22.08.2017, 09:04

İş Gücüne Ne Kadar Katılıyoruz?

            Türkiye İstatistik Kurumu Nisan ayı işsizlik oranları istatistiklerini yayınladı. Hatırlanacağı üzere 2016 yılı genel ortalaması %13,3 olarak belirlenen işsizlik oranlarında Mart ayı ise %12 olarak belirlenmişti. Son yayınlanan istatistiklerde Nisan ayı işsizlik oranı %10,7 olarak görülüyor. İşsizliğin yanı sıra işgücü istatistiklerine bakmakta da fayda var. İşgücü istatistikleri genel olarak işsizlik oranlarının hesaplanmasında önemli rol oynayan değişkenleri içinde barındırdığından işsizlik oranlarını daha iyi kavramamızı sağlayabilir.

 

            Öncelikle işgücü nüfusumuza bakmadan önce yasal olarak çalışabilecek 15 yaş ve üstü nüfusumuzu incelemek gerek. 2016 yılında 58 milyon 558 bin iken 2017 yılında 59 milyon 709 bin kişiye yükselmiş durumda. Kısaca 15 yaş ve üstü çalışabilir nüfusumuz son bir yıl içerisinde 1 milyon 151 bin kişi artmış durumda. Buna bağlı olarak işgücü rakamlarına bakıldığında 2016 yılında 30 milyon 462 bin kişi olan işgücümüz 2017 yılında 982 bin kişi artarak 31 milyon 444 bin kişiye yükselmiş durumda. Çalışabilir nüfusun 1 milyon 151 bin kişi artmasına karşın işgücüne dahil olmayan nüfusun 169 bin kişi arttığı görülmektedir. Buradan hareketle işgücüne katılım oranlarını incelediğimizde 2016 yılında 58 milyon 558 bin kişinin %52’si işgücüne katılırken 2017 yılında 59 milyon 709 kişinin %52,7’sinin işgücüne katılmakta olduğunu görüyoruz.

 

Genel toplamda bu oranlarla karşılaşıyorken erkek ve kadınların işgücüne katılım oranları arasında da bir uçurum olduğunu söylemeden geçmekte olmaz. Nisan ayı istatistiklerine baktığımızda erkeklerin %72,3, kadınların ise %33,4’ünün işgücüne katıldığını görüyoruz. Kadınların çalışma yaşamında bu kadar geride olması çalışma yaşamında kadın erkek eşitliğinin olmadığının bir kanıtı olarak karşımızda duruyor. İşgücü içerisinde yer alan 30 milyon 158 bin kadının ise sadece %29’unun istihdam edilmesi ise çalışma yaşamında kadın erkek eşitsizliğine daha da vurgu yapmakta....

 

Bu eşitsizliğin yanı sıra işgücüne katılım oranlarında düşük seviyelerde seyrettiğimiz aşikar… Ancak bu durumun şu an için değişeceği konusunda bir takım tereddütler yaşamaktayım. Buna en büyük neden olarak ülkemizde 6500 Alman kökenli firma bulunuyorken ülkemizi yönetenlerin iş piyasalarını görmezden gelip çalışma hayatımızı etkileyecek derece de aslı astırı olmayan siyasi sebeplerle çalışma yaşamamızı tehlikeye atmalarını gösterebilirim. Tek temennimizin ilerleyen günlerde bu istatistiklerin düzelmesi olsa da bu siyasi politikalar devam ettiği sürece pek mümkün görünmüyor olsa gerek...

Yorumlar (0)