Suriye’nin Süveyda vilayetinde bir Dürzi tüccarın kaçırılmasıyla başlayan gerilim, Dürzi gruplar ile Sünni Bedevi aşiretleri arasında şiddetli çatışmalara dönüştü. Suriye İnsan Hakları Gözlemevi (SOHR), son 24 saatte yaşanan çatışmalarda aralarında bir çocuğun da bulunduğu en az 50 kişinin yaşamını yitirdiğini duyurdu.
Olay, 11 Temmuz Cuma günü Şam’ı Süveyda’ya bağlayan otoyolda bir Dürzi tüccarın Bedevi kontrol noktasında soyulup kaçırılmasıyla patlak verdi. Kısa sürede büyüyen gerginlik, El Makus Mahallesi’nde silahlı çatışmaya dönüştü ve vilayetin farklı bölgelerine yayıldı. Yerel kaynaklar, Bedevi aşiret mensuplarının Süveyda’nın batı ve kuzeyindeki Dürzi köylerine de saldırılar düzenlediğini aktardı.
Suriye Ordusu ve Güvenlik Güçleri Bölgede
Suriye İçişleri ve Savunma Bakanlıkları, artan şiddet olaylarını kontrol altına almak amacıyla Süveyda’ya takviye güçler gönderildiğini açıkladı. Savunma Bakanlığı, ordunun “çatışmaları hızlı ve kararlı şekilde dağıtmak” için bölgeye konuşlandığını ve tüm tarafları yetkililerle iş birliğine ve itidale davet ettiklerini belirtti.
Ancak hükümetin müdahalesi Dürzi toplumunda tepkiyle karşılandı. Suriye’nin en yüksek Dürzi otoritesi olan Üniteryen Dürzi Müslümanlar Ruhani Liderliği, ordu güçlerinin bölgeye girmesini reddettiklerini açıkladı. Açıklamada, “Sınır köylerimiz bombalanıyor, tekfiri çeteler ağır silah ve insansız hava araçlarıyla destekleniyor. Bölgelerimize saldırılara katılan herkes sorumlu tutulacaktır” denildi ve uluslararası koruma talebi tekrarlandı.
Süveyda’da Direniş Sürüyor
Suriye basını, çatışmalar sırasında bazı Dürzi grupların güvenlik ve ordu personeline karşı direndiğini ve bazı askerlerin rehin alındığını iddia etti. İnternette dolaşan ancak bağımsız kaynaklarca doğrulanamayan görüntülerde, Şeyh Hikmet el Hicri’ye bağlı silahlı kişilerin Süveyda’da güvenlik güçlerini alıkoyduğu öne sürüldü.
SOHR verilerine göre çatışmalarda ölenler arasında 34 Dürzi, 10 Bedevi aşireti üyesi ve altı Suriye ordusu mensubu bulunuyor. Suriye İçişleri Bakanlığı, gerilimin artmasının ardında bölgede süregelen kurumsal boşluğun etkili olduğunu kabul ederek, yaşananların iç barış için ciddi bir tehdit oluşturduğunu vurguladı.
