Oya Ersoy: "Okmeydanı Fetihtepe'deki yıkımı ve sürgünü durdurun!"

Ersoy; İstanbul Okmeydanı, Fetihtepe Mahallesi'nde Beyoğlu Belediyesi tarafından kentsel dönüşüm kararının alınmasının ardından halkın elektrik, su ve doğalgazının kesilerek, ev ve işyerlerini boşaltmaları istendiğini belirtmiştir.

Ersoy; 950 hanenin yer aldığı toplam 5 bin kişinin yaşadığı mahallede, evlerinden çıkmak istemeyen halkın polis zoruyla çıkartılmaya çalışılmasının ve 15 yaşındaki bir çocuğun darp edilerek ters kelepçeyle gözaltına alınmasının insanlığa karşı işlenen bir suç olduğunu ifade etmiştir.

Kentsel dönüşüm bahanesi ile yapılan bu yıkımın ardında aslında Beyoğlu ilçesinde Haliç Tersaneleri üzerinde yapılmaya çalışılan Haliçport Projesinin yattığının ileri sürüldüğünü dile getiren Ersoy; tersane geri yerleşiminde kalan Fetihtepe, Kaptanpaşa, Keçecipiri, Piripaşa, Piyalepaşa ve Kulaksız mahallelerinin Çevre Şehircilik ve İklim Değişikli Bakanlığı tarafından riskli alan ilan edilmesi kararının da bu dönüşümün yasal zeminini oluşturduğunun ifade edildiğini belirtmiştir.

Riskli alan kararının, bölge halkını yerinden edeceği ve Haliçport Projesiyle birlikte bölgenin emlak projelerine açılacağından bu karara halkı tepki göstermiş ve Beyoğlu Belediyesi’nce 2014’te hazırlanan ve Okmeydanı’nda Piyalepaşa, Kaptanpaşa, Keçicipiri, Fetihtepe, Piripaşa mahallelerini kapsayan 1/5000 ölçekli nazım imar planı İstanbul 6. İdare Mahkemesi’nce Şubat 2015’te iptal edilmiştir. Ersoy, mahkemede planın kamu yararı taşımadığına ve hukuka uygun olmadığına da hükmedildiğini belirtmiştir.

Ersoy; İstanbul 4. İdare Mahkemesi’nin, halkın elektriğinin kesilmesi ve tahliye edilmesi kararıyla ilgili kısmi yürütmeyi durdurma kararı vermesine rağmen Beyoğlu Belediyesi mahallelinin elektrik, su ve doğalgazını kesmeye; riskli alan gerekçesiyle yurttaşları evlerinden zorla çıkarmaya devam etmesinin başlı başına bir insan hakları ihlali olduğunu dile getirmiştir.

Ersoy, Murat Kurum’a şu soruları yöneltti:

1. Beyoğlu Belediyesi tarafından Fetihtepe’de hukuka ve insan haklarına aykırı bir biçimde halkın elektrik, doğalgaz ve sularının kesilerek sokağa atılması anayasa da güvence altına alınan barınma hakkı ve insan haklarına aykırı değil midir?

2. İçlerinde hasta ve yaşlı olan çoğunluğu çocuktan oluşan halkın evlerine alınmayarak bir gecede evlerinden çıkarılması Beyoğlu Belediyesi’nin belediyecilik anlayışının sonucu mudur?

3. Halkı yaşadığı mahalleden kopartmanın yanı sıra uzun yıllar borçlandırarak ev sahibi olmalarını sağlamak halkı mağdur etmeyecek midir?

4. Beyoğlu Belediyesi’nin yapmış olduğu açıklama da Mart ayında muvafakatname imzalamayan hak sahipleri ve bölgedeki diğer hak sahiplerinin daha sağlıklı ve güvenli evlerde barınma hakkının bir an evvel sağlanacağı yönündedir? Halka hangi koşullarda ve hangi haklar verilerek anlaşma yapılmıştır?

5. Evlerinden zorla çıkartılan halk hangi koşullarda ve hangi yerleşim yerinde ev sahibi olacaklardır?