Barış Doster yazdı: 'Suriye siyasetindeki değişim ve nedenleri'

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Doster, AKP'nin Suriye politikasındaki temel yanlışlarını ve son dönemde değişim sinyalleri vermesinin nedenlerini yazdı. Doster, "Tarih, coğrafya ve iktisat bilmeden yürütülen dış politikanın başarısız olması kaçınılmazdı. Türkiye, bunu yaşayarak öğrendi. Yanlışın ağır faturasını ise daha uzun yıllar ödeyecek" dedi.

MEDYA 17.08.2022, 10:55 17.08.2022, 11:06
Barış Doster yazdı: 'Suriye siyasetindeki değişim ve nedenleri'

Cumhuriyet Gazetesi yazarı Barış Doster'in bugünki yazısında, AKP'nin Suriye politikasında son dönemde Şam yönetimiyle diyalog sinyalleri vermeye başlamasının nedenlerini köşesini taşıdı.

Suriye'yle ilişkilerde yaşanan değişimin nedenlerini yazısında bir dizi madde ile sıralayan Doster, bölge ülkelerinin Şam'la normalleşme adımları atması karşısında Ankara'nın benzer adımları atmasının kaçınılmaz olduğunu belirtti.

Suriye’de yaşananların Türkiye’deki yol açtığı sonuçlara işaret eden Doster, yapılan harcamalar ve artan asayiş sorunları ile kayıt dışı istihdam karşısında bu durumun sürdürülebilir olmadığının da görüldüğüne dikkat çekti. 

Doster, "Tarih, coğrafya ve iktisat bilmeden yürütülen dış politikanın başarısız olması kaçınılmazdı. Türkiye, bunu yaşayarak öğrendi. Yanlışın ağır faturasını ise daha uzun yıllar ödeyecek" dedi.

Doster'in yazısı şöyle:

"Türkiye birkaç gündür, iktidarın Suriye politikasındaki değişimi tartışıyor. Belli ki yeni adımlar da yolda. Peki, bu keskin değişimin sebebi ne? Tartışalım...

Birincisi, İsrail, Mısır, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’yle ilişkilerini normalleştirme adımları atan Türkiye’nin, benzer adımları Suriye’yle atması kaçınılmazdı.

İkincisi, Türkiye’nin devlet kapasitesinin (siyasi, iktisadi, askeri ve yumuşak güç unsurları toplamı) bir sınırı var. Suriye’deki yanlış dış politika, bu sınırı çok aşıyordu.  

Üçüncüsü, Suriye’de yaşananlar Türkiye’nin demografik, sosyolojik, politik, ekonomik, diplomatik yapısına hemen, doğrudan yansıyordu. Resmi açıklamalara göre sayıları 3.6 milyonu bulan geçici koruma statüsündeki sığınmacılar (bu sayıyı üçle çarpan yorumcular, siyasetçiler, uzmanlar var), demografik yapısı değişen sınır kentlerimiz, artan asayiş sorunları, kayıt dışı istihdam, sığınmacılar için harcanan yaklaşık 100 milyar dolar, Suriyeli muhaliflere verilen destek dikkate alındığında bu durumun sürdürülebilir olmadığı görüldü.  

Dördüncüsü, sadece ulusal değil, bölgesel ve küresel dinamikler de Suriye’yle normalleşmeyi dayatıyordu. Bölgesel ölçekte İsrail ve Arap ülkeleri arasındaki İbrahim Anlaşmaları, Arap ülkelerinin Suriye’yle normalleşme adımları, İran ve Arap ülkeleri arasındaki yumuşama bu kapsamda ele alınabilir. Suriye karşıtı Arap ülkelerinin gücü, Suriye’de rejimi değiştirmeye yetmedi.  

TÜRKİYE’NİN ÖNEMLİ YANLIŞLARI NELERDİ?

Beşincisi, küresel ölçekte ABD’nin zayıflaması, Suriye’ye onca çullanmasına karşın istediği sonucu alamaması, Türkiye’nin tutumunu değiştirmesinde etkili oldu. ABD, hem doğrudan hem müttefikleriyle birlikte hem de desteklediği PKK - PYD - YPG ve IŞİD gibi terör örgütleri aracılığıyla Suriye’yi bölmek için çok uğraştı. Başaramadı. ABD içinde bile Suriye’yle temas kurulmasını önerenler var.  

Altıncısı, iktidarın Suriye’de desteklediği rejim karşıtı yapıların gerçekte ne tür yapılar olduğu, nihayet iktidar tarafından da görüldü. Bunları desteklemek yanlıştı.  

Yedincisi, Türkiye; uzun süre desteklediği Müslüman Kardeşler Örgütü’yle de (İhvan) son birkaç yıldır arasına mesafe koymaya, faaliyetlerini kısıtlamaya başladığından, Suriye’de bu yapıyı desteklemesinin yarar getirmeyeceğini gördü. 

Sekizincisi, Türkiye; Suriye’de Esad’ı fazla hafife aldı. Halktaki karşılığını küçümsedi. Onun sadece Rusya ve İran’ın desteğiyle ayakta kaldığını, yalnızca sivil asker bürokrasiye yaslandığını sandı. Yanıldı. Rusya ve İran’ın desteği şüphesiz önemli. Fakat Esad; halktan destek görmese, sadece dış dinamikler sayesinde ayakta kalamazdı hem de ülkesine çullanan bunca güç karşısında.  

Kısacası tarih, coğrafya ve iktisat bilmeden yürütülen dış politikanın başarısız olması kaçınılmazdı. Türkiye, bunu yaşayarak öğrendi. Yanlışın ağır faturasını ise daha uzun yıllar ödeyecek."

Cumhuriyet

Yorumlar (0)