Cezaevlerinde tutulan hasta mahpusların yaşadığı hak ihlalleri, Türkiye'deki insan hakları durumunu ciddi şekilde etkilemektedir. Bu ihlaller, hem ulusal hukuk kurallarına hem de uluslararası yükümlülüklere zıtlık göstermektedir. Özellikle, hasta mahpusların tedaviye erişiminde yaşanan keyfi ve insan onurunu zedeleyen uygulamalar, sağlıklarının yanı sıra yaşam haklarını da tehdit etmektedir. Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde tutulan 70 yaşındaki ağır hasta mahpus Ömer Yaman, yaklaşık sekiz aydır hastaneye sevk edilmemiş ve bu süre zarfında tedavi alamadığı için sol gözünde kalıcı görme kaybı yaşamıştır. Avukatıyla gerçekleştirdiği görüşmede, zamanında katarakt tedavisinin yapılamadığını vurgulamıştır. Yaman’ın durumu, cezaevinde yaşanan hak ihlallerinin sadece bir örneğidir.
Tokat Cezaevinde Yaşanan Sistemi Sorunlar
Özgürlük için Hukukçular Derneği (ÖHD) Şanlıurfa Şubesi Hapishane Komisyonu tarafından 7 Temmuz 2025 tarihinde yayımlanan rapor, Tokat Cezaevi’nde yaşanan insan hakları ihlallerine dikkati çekmiştir. Cezaevini ziyaret eden avukatlar, yaptıkları görüşmelerde, hasta mahpusların en büyük sorunlarından birinin "ağız içi arama" uygulaması olduğunu belirtmişlerdir. Bu uygulamayı kabul etmeyen mahpuslar, sekiz aydır tedaviye erişimden mahrum kalmış; bu sürede sağlık durumları çok daha kötüleşmiştir. Disiplin cezası nedeniyle hasta mahpusların tedavi olamaması, insan onurunu yıpratan ve sağlık haklarını ihlâl eden bir pratiği ortaya koymaktadır. Hasta mahpuslardan biri olan Hasan Demirtaş, behçet hastalığı yüzünden ciddi sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalırken, gereken tıbbi müdahale yapılmadığı takdirde hayati tehlikesinin bulunduğu ifadeleriyle aktarılmıştır. Bu sorunlar, sadece bireysel vakalar değil, aynı zamanda sistematik bir ihlaller dizisinin varlığını da göstermektedir.
Cezaevlerinde Sistematik Sağlık Hakları İhlalleri
Tokat Cezaevi’nde tedaviye erişim sorunlarının ötesinde, İdare ve Gözlem Kurulu (İGK) uygulamaları nedeniyle en az beş mahpusun tahliyesinin engellendiği ifade edilmektedir. İnfaz sürelerini tamamlamalarına rağmen, İGK'nın keyfi değerlendirmeleri dolayısıyla mahpuslar serbest bırakılmamaktadır. Ayrıca, avukat görüş odalarına yerleştirilen kameralar ve sık sık gerçekleştirilen koğuş baskınları, cezaevindeki infaz rejimini daha da cezalandırıcı hale getirmiştir. Yılda yalnızca bir kez sosyal etkinlik düzenlenmesi gibi katı uygulamalar, mahpusların sosyal yaşamındaki kısıtlamaları artırmaktadır. Tüm bu bulgular, yalnızca Tokat Cezaevi'ni etkilemekle kalmıyor; ülke genelindeki cezaevlerinde benzer sorunların mevcut olduğunu gösteriyor. İnsani koşullar altında tutmanın gereklilikleri her geçen gün daha da göz ardı edilmektedir.
Ulusal ve Uluslararası Yükümlülükler
İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 28 Nisan 2025 tarihinde yayımladığı hasta mahpuslar raporuna göre, Türkiye'deki cezaevlerinde en az 1.412 hasta mahpus bulunmaktadır. Bu mahpuslardan 335’i ağır hasta, 230’u ise tek başına hayatını sürdüremeyecek durumda. Ayrıca, 105 mahpusun ihtiyaç duyduğu desteğin sağlanması gerekmektedir. 188 hasta mahpusun sürekli tıbbi gözetim altında tutulması gerektiği bildirilmiştir. Tıbbî kayıt ve değerlendirme eksiklikleri nedeniyle 517 hasta mahpusun durumu dahi yeterince tespit edilememektedir. Bu durum, Türkiye'deki cezaevi sağlık sisteminin hem fiziksel kapasite hem de denetim mekanizmaları açısından ciddi şekilde sorunlu olduğunu gözler önüne sermektedir.
Çözüm Önerileri ve Gereklilikler
Anayasa’nın 17. ve 56. maddeleri ile 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun, Türkiye’nin taraf olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler İşkenceye Karşı Sözleşme gibi uluslararası belgeler, devletin mahpusların sağlık ve yaşam hakkını koruma yükümlülüğünü net bir şekilde ortaya koymaktadır. Bu kapsamda, başta Ömer Yaman olmak üzere tedaviye erişim engelleriyle karşı karşıya olan tüm hasta mahpusların sağlık kurullarınca bağımsız bir değerlendirme ile infazlarının ertelenmesi ve hızla hastaneye sevk edilmesi gereklidir. Kamu vicdanı ve insan hakları hukukunun gereklilikleri doğrultusunda Adalet Bakanlığı’nın bu konuya acil olarak el atması gerekmektedir. Ayrıca, İnsan Hakları İnceleme Komisyonu’nun Tokat T Tipi Kapalı Cezaevi’nde yaşanan insan hakları ihlallerini gündeme alarak, bu ihlalleri doğrudan malum mahpuslardan dinlemesi ve gereken soruşturmaların başlatılması için gerekli adımları atması istenmektedir.