Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Bursa Milletvekili Yüksel Özkan, Genel Kurul'da yaptığı konuşmada, tıbbi malzeme tedarikçilerinin yaşadığı ciddi sorunlara dikkat çekti. Özkan, firmaların ciddi bir tahsilat sorunu ile karşı karşıya olduğunu ve döviz kurlarındaki dalgalanmaların sektörü derinden etkilediğini vurgulayarak, hastanelerde yaşanan sıkıntılara da değindi.
Tıbbi Malzeme Tedarik Sorunları
Özkan, tıbbi malzeme tedarikçilerinin peşin ödedikleri vergilerin ve KDV'nin karşılığını özellikle üniversite ve devlet hastanelerinden uzun süredir alamadıklarını ifade etti. Üzerinde durduğu bir diğer önemli nokta ise, firmaların alacaklarının yüzde 25 ile yüzde 40’ını feragat etme talebine maruz kalmalarıydı. Bu sıkıntıların yanı sıra, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatlarının 2010 yılından bu yana güncellenmediğini ve döviz kurlarının o dönemde sabit kalması nedeniyle sektörün zor bir durumla karşılaştığını dile getirdi. Özkan, firmalar tarafından sağlanan malzemelerin eski fiyatlarla talep edilmesini eleştirerek, bu durumun sektördeki dengesizliğe yol açtığını belirtti.
Yüksek Maliyetler ve Ameliyatlar
Tıbbi malzeme fiyatları arasında uçurum olduğuna da dikkat çeken Özkan, beyin pili, kalp pili ve kalça protezlerinin devletin belirlediği fiyatlarla firma satış fiyatları arasındaki farklılıkları gözler önüne serdi. Beyin pilinin SUT fiyatının 60.957 TL iken, satış fiyatının 85.339 TL olduğunu, kalp pili için ise SUT fiyatının 15.301 TL iken firma satış fiyatının 30.040 TL'yi bulduğunu açıkladı. Kalça protezinin SUT fiyatı 5.600 TL iken, firma satış fiyatının 11.000 TL olduğunu vurgulayan Özkan, bu yüksek maliyetler sonucu hastaların aradaki farkı ödemek zorunda kaldığını, bir takım branşlarda ise ameliyatların yapılmadığını sözlerine ekledi.
Hekimlerin Karşılaştığı Zorluklar
Hekimlerin karşılaştığı zorluklara da dikkat çeken Yüksel Özkan, merdiven altı üretilen standart dışı tıbbi malzemelerin hastanelerde kullanılmasının zorunlu hale geldiğini ifade etti. Bu durumun sonucunda oluşan komplikasyonlardan hekimlerin sorumlu tutulduğunu belirten Özkan, sağlık çalışanlarının emeklerinin bazı gruplar tarafından sömürüldüğünü, bu nedenle birçok hekimin büyük oranda “malpraktis” davaları ile boğuşmak zorunda kaldığını söyledi. Özkan, hekimlerin mesleki sigortalarının yetersizliği ve iş yüklerinin artması nedeniyle pasif bir şekilde çalışmak zorunda kaldıklarının altını çizdi.
Hekim Göçü ve Sektör Krizi
Son dönemde Türkiye'den hekim göçünün hızlandığını ifade eden Özkan, her ay ortalama 100 hekimin ülkeyi terk ettiğini belirtti. Türk Tabipleri Birliği’nden şimdiye kadar 5 bin hekimin yurtdışında çalışmak için belge aldığını vurgulayan Özkan, çalışan hekimlerin içinde bulunduğu tükenmişlik sendromuna dikkat çekti. Ayrıca, sağlık çalışanlarının özlük haklarının düzenlenmesi için daha fazla çaba gösterilmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. İktidarın sağlık çalışanlarının sorunlarını dikkate almadığına, bunun yerine başka ajandalar peşinde koştuğuna da eleştiride bulundu.
Sektörün Geleceği ve Yerli Üretim
Özkan, Türkiye'de yaklaşık 42.750 tıbbi malzeme firması bulunduğunu, bir kısmının bankalarla sorun yaşadığını ve bazı firmaların iflas ettiklerini belirtti. Bu durumun tabii ki sağlık sektöründe ciddi sorunlar yaratabileceğini vurgulayan Özkan, sektör temsilcilerinin sevkiyatları durdurma kararı aldıktan sonra halk sağlığı açısından mezkur sorunların etkilerinin büyük olacağını ifade etti. Tıbbi malzeme ve cihazda dışa bağımlılığın yüzde 82 seviyesinde olduğuna işaret eden Özkan, sorunların çözülmediği takdirde sağlık sektörünün geri dönülemez bir duruma girebileceği konusunda uyarılarda bulundu.