Kıdem Tazminatı Fonu Çare mi?
Bilindiği üzere bir süredir gündemde olan ancak kimsenin nasıl bir sistem ile
oluşturulacağını bilmediği kıdem tazminatı fonu için Cumhuriyet Halk Partisi Emek Büroları 5
Haziran 2017 Pazartesi günü bir çalıştay düzenledi. Çalıştay kapsamında üç büyük
konfederasyon olan DİSK, HAK-İŞ ve Türk-İş'in yanısıra akademi dünyasından önde gelen
isimler ile gazeteciler bir araya geldi.
Çalıştay'da en çok dikkatimi çeken şey ise fikir ve görüş olarak farklı düşüncelere
sahip konfederasyonlar bir araya gelerek ortak bir çağrı oluşturdular. Bu çağrıdan çıkarılacak
sonuç ise şu an ki hükümetin güttüğü çalışma hayatına ilişkin politikaların işçinin desteğini
almadan yaptığıdır.
Bireysel emeklilik sisteminden işsizlik fonuna kiralık işçilik düzenlemesinden kıdem
tazminatı fonuna kadar uyguladıkları birçok politika işçi tarafının haklı isyanını ortaya
çıkarmaya başladı. Çalıştay'da tüm konfederasyon başkanlarının dile getirdiği tek şey “bir
adım dahi geri giden bir düzenlemeye imza atmayacağız!”.
Hükümetin uzun süredir dile getirdiği hatta ve hatta gizli kapılar arkasında
çalışmalarını yürüttüğü ve şu ana kadar kimsenin hakkında net bir fikre sahip olamadığı
kıdem tazminatı fonu ile ilgili Cumhuriyet Halk Partisi'nin bu şekilde bir çalıştay düzenleyerek
farklı kesimleri bir araya getirmesi, son günlerde özlemini duyduğumuz demokrasi adına çok
güzel bir hareket olduğu görüşündeyim.
Çalıştay'dan bahsedecek olursam, aslında yukarıda da dediğim gibi kimse bu fonun
ne olduğunu ve nasıl bir sistemle doldurulacağını net olarak bilmiyor. Ancak sızan bilgiler
doğrultusunda işçinin brüt maaşının %8.33'ü kadar aylık bir ödeme yapılacağı ve bunun bir
kısmını işveren öderken bir kısmını işsizlik sigortasından ve işçiden kesileceği ortak görüş
olarak karşımıza çıkıyor.
Asgari ücretle çalışan bir işçiyi düşündüğümüzde “asgari geçim indirimi”ni
katmadığımızda zaten 1777,50 TL'den yapılan kesintilerle işçinin eline 1270,75TL kalıyor. Bir
de üstüne bundan bir kesinti yapılacak olursa işçinin zaten aç olan karnını doyurması
mümkün bile değil. Bunun yanı sıra şu anki kıdem tazminatı sistemi işvereni işçiyi dilediği
gibi çıkarma hakkından mahrum bırakarak işçi açısından bir iş güvencesi oluşturmakta...
Ancak kıdem tazminatı, fon ile yönetilmeye başlanırsa işçinin alacağı kıdem tazminatını
işveren cebinden ödemeyeceği için işçinin iş güvencesi kendiliğinden ortadan kalkmış
oluyor. Bir de bunun üstüne hükümetin “mükemmel” fon yönetimini de düşünürsek kaç
işçinin sağlıklı bir şekilde bu fondan yararlanacağı tartışılır.
Bu yüzden kıdem tazminatı fonu çare olmamakla birlikte daha da büyük bir sorun
yaratacağı ortada olup bu fonun kullanılması ve idaresinde sendikalara yer verilmeyeceği de
düşünülüyorsa bu fonun desteklenmesi akıl işi değildir.