelecek. Anayasayı sağından solundan delerek, anayasayı ayaklar altına alarak atılacak bir adım ülkenin artık bir hukuk devleti olmadığının da kanıtı olacak.

Ancak yine ifade ediyoruz! Erdoğan ne yaparsa yapsın, halkımız bu oyunu da bozacaktır!

Değerli yurttaşlar,

20 yıllık AKP iktidarı yolun sonuna geliyor. Ülkemiz bu 20 yılın muhasebesini yapmak zorundadır. 20 yılda ülkemiz ileriye değil geriye gitmiştir, 20 yılda Cumhuriyetin bütün kazanımları tek tek elden gitmiştir, 20 yılda ülkemizde büyük tahribatlar yaşanmıştır.

Türkiye, AKP ile 20 yıl kaybetmiştir. 20 yıl, ülkemizin üzerine çöken büyük bir karabasandır!

Bugün AKP, “yeni Türkiye” adını verdiği bir kavramla, kurduğu istibdat rejimiyle övünüyor. Türkiye’yi çağ atlattığını iddia ediyor! Ancak bugünkü tablo ülkenin yaşadığı en büyük karabasandır!

20 yılın sonundaki tablo ise bizler açısından çok açık. Ülkemizde mafya cirit atıyor, çeteler sokakta adam vuruyor, siyasi cinayetler işleniyor, devlet tarikatlara teslim edilmiş durumda. Rantçıların, yağmacıların, sömürücülerin yani patronların harami düzeni kurulmuş durumda. Ülke ekonomisi her geçen gün geriye gidiyor. Kişi başı milli gelir düşüyor, dünyanın ilk 20 ekonomisinde olan Türkiye, alt basamaklara düşüyor, işsizlik, yoksulluk artarken zenginler servetlerine servet katıyor.

Uyuşturucu baronlarının üslendiği ülke Türkiye olmuş durumda. Dünyanın bütün uyuşturucu baronları Türkiye’yi mesken tutmuşlar. Sokaklarda cinayetler işleniyor, mafya ve uyuşturucu baronları villalar tutuyor, villalarda işkenceler uygulanıyor. Türkiye, bunu haketmiyor! İşte AKP’nin yeni Türkiyesi budur!

Ancak bütün bunlardan daha önemlisi ise AKP döneminin ülke tarihinin en kanlı dönemi olmasıdır. Bombalı terör katliamları unutmadık. Reyhanlı, Gar, Suruç, Dolmabahçe, Reina, Atatürk Havalimanı, Sultanahmet, İstiklal katliamları AKP döneminde yaşandı. Bunlar tesadüf değildir. Terör ve katliamlarla şekillenen bir rejim karşımızda!

“AKP ELİYLE KURULAN REJİM MAFYA REJİMİDİR”

Bugün AKP eliyle kurulan rejim mafya rejimidir, tarikat rejimidir, terör rejimidir, baronlar rejimidir, çeteler rejimidir, haramiler rejimidir! 20 yılın sonunda Türkiye’nin geldiği nokta budur! Aynı zamanda bu rejim tek adam rejimi haline gelerek tam bir otokrasiyi temsil etmektedir.

AKP ve yandaşların övüneceği hiçbir şey yoktur. Bu tablonun ülkemize ve emekçi halkımıza yakıştığını kim iddia edebilir?


Bu tablonun düzeltilecek bir yanı da yoktur. Kökten ve radikal bir değişiklik gerekiyor. Ülkemizi bütün bu pisliklerden temizleme zamanı gelmiştir. Bu pisliği temizleyecek olan ise bu ülkenin ilerici, cumhuriyetçi, yurtsever ve emekçi halkından başkası değlidir.

Değerli yurttaşlar,

Ülkemiz seçime gidecek. Bu seçimde ülkemizin geleceğini oylayacağız. Ancak şunu açıkça söylemek gerekirse ülkenin bütün bu pisliklerden nasıl kurtulacağını tartışmıyoruz. Adayları tartışıyoruz, kimin aday olacağını konuşuyoruz. Fakat ülkenin kurtuluşu hangi programla olacak?

İşte bu soruyu daha fazla sormamız lazım. Tarikatlara karşı laiklik, emperyalizme karşı bağımsızlık, soyguna ve sömürüye karşı kamuculuk demeden kurtuluş mümkün değildir.


Bugün düzen muhalefeti sahte umut yaratmış durumda. Ancak düzen muhalefetinin de programının AKP ve MHP eliyle kurulan rejimi tamir etmek dışında bir amacı olmadığı herkes tarafından görülmelidir. CHP’nin başını çektiği Millet İttifakı, kelimenin gerçek anlamıyla ülkenin merkez sağ cephesidir. Buradan emekçilerin çıkarları çıkmaz, buradan ülkenin bağımsızlığı çıkmaz, buradan laiklik çıkmaz!

Önümüzdeki seçimler hangi programın oylanacağı seçim de olacaktır. Ya haramiler düzeni ya sosyalizm diyoruz!

Ya tarikatlar rejimi ya sosyalizm diyoruz

Ya mafya ve çeteler düzeni ya sosyalizm diyoruz

Ya emperyalizme bağımlılık ya sosyalizm diyoruz.

Biz ülkenin komünist partisi olarak oylarınızı sosyalizme istiyoruz. Sosyalizme verilecek her oyun, bu ülkenin sol damarının güçlenmesi anlamına gelecektir!

“BÜTÜN MİLLETVEKİLLERİNE SAMİMİYET ÇAĞRISI YAPIYORUZ”


Tam da buradan yeni bir çağrı yapmak istiyoruz. Milletvekilliği ne yazık ki halkın vekilliği değil yüksek maaş anlamına gelmektedir. Ülkemiz yeni bir seçime giderken, ülkemizdeki bir garabeti daha ortadan kaldırma çağrısı yapıyoruz. Önümüzdeki seçimlerde milletvekilliği bir rant kapısı değil hizmet kapısı olmasını istiyorsanız gelin bu garabeti ortadan kaldırın.

Buradan bütün milletvekillerine samimiyet çağrısı yapıyoruz.

Bütün milletvekillerine samimiyet çağrımızdır!

Milletvekilliği rant kapısı değildir.

Emeklilik kıyağını iptal edin!

Ülkemizde asgari ücret 8500 iken, asgari ücret artık ortalama ücret haline gelmişken, geniş tanımlı işsizlik oranının yüzde 20’yi bulmuşken, emekçiler açlık sınırında yaşamaya mahkûm edilirken milletvekillerinin 73 bin 379 TL maaş alması adalete, hakka ve vicdanlara sığmıyor.

Bu yetmezmiş gibi 2 yıl vekillik yapanların yaşam boyu emeklilik hakkı kazanması ve emekli maaşlarının 51 bin TL olması, ömür boyu çalışıp prim ödemesine rağmen insanca yaşayacak bir emekli maaşından mahkum bırakılan milyonlar düşünüldüğünde büyük bir haksızlıktır!


Milletvekilliği, 2 yıl vekillik yapıp ömür boyu emeklilik hakkı kazanmak olmamalı, olamaz!

Milletvekilliği, bugün ülkemizde yeni bir kast sınıfının oluşması anlamına gelmektedir.

Önümüzdeki seçimlerden önce bu garabet ortadan kaldırılmalı, milletvekilliği rant kapısı olmaktan çıkarılmalıdır!

Bütün milletvekillerini samimiyet testine davet ediyoruz!

Yetki elinizde!

2 yıl vekillik yapıp, ömür boyu yüksek maaşa emeklilik kıyağı iptal edilsin!

İşte o zaman, kimlerin gerçekten halkın vekili kimlerin paranın vekili olduğu ortaya çıkacaktır!”

Yorumlar (0)