Yeniden Refah Partisi Genel Başkan Yardımcısı Doğan Bekin, İsrail’in Suriye’nin bölünerek butik bir devlete dönüşmesini amaçladığını belirterek, “Suriye’nin kuzeyinde de el altından SDG’ye de güç vermeye çalışarak Türkiye- Suriye sınırını da kendi kontrolü altında tutmaya ve Suriye’nin ileriye yönelik hareket alanını iyice daraltma yoluna gitmeye çalışmaktadır. Bu tehlikeli gidişat karşısında Sayın Erdoğan’ın elini çabuk tutarak SDG’nin merkezi hükümete eklemlenmesi konusunda daha kararlı bir politika ortaya koyması artık kaçınılmazdır” dedi.
Doğan Bekin, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, İsrail’in Gazze’ye saldırıları ve Suriye’ye yönelik politikalarına yönelik değerlendirmede bulundu.
Gazze’nin Birleşmiş Milletler ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi gibi uluslararası kurum ve kuruluşlarda yalnızlığa ve çözümsüzlüğe itilmesinin ister istemez Siyonist İsrail’in uluslararası hukuksuzluğuna davetiye çıkarır nitelikte bir boyuta evrildiğini belirten Bekin, ''Siyonist Netanyahu hükümetinin; mutlak Siyonist devlet egemenliği kapsamında Gazze’yi işgal planı, son BMGK toplantısında dört temsilci ülkenin karşı çıkmasına rağmen Orta Doğu’ya sözde özgürlük, eşitlik, adalet ve demokrasi kapsamında barış getirmeyi amaçlayan Trump yönetimindeki ABD’nin desteğiyle adeta meşrulaştırılmaya çalışılmaktadır'' dedi.
Müslüman ülkelerin derin bölünmeler ve ayrıştırıcı politikaların Gazze’nin göz göre göre yok olmasına adeta katalizör etkisi yaptığını ve telafisi zor bir sürece doğru sürüklenmesine neden olduğunu vurgulayan Bekin, yaklaşık iki yıldır Gazze’deki katliamlara karşı düzenlenen yürüyüş ve gösterilerle sürdürülmeye çalışılan duygusal reaksiyonların hiçbir sonuç vermediğine işaret etti.
Bekin, şunları kaydetti:
''Siyonist İsrail’in uluslararası hukuku çiğneyerek Ortadoğu’daki dengeleri sarsmaya devam ederken de facto uygulamalarla Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te sürdürmekte olduğu yasal olmayan yerleşim planları ile adım adım Filistin topraklarını topyekûn işgal etmeye devam etmektedir.
Yaşanan tüm bu gelişmeler Filistinliler için manevra alanlarını daraltmakta ve dar bir alana sıkıştırmaktadır. Keza Siyonist İsrail, Suriye’nin bir kısmını da işgal yoluna giderek Ortadoğu’da adeta bir çıbanbaşı olmaya devam etmektedir. Yeni Suriye hükümeti ise gerek askeri gerekse ekonomik açıdan darboğazda olduğundan bu işgale karşı durabilecek bir durum ortaya koyamamaktadır.
Siyonist İsrail’in daha da ileri giderek, Suriye ile olan sınırında Dürziler vasıtasıyla tampon bölge oluşturmaya çalışması Suriye’nin bölünerek butik bir devlete dönüşmesini amaçlamaktadır. Keza, Suriye’nin kuzeyinde de el altından SDG’ye de güç vermeye çalışarak Türkiye- Suriye sınırını da kendi kontrolü altında tutmaya ve Suriye’nin ileriye yönelik hareket alanını iyice daraltma yoluna gitmeye çalışmaktadır. Bu tehlikeli gidişat karşısında Sayın Erdoğan’ın elini çabuk tutarak SDG’nin merkezi hükümete eklemlenmesi konusunda daha kararlı bir politika ortaya koyması artık kaçınılmazdır.''
"Mardin Müzesinin boşaltılması ve Katolikleşenlere verilmesi ciddi ve büyük toplumsal huzursuzluk doğurur"
Mardin Müzesi ile ilgili yaşanan soruna ilişkin bilgi veren Doğan Bekin, şunları söyledi:
"Mevcut Mardin Müzesine ait binanın konumu, büyüklüğü, işlevi ve tarihsel serencamı nedeniyle şehir kimliği açısından büyük bir sembolik anlam taşımaktadır. Mardin Müzesi Binasına dair yerel mahkeme, Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi tarafından kamuya ait olduğu tescillenen ve Katolik Vakfı talebinin yersiz ve hukuksuz olduğuna dair verilen hüküm doğru ve isabetlidir. Aksi bir uygulama kesinleşmiş yüce mahkeme kararlarına mugayir olur. Mardin Müzesi'nin boşaltılması ve Katolikleşenlere verilmesi durumunda ciddi ve büyük toplumsal huzursuzluk, kırgınlık ve istenmeyen sosyo-politik sonuçlar doğuracağı değerlendirilmektedir. Mardin Müzesine ait mevcut binanın Kent Müzesi olarak kalması kaçınılmazdır."