CHP Antalya Milletvekili Prof. Dr. Mustafa Akaydın, son günlerde kamuoyunu meşgul eden Şeker Fabrikalarının özelleştirilmesi konusunu gündeme taşıdı. Özellikle, bu özelleştirme sürecinin, halkın geniş kesiminden ciddi tepkiler aldığını ifade eden Akaydın, Başbakan Binali Yıldırım'a bir dizi soru yöneltti. Akaydın, bir grup milletvekiliyle birlikte fabrikaları yerinde inceleyerek, özelleştirmelerin yerli ve millilikten uzak olduğunu vurguladı. Ayrıca, bu durumun gelecek kuşakların sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabileceğini dile getirdi.
Özelleştirme Kararının Toplumsal Etkileri
Türkiye Şeker Fabrikaları A.Ş.'ye ait 14 şeker fabrikasının özelleştirilmesi açıklaması, toplumsal dinamikleri sarsmış ve pek çok kesimden itirazlar çekmiştir. Bu durumun yanında, şeker pancarının sadece şeker üretimi için değil, ülke ekonomisine sağladığı katkılar açısından da önemi büyüktür. Pancar, yıllık 2 milyar dolarlık şeker üretimine ek olarak, istihdam, hayvancılık, nakliye ve bioetanol gibi birçok alanda yaklaşık 4 milyar dolarlık katkı sağlamaktadır. Bu özelleştirme ile birlikte, pancar çiftçileri, çalışanlar ve bu fabrikalara bağımlı olan bölge esnafı gibi büyük bir kitle olumsuz yönde etkilenmiş olacaktır.
Sağlık Sorunları ve Nişasta Bazlı Şeker
Özelleştirmenin beraberinde getireceği bir başka sorun ise, halkın nişasta bazlı şeker tüketimi yönünde bir baskı ile karşılaşmasıdır. Son 15 yıldır artan obezite, metabolik sendrom gibi sağlık sorunlarının bundan sonra daha da çoğalması beklenmektedir. Akaydın, ABD ve Avrupa ülkelerinin şeker üretim stratejilerini örnek vererek, Türkiye'nin özelleştirme kararını eleştirdi. Ülkemiz, nüfusunun ihtiyaçlarını karşılamak için nişasta bazlı şeker ithal ederken, bunun zincirleme sağlık sorunlarına yol açacağını dile getirdi. Bu bağlamda, mevcut durumun sadece ekonomik değil aynı zamanda sağlık açısından da ciddi riskler taşıdığı ifade edilmektedir.
Özelleştirmenin Arka Planındaki Sorular
Akaydın, özelleştirme kararı ile ilgili pek çok sorunun gündeme gelmesine neden olduğunu belirtti. Özelleştirilen fabrikaların kar-zarar durumunu kamuoyuyla paylaşılması talep edildi. Ayrıca, Türk Şeker'in yeterli gübre sağlamaması ve fabrikalara yapılan yatırımların yetersizliği, özelleştirme kararının zeminini hazırlamış olabilir mi? Diğer ülkelerdeki şeker fiyatlarıyla Türkiye'deki fiyatların karşılaştırılması, özelleştirmenin avantajları hakkında kafa karıştıran bir başka konu oldu. İlgili tarafların yaptığı değerlendirmeler, özelleştirmenin gerçek nedenlerinin ne olduğunu merak ettiriyor.
Sağlıklı Üretim için Alternatif Çözümler
Akaydın, şeker fabrikalarının özelleştirilmesi yerine, bu tesislerin devlet destekleriyle sübvanse edilmesini ve modernizasyon yatırımlarıyla üretim kapasitelerinin artırılmasını savundu. Sağlıklı üretim süreçlerinin desteklenmesi gerektiğine dikkat çekildi. Özelleştirme yoluyla elde edilecek kazançlar, halkın ihtiyaç duyduğu sağlıklı gıda üretiminden daha düşük kalabilir. Bu nedenle, devletin kendi kaynaklarını ve milli değerlerini koruyarak nasıl daha etkin bir yol izleyebileceği meselesinin göz önünde bulundurulması gerektiği vurgulandı.
Halkın Sağlığı Tehdit Altında
Son olarak, nişasta bazlı şeker üretiminin artışının halk sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluşturduğuna dikkat çekiliyor. Özelleştirmelerin, şeker pancarı üretimini azaltarak ülkenin bu tür ürünlere bağımlılığını artıracağı, bu durumun da halkın sağlığına zarar vereceği öne sürülmektedir. Akaydın, bu konudaki endişelerini dile getirirken, halk sağlığını korumanın her şeyin önünde geldiğini belirtti. Özelleştirme ile birlikte, tüm bu sorunların daha da derinleşeceği ve bu konuda toplumun farklı kesimlerinin mağdur olacağı öngörülmektedir.