CHP İzmir Milletvekili Tacettin Bayır, 3-4 Ağustos tarihlerinde Cumhurbaşkanı'nın katılımlarıyla gerçekleşen "Olağanüstü Din Şurası" toplantısından sonra, Din İşleri Yüksek Kurulu tarafından hazırlanan rapora yönelik mecliste basın toplantısı düzenledi. Toplantıda, raporda geçen "Camilere bağlı Gençlik Kolları" oluşturulmasına dair Diyanet İşleri Başkanlığı'ndan gerekli desteğin verilmesi gerektiği yönündeki karara eleştirel bir yaklaşım sergiledi.
Uygunsuz Zamanlama Üzerine Eleştiriler
Bayır, raporda yer alan "Cami Gençlik Kolları" ile ilgili görüşlerini dile getirirken, böyle bir oluşumun ülkenin mevcut durumu göz önüne alındığında son derece sakıncalı olduğunu vurguladı. Uzun süredir devam eden siyasi ve toplumsal sorunların, bu tür bir yapı kurmaya elverişli bir zemin oluşturduğuna dikkat çekti. "FETÖ tehlikesi henüz tam anlamıyla ortadan kalkmamışken, böyle bir gençlik oluşumu nasıl bir tehdit unsuru yaratabilir?" diye sorarak, Türkiye'nin pek çok sorunu çözülmeden bu tür adımlara atılmasının tehlikeli olduğuna inandığını belirtti. Bayır, ülkenin acil çözüm bekleyen birçok meselesi varken, hükümetin bu gibi projelerle ilgilenmesinin dikkat dağıtıcı bir etki yaratabileceğine işaret etti.
İdeolojik Kaygılar ve Eğitim Sorunları
Bayır, kurulması planlanan "Cami Gençlik Kolları" yapısının, geçmişte FETÖ bahanesiyle mağdur edilen öğrenciler, veliler ve öğretmenler üzerinde olumsuz etkilere yol açabileceğini vurguladı. "İdeal bir gençlik" tanımlamasının daha çok belirli bir ideolojiye uygun insanları hedef aldığı görüşünü savundu. Eğitimin bireyleri sadece ibadethane kimliğiyle sınırlı olamayacağını ve gençlerin çeşitli alanlarda eğitim görmesi gerektiğini sözlerine ekledi. Ayrıca, FETÖ’nün faaliyetleri yüzünden toplumda yaşanan travmaların, yeni ayrımcı yapılarla pekiştirilmemesi gerektiğini ifade etti. "Türkiye'nin nitelikli insan gücüne ihtiyacı var; yeni düşünce ve bakış açılarını desteklemek, çağdaş bir eğitim sistemiyle mümkündür," dedi.
Laiklik İlkesi Üzerine Sorular
Bayır, "Cami Gençlik Kolları" gibi girişimlerin Anayasa'nın laiklik ilkesine ters düşüp düşmeyeceği konusunda soru işaretleri taşıdığını belirtti. Bu tür projelerin, toplumda var olan inanç özgürlüğüne dair hassas dengeleri bozabileceğinden endişe duyduğunu ifade etti. Ayrıca, hükümetin eğitim alanına dair politikalarının, laiklik ilkesine aykırı olmaması gerektiğini savundu. Bayır, halkın çeşitli inanç ve eğilimlere sahip bireylerden oluştuğuna ve bu çeşitliliğin zenginlik olarak görülmesi gerektiğine vurgu yaptı. "Ülkemizde tek tip insanlar yetiştirmek, bilimsel ve kültürel gelişimi geri plana atmak anlamına gelir," diyerek bu tür bir yaklaşımın toplumun geleceğini olumsuz etkileyeceği konusunda uyarılarda bulundu.
Olası Sonuçlar ve Uyarılar
Bayır, gençlik kollarının potansiyel olarak yeni "Adil Öksüzler" yaratabileceğine dikkat çekti. Böyle bir durumun, geçmişte yaşanan sıkıntıları yeniden gündeme getirebileceğini ve gelecekte benzer bir başkaldırının yaşanmasından endişe ettiklerini dile getirdi. "Dine siyaset karıştırmaktan vazgeçin," diyerek siyasi otoriteleri uyararak, insanların saf duygularıyla oynamamalarını istedi. Bu yapının olası sonuçlarının iyi hesap edilmesi gerektiğinin altını çizen Bayır, "Gelecekte bu tür bir yapıdan çıkacak sorunlara karşı dikkatli olmalıyız," dedi. Uyarılarının ardından, Diyanet İşleri Başkanı'na seslenerek, "İktidarın yanında değil, doğruların yanında dur" çağrısında bulundu ve siyasetin camilerin içerisine girmemesi gerektiğini vurguladı.