Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, ABD'nin İran'daki nükleer tesisleri hedef alan hava saldırısına ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Sözlerinde, "Savaş Türkiye’nin kapısındadır ve bu duruma karşı tedbirler alınmalıdır. Hem askeri hem ekonomik hem de politik önlemler kaçınılmaz hale gelmiştir. Geçmişte böyle bir saldırının olasılığının kimse tarafından tahmin edilemeyeceği kesindir. Netanyahu’nun temel siyonizmiyle Trump’ın evangelist siyonizmi arasında beklenmedik bir ittifak bulunmaktadır. Bu nedenle gerekli önlemlerin hemen alınması elzemdir" dedi.
ABD'nin Saldırısının Ardındaki Sebepler
Davutoğlu, ABD ordusunun erken saatlerde gerçekleştirdiği saldırıyı değerlendirdi. Bu eylemin uluslararası hukukun ihlali olduğunu savunan Davutoğlu, "Bu saldırı İsrail'in soykırımını destekleyen zorbalık örneğidir" diyerek durumu eleştirdi. Davutoğlu, bölgedeki statükonun sarsıldığını ve bunun ciddi sonuçlara yol açabileceğini ifade etti. "Şimdi çok derin bir sistemik deprem anaforunun içindeyiz. Bu yarılmanın temel sorumlusu İsrail, bu durumdan faydalanmaya çalışan ise ABD'dir" dedi. Ayrıca, ABD'nin saldırının gerekçelerini meşrulaştıracak hiçbir hukuki dayanağının olmadığını belirtti. "İran'a karşı, aslında ABD-İran müzakerelerini sabote etmek amacıyla bir hamle yapılmıştır" ifadesiyle görüşünü güçlendirdi.
Saldırının Zamanlaması ve Stratejik Mesajları
Davutoğlu, saldırının zamanlamasını önemli bir nokta olarak değerlendirdi. "Bu eylem, İran Dışişleri Bakanı’nın Avrupa ülkeleriyle yaptığı müzakerelerin hemen ardından gerçekleşti. İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısının gece saatlerinde gerçekleştirilmesi, ev sahibi Türkiye'ye yönelik açık bir hakarettir" dedi. Ayrıca, bu saldırının hemen öncesinin ABD'nin küstahlığını ve diplomatik teamüllere aykırı tavrını ortaya koyduğunu vurguladı. "NATO zirvesinin hemen öncesinde olan bu tür eylemler, bir emrivaki anlamı taşımaktadır. NATO, bu durumu dikkate alarak kararlarını belirleyecektir; dolayısıyla, bu süreçte Türkiye’nin sesi yeterince güçlü olmayabilir" şeklinde belirtti.
Türkiye'nin Alması Gereken Önlemler
Devletin aldığı önlemler konusunda net bir yol haritası çizilmesi gerektiğini belirten Davutoğlu, Ankara’nın ulusal güvenlik stratejisinin güncellenmesi gerektiğini söyledi. "Sorumlu muhalefet anlayışıyla söylemeliyim ki, şimdiye kadar yaptığımız uyarılar göz ardı edildi. Ancak bu sefer bir ders alınmasını umuyorum" ifadelerini kullandı. Türkiye'nin cevap niteliğinde adımlar atması gerektiğini vurgulayan Davutoğlu, hem askeri hem de ekonomik önlemlerin şart olduğunu yineledi. "Harekete geçmek zorundayız. Gerek askeri, gerekse ekonomik ve siyasi alanda güçlü bir diyalog oluşturmalıyız" dedi.
Siyasi Diyalog ve Stratejik İş Birlikleri
Ahmet Davutoğlu, iktidar ve muhalefet arasında diyalog ortamının sağlanması gerektiğini de sözlerine ekledi. "Gerginliklerin yoğunlaştığı bu dönemde iç cephedeki birlikteliği sağlamak kritik bir önem taşımaktadır. Toplumsal dayanışmanın güçlendirilmesi için adımlar atmak şarttır" vurgusunu yaptı. Ayrıca, "İçerisinde bulunduğumuz şartlar, terörizmin önlenmesi adına kapsamlı bir ulusal uzlaşı planını gerektiriyor" diye konuştu. Bu bağlamda, Cumhurbaşkanı'nın bölgesel bir turla ülkeler arası diyalog ortamı oluşturmasının da yararlı olacağını kaydetti. "Bölgesel zirvelerin gerçekleştirilmesi şart ve bunun acilen öncülüğü yapılmalıdır" dedi.
Ekonomik Önlemler ve Tarım Stratejileri
Davutoğlu, savaşın yayılma ihtimaline karşı tarım sektörü gibi kritik alanlarda kapsamlı bir ekonomik program geliştirilmesi gerektiğini ifade etti. "Gıda güvenliğini sağlamak için etkili stratejiler oluşturmalıyız. Tarım alanında bu yıl meydana gelen olumsuz olayların, yeni bir gıda açığına yol açmaması için önlemler alınmalıdır" dedi. Sonuç olarak, Türkiye'nin hem iç hem de dış politika bağlamında sağlam temellere oturması gerektiğinin altını çizdi. Tehlikelerin ve belirsizliklerin doğurduğu kriz dönemlerinde, ekonomik tedbirlerin de bir an önce devreye sokulması gerektiğini savundu.