CHP İstanbul Milletvekili Av. Mahmut Tanal, 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, insanlığın barış ve huzura her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğunu söyledi. Dünyanın dört bir yanında çatışmanın, acının, kan ve gözyaşının hakim olduğunu belirten Tanal, “Dünya barışa susamış, huzur ve adaleti arıyor. Özellikle Ortadoğu coğrafyasının yangın yerine döndüğünü görünce Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesini neden ısrarla vurguladığını daha iyi anlıyoruz” dedi.
CHP’NİN BİRLEŞTİRİCİ DİLİ KUTUPLAŞTIRMA İTTİFAKINI GERİLETTİ
Türkiye’nin de iç huzura, toplumsal barışa ihtiyacı olduğunu kaydeden Tanal, “Kutuplaşma ve kamplaşma stratejisi izleyen bir iktidarla karşı karşıyayız. Seçim süreçlerinde oylarını arttırmak için gerginlikten medet umuyorlar. Bu Türkiye’nin en büyük talihsizliğidir. Lakin CHP’nin, Genel Başkanımız Kemal Kılıçdaroğlu’nun tahriklere karşı birleştirici dil kullanması, toplumun tüm kesimlerini kucaklaması ve bunun olumlu yansımaları, seçimlerde elde edilen başarılar; kutuplaştırma ve ayrıştırma ittifakını geriletmiş, olumlu yönde değişime zorlamıştır” ifadelerini kullandı.
İNADINA BARIŞ DİYORUZ
Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları karnesinin zayıflarla dolu olduğunu dile getiren Tanal, şöyle devam etti: “Şu anda hak, hukuk ve adalet mücadelesi veriyoruz. Bu ülkenin iktidarı eleştiren, muhalif duruş sergileyen yazarları, çizerleri, gazetecileri, aydınları, akademisyenleri ve siyasetçileri sebepsiz yere cezaevinde tutuluyor, mahkemelerde yargılanıyor. Eren Erdem 430 gündür Silivri’de özgürlüğünden yoksun adalet bekliyor. Cezaevindeki 5 eski Cumhuriyet gazetesi çalışanı hakkındaki cezaların infazının durdurulmasına ilişkin talepler görmezden geliniyor. Gezi Direnişinden ‘darbe ve terör örgütü’ çıkarmaya çalışıyorlar. Osman Kavala 670 gündür tutuklu. Sözcü gazetesinin FETÖ’cü olmakla suçlanıp yargılandığı bir ortamdan bahsediyoruz. Evlatlarını arayan Cumartesi Anneleri’nin feryatlarına kulak tıkıyorlar. Seçilmiş belediye başkanları görevden alınıp yerlerine kayyum atanıyor. İnsanlar tweet atmaktan korkuyor. Tüm olumsuzluklara rağmen pes etmek, korkmak, yorulmak yok. El ele verip barış ve kardeşliği hakim kılabiliriz. İnadına barış, inadına demokrasi, inadına özgürlük, inadına hak-hukuk-adalet diyoruz.”
1 EYLÜL NEDEN DÜNYA BARIŞ GÜNÜ OLARAK KUTLANIYOR?
1 Eylül 1939 tarihinde 20. yüzyılın en kanlı savaşını başlatan Nazi orduları, Polonya’ya saldırarak bir dünya savaşının başlamasına, bu süreçte milyonlarca kişinin ölümüne ve sakat kalmasına sebep oldu. Bugün (1 Eylül 2019), Hitler’in emrindeki Nazi ordularının 1 Eylül 1939’da Polonya’ya saldırmasının 80. yıldönümü. Bu saldırıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı, 60 milyon insanın ölümüne yol açtı. Yine milyonlarca dünya vatandaşı bu süreçte; evini, yurdunu ya da sevdiklerini kaybetti. Savaşın açtığı derin yaralar birçok ülkede acı birer tablo olarak halen gözümüze çarpmaktadır. Savaşta en ağır kayba uğrayan Sovyetler Birliği, tek başına 25 milyonun üzerinde insanını kaybetti. Savaş bittiğinde, uluslararası toplum, bu felaket unutulmasın diye, bugünü Dünya Barış Günü ilan etti. Sovyetler Birliği ve Varşova Paktı üyesi ülkeler, barış içinde bir dünya mücadelesi görevini hatırlatmak amacıyla Almanya'nın 1939 yılında Polonya'yı işgal ederek İkinci Dünya Savaşı’nı başlattığı tarih olan 1 Eylül'ü “Dünya Barış Günü” olarak ilan etti. KKTC ve Türkiye, 1 Eylül’ü Dünya Barış Günü olarak kutluyor.
