CHP Genel Başkan Yardımcısı Yankı Bağcıoğlu’nun yazılı basın açıklaması şöyle:
“15 Temmuz darbe girişiminin ardından, Harekât sahasında muharip-sağlık personeli uyumu, kurumsal kültür, çatışmada tıbbi müdahale tecrübesi, harp cerrahisinde yılların bilgi birikimi Askeri Sağlık Sisteminin ilga edilmesi ile ortadan kaldırılmıştı.
Harekât sahasındaki muhariplere acil sağlık desteği verecek askeri sağlık personeli, Türkiye sathındaki Asker hastaneleri, Askeri Sağlıkta dünya çapında Mükemmeliyet Merkezi GATA da artık yok.
Geçtiğimiz günlerde Askeri Sağlık Sisteminin kapatılması ile oluşan zafiyetin giderilmesi maksadı ile kamudaki sivil doktorların görevlendirilmesine ilişkin detayları genişleten bir kanun teklifi AKP’li 109 milletvekilli tarafından geçtiğimiz günlerde TBMM’ye verildi.
Gelinen noktada, kamudaki sivil doktorların görevlendirilme esaslarını genişleten son kanun teklifi, uygulanan yanlış politikanın itirafıdır.
15 Temmuz 2016 Darbe Girişimi sonrası Askeri Sağlık Sistemi kaldırılmış, askeri tababete yönelik bilgi birikimi, tecrübe, kurumsal kültür, muharip personel – sağlık personeli birlikte çalışabilirlik kabiliyeti ve özel alanlardaki uzmanlık kaybedilmiş veya zafiyete uğramıştır.
Askeri sağlık sisteminin 3 kademeyi içerecek şekilde geçmiş uygulamalardan alınan dersler çerçevesinde revize edilerek tekrar tesis edilmesi öncelikli hedef olmalıdır.
Bu kademeler;
Harekât sahasında görev yapan birliklerde, kıta ve gemilerde acil tıbbi müdahale yapabilecek eğitimli ve donanımlı, temel askeri eğitim almış askeri sağlık personeli,
Türkiye’nin tüm bölgelerinde birbirlerini destekler şekilde oluşturulmuş, öncelikle askeri personel ve aileleri ile diğer güvenlik güçlerine imkanlar ölçüsünde hizmet veren tam teşekküllü asker hastaneleri,
Askeri sağlık konusunda; eğitim ve öğretim veren, kurumsal bilgi birikimine haiz, özel ihtisas gerektiren alanlarda (Yanık tedavisi, ateşli silah ve patlayıcı madde yaralanmaları, protez uygulamaları, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer harp vb) uzmanlık sahibi, konusunda dünya çapında referans alınabilecek Gülhane Askeri Tıp Akademisi’dir.
Askeri sıhhi tahliye ve tedavi zinciri; cepheden/çatışma alanından geriye (Yurtiçi Bölgesi) doğru, askeri kademeleri takip eden, hasta ve yaralıların her kademedeki tıbbi destek kapasitesine göre tedavi edilebildiği bir sistemdir. GATA bu kademenin en son safhası olan merkezi hastaneler kademesini oluşturmaktadır.
Asker hastaneleri; yüksek gerilimli görev şartlarını ve terörle mücadeleyi içeren barış ortamında ve savaşta muharebe stresine, fiziksel ve psikolojik travmalara maruz kalan askerin tedavisi ve rehabilitasyonu için önemli işlevlere sahiptir.
Harekât görevlerinde, teröristle mücadele edilirken herhangi bir yaralanmada ilk müdahalenin çok kritik olduğu, süratle müdahale edilmesi gerektiği bu acil durumun “altın saat konsepti” olarak adlandırıldığı, etkin tıbbi müdahale ve başarı için kurumsal hafıza ve birikime, (Örneğin fonksiyonlarını kaybetmeden önceki GATA) ayrıca tecrübe ve uzmanlığa ihtiyaç duyulduğu her fırsatta vurgulanmaktadır.
Deniz Kuvvetleri Komutanlığı’nda, SAT, SAS, Birinci Sınıf Dalgıç ihtisaslı personelin bulunduğu birliklerde görev yapacak ihtisasa sahip doktor ve diğer sağlık personelinin yetişmesi uzun yıllar aldığı bilinmektedir. Ayrıca Hava Kuvvetleri Komutanlığı’ndaki uçucu ve uzman yer personelinin sağlık muayenelerinin çok özelliklidir.
Kahraman askerlerimizin, fiziksel ve mental sağlık sorunlarını ancak onlarla birlikte eğitim almış, onlarla birlikte muharebe meydanında veya tatbikatlarda omuz omuza görev yapmış doktorlar ile çözülebilir.
Ayrıca, harekata iştirak eden kahraman askerlerimizin herhangi bir menfi durumda, sağlık hizmetini süratle ve etkinlikle alacaklarını bilmelerinin moral ve motivasyonlarına olumlu katkı sağlayacağı aşikardır.
Telafisi mümkün olmayan gelişmelerle karşılaşmadan önce, geçici çözümler yerine Askeri Sağlık Sistemi alınan derslerle revize edilerek mutlaka tekrar tesis edilmelidir.
Askeri sağlık sisteminin tesisine şu anda karar verilse dahi, sistemin geçmiş etkili yapısına ulaşması en az 10 yıl alacaktır. Gereksiz bir inat uğruna 100 yılı aşın bir süredir elde edilen bilgi birikimi ve tecrübe kaybedilmektedir.