Grand Kartal Otel'deki korkunç yangın, Türk halkını yasa boğmaya devam ediyor. Yangın sonucunda 78 kişi hayatını kaybetmiş, 133 kişi ise yaralanmıştı. Bu felakete ilişkin açılan davanın ilk duruşması Bolu 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından Bolu Sosyal Bilimler Lisesi’nin spor salonunda gerçekleştirilmektedir. Duruşmaya katılanlardan biri de, kızının olayda yaşadığı travmanın etkisinden henüz kurtulamayan Ömer Seldi oldu. Seldi, duruşmanın yapıldığı spor salonunun yangın güvenliği açısından yetersiz olduğuna dikkat çekerek, salonun tahliye için yeterli donanıma sahip olmadığını iddia etti.
Ömer Seldi, duruşma esnasında salonun yangın güvenliği önlemleri açısından yetersiz olduğunu ifade etti. Yangın sırasında kendisi ve kızının neler yaşadığını aktarırken, "Spor salonuna sandalye koymuşlar, yüzlerce insan burada. Ama yangın için gereken hiçbir şey yok. Tek bir çıkış var. 78 canın davasını yapıyorsak, yangına karşı gerekli tedbirler neden alınmamış?" şeklinde sordu. Bu ifadeleri üzerine salon görevlileri, içeride iki adet yangın tüpü bulunduklarını ve dışarıda bir itfaiye aracının beklediğini bildirdiler. Ancak Seldi, bu tür önlemlerin yetersiz olduğunu savunarak, daha ciddi bir düzenleme yapılması gerektiğinin altını çizdi.
Ömer Seldi, toplumun bu tür bir travmanın yankılarını hâlâ hissettiğini söyleyerek, “Biz yangını konuşacağımız salonu bile doğru seçemeyen bir toplum haline geldik” dedi. Yangının ardından geçen zaman zarfında, olayın etkilerinin hâlâ hissedildiğini ve birçok kişinin korku içinde yaşadığını belirtti. Seldi, "Kızım sürekli, ‘veya yangın çıkarsa ne yaparız’ diye kaygılanıyor" diyerek çocukların ve mağdurların yaşadığı travmayı dile getirdi. Bunu bilerek, böyle bir yargılama salonunun seçilmesinin daha fazla can kaybına yol açabileceğine dikkat çekti.
Seldi'nin acil durumlarda salonun yetersizliğine karşı gösterdiği tepki, sadece kendisine ait bir şikâyet olmaktan öte, toplumun genel güvenliğiyle ilgili önemli bir konuya parmak basıyor. "Ne bekliyoruz, 300 kişi de burada ölsün mü?" diyen Seldi, topluma daha güvenli bir yargı ortamının sağlanmasının zorunlu olduğunu vurguladı. Yangınla ilgili olarak alınması gereken derslerin göz önünde bulundurulması gerektiğine inandığını belirtirken, güvenlik standartlarından ödün verilmemesi gerektiğini söyledi. Bu yaklaşım, diğer davalara ve güvenlik önlemlerine de ışık tutuyor.
Ömer Seldi'nin yaptığı bu açıklamalar, yangın güvenliği ve toplumsal farkındalık konusunda önemli bir çağrışım yapıyor. Yangının üzerinden zaman geçtikçe, olayın seyrine ve sürecine dair daha fazla bilgi ve görüş belirtenler olsa da, Seldi'nin yaşadığı duygu ve hislerle pek çok insanın empati kurabileceği aşikâr. Yangın davasının sürecinde, toplumsal değişim ve güvenlik önlemleri konusundaki tartışmaların devam etmesi bekleniyor. Ömer Seldi'nin söyledikleri, belki de toplumun bir daha böyle bir felakete maruz kalmaması için atılacak adımların başlangıcı olacak.