reklam
Gazete Kritik Meclis CHP:MEB, yetkilerini tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi vakıf-derneklere teslim etti!

CHP:MEB, yetkilerini tarikat ve cemaatlerin arka bahçesi vakıf-derneklere teslim etti!

CHP milletvekili, AKP'nin 20 yıllık iktidarında eğitim sisteminin vakıf ve dernekler tarafından ele geçirildiğini ifade etti. Eğitim politikalarının ideolojik dayatmalarla şekillendiğini ve bunun sonuçlarının cinsel istismar gibi toplumsal sorunlara yol açtığını vurguladı.

CHP'li bir milletvekilinin yaptığı açıklamada, Türkiye'nin eğitim sistemine dair eleştiriler öne çıktı. Eğitim, ülkenin geleceği açısından kritik bir rol oynadığını belirten vekil, mevcut durumu "dağılan bir eğitim köprüsü" olarak tanımladı. AKP'nin 20 yıllık iktidarında, gençlerin siyasi yönlendirilmesine yönelik bir eğitim anlayışının hakim olduğunu ifade etti. Vekil, eğitim politikalarının çağdaş, bilimsel ve laik normlardan uzaklaştığını vurguladı.

Eğitim Sisteminin Çöküşü

Milletvekili, uzun süredir iktidar tarafından desteklenen vakıf ve derneklerin eğitimdeki rolünün artmasının, Milli Eğitim Bakanlığı'nın otoritesinin zayıflaması anlamına geldiğini belirtti. 4+4+4 eğitim sistemi sonrası bu etkinin daha da belirgin hale geldiği ifade edildi. 2012 yılındaki düzenlemenin ardından vakıf ve derneklerle imzalanan protokollerde gözle görülür bir artış yaşandığı vurgulandı. Özellikle TÜRGEV, ENSAR Vakfı, TÜGVA, İlim Yayma Cemiyeti ve İHH gibi kuruluşların bu süreçte dikkat çektiği kaydedildi.

Eğitim ve Sivil Toplum Kuruluşları

Yapılan sivil toplum kuruluşu düzenlemeleri ile tarikat ve cemaatlerin eğitim sistemine dahil olmasının önü açılmıştır. 2019 yılında gerçekleştirilen yönetmelik değişikliği, bu kuruluşların tüm eğitim kademelerinde etkin olmalarını sağladı. Özellikle okul öncesi eğitim seviyesinde, Sibyan Mektepleri adlı uygulamalarla bu vakıfların yoğun faaliyet gösterdiği aktarıldı. Artık birçok vakıf ve dernek, okul öncesinden üniversite düzeyine kadar eğitim sistemine girmekte yaygın bir şekilde bulunuyor.

İdeolojik Propaganda ve Protokoller

Kurulan protokollerin, eğitim sadece bir öğretim süreci değil, aynı zamanda ideolojik yönlendirme aracı olarak da kullanıldığına dikkat çekildi. Halk Eğitim Merkezleri aracılığı ile düzenlenen eğitim kursları, vatandaşların ideolojik propagandalarla yönlendirilmesi için fırsatlar sundu. Bu durum, Milli Eğitim Bakanlığı'nın kendi iradesini, vakıf ve derneklere devrettiğini ortaya koyuyor. Ayrıca, bakanlığın, eğitim alanında etkin discord ile birlikte tüm diğer sendikaların görüşlerini dışladığı eleştirisi yapıldı.

Eğitimde Kriz ve Cinsiyet Temelli Sorunlar

Evlerde ve eğitim kurumlarında yaşanan cinsel istismar vakalarının da eğitim sistemi üzerindeki etkisi tartışıldı. Bu tür olayların yaşanması, eğitim kurumlarının toplumsal sorunlar ile ilişkilendirilmesine neden oldu. Eğitim alanında yaşanan diğer sorunlarla birlikte ciddi boyutta bir kriz yaşandığı belirtildi. Öğretmen atama sorunları ve eğitimde fırsat eşitsizliği gibi problemler, bakanlığın geleceğe dair projelerin yerine, vakıflara aktardığı kaynak sorunlarını gözler önüne serdi.

İktidarın Eğitimdeki Manipülasyonu

Son olarak, Bakanlığın, eğitim politikalarını şekillendiren vakıflar aracılığı ile nesilleri ideolojik olarak yönlendirmesi, Türkiye'deki eğitim sisteminin geleceği açısından büyük bir tehlike oluşturduğu ifade edildi. MEB'in, vakıf ve derneklerle yaptığı protokoller üzerine yapılan eleştirilerin yanı sıra, bu durumun uzun vadede eğitim sistemini nasıl etkileyebileceği üzerine düşünülmesi gerektiği vurgulandı. Sonuç olarak, eğitim alanında yapılacak reformların bağımsızlığa yönelik olması gerektiği, mevcut sistemin sürdürülebilir bir yapı oluşturmadığı kaydedildi.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *