'Suriye'deki saldırının ardından Ankara-Moskova hattında neler konuşuldu?'

Deniz Zeyrek: Suriye'nin arkasında Rusya'nın bulunduğu tespit edilirse, diplomatik adım atılacak

GÜNDEM 25.11.2016, 09:12 25.11.2016, 09:12
'Suriye'deki saldırının ardından Ankara-Moskova hattında neler konuşuldu?'

Fırat Kalkanı harekâtının 93. gününde gerçekleşen Suriye'deki hava saldırısının ardından Ankara-Moskova hattında telefon trafiği yaşandı. Rus uçağının düşürülmesinin yıl dönümüne denk gelen 24 Kasım'da 3 askerin şehit olduğu hava saldırısından sonra Ankara direkt hattan Rusya askeri makamlarıyla temasa geçti. Rus tarafının "Biz değildik" dediği, bir süre sonra da Rus komutanın "Suriye ordusuna ait bir Albatros uçağı yapmış" bilgisini verdiği iddia edildi. Hürriyet'ten Deniz Zeyrek, "Gelecek günlerde, TSK olayın bütün somut verilerini araştıracak ve NATO’dan, müttefiklerinden de teknik destek alarak saldırının fotoğrafını çekecek. Eğer Suriye’nin perde gerisinde Rusya’nın bulunduğu tespit edilirse, diplomatik kanallar üzerinden adım atılacak" diye yazdı.

 

T24'te yer alan Hürriyet'tin kulis haberi şöyle:

 

Türk Silahlı Kuvvetleri'ne (TSK) ait silahlı bir birliğin, Suriye topraklarında hava saldırısına uğramasının ardından, Ankara-İncirlik-Halep-Moskova arasında sabaha kadar gergin dakikalar yaşandığı öğrenildi.

 

Rusya, saldırıdan sonra Türkiye ile tam bir işbirliği yaparken Türkiye olayı ihtiyatla karşıladı. Saldırının geçen yıl Rus uçağının düşürüldüğü 24 Kasım gününün yıldönümünde yapılması ise "Türkiye ile Rusya’yı yeniden karşı karşıya getirme çabası" olarak yorumlandı. Hürriyet'e bilgi veren kaynaklara göre saldırı anından itibaren şu kritik gelişmeler yaşandı:

 

Scramble jetler havalandı

 

Saldırıya uğrayan birlik, durumu acil koduyla Harekât Merkezi’ne bildirdi. İncirlikte scramble nöbeti tutan (13 dakikada havalanacak şekilde hazır tutulan) iki jete havalanma emri verildi. Uçaklar zamanında kalktı ve bölgeye intikal etti. Uçakların kalkma emri alıp bölgeye varmasına kadar geçen sürede saldırıyı gerçekleştiren uçak Halep’teki havaalanına iniş yaptı. Jetler bir süre Suriye hava sahasında kaldıktan sonra üslerine döndü.

 

Rusya'dan tam işbirliği

 

Ankara, Rus jetinin düşürülmesinin ardından başlayan krizi sona erdirmek için alınan güven arttırıcı önlemler çerçevesinde kurulan direkt hattan Rusya askeri makamlarıyla temasa geçti. İlk gelen yanıt, "Biz değildik" oldu. Uçağın radar izi ve iniş yaptığı havaalanının kalktığı Halep üssünün Rusya’nın kontrolü altında olduğu anlatılınca, Rus yetkililer konuyu araştırıp bilgi vereceklerini bildirdi. Bir süre sonra, Rus komutan "Suriye ordusuna ait bir Albatros uçağı yapmış" bilgisini verdi.

 

Üçüncü cepheyi açtırma girişimi

 

Ankara’da hükümete ve Cumhurbaşkanı’na verilen brifinglerde şu unsurlar öne çıktı:

 

Rusya’nın saldırıyla bağlantısına ya da yönlendirmesine dair bir veri yok. Tersine Rus ordusu subayları tam bir işbirliği yaptı.

 

Saldırının, Türk jetinin Rus savaş uçağını düşürdüğü olayın gerçekleştiği 24 Kasım 2015 gününden tam bir yıl sonra yapılması tesadüf değil. Esad ordusu, Rusya’yı bir paravan olarak kullanmak istiyor olabilir. Bir taraftan 24 Kasım günü saldırarak Rusya’nın tepkisini çekmekten kurtuldu, diğer taraftan, Türkiye’nin vereceği her karşılıkta Rusya ile karşı karşıya geleceği gerçeğini koz olarak kullandı.

 

Türkiye, bu saldırı nedeniyle Suriye’ye karşı gerilimi tırmandırdığı takdirde, bölgede DAEŞ ve PYD/YPG dışında bir cephe açmak zorunda kalabilir. Üstelik bu cephenin diğer tarafında Rusya da olacak. Türkiye’nin Fırat Kalkanı harekâtında hava desteği büyük önem taşıyor ve Suriye/Rusya ile yaşanacak yüksek gerilim, uzun vadede Fırat Kalkanı’nın hava desteğini etkisiz hale getirebilir.

 

Oyuna gelmeyelim

 

Gelecek günlerde, TSK olayın bütün somut verilerini araştıracak ve NATO’dan, müttefiklerinden de teknik destek alarak saldırının fotoğrafını çekecek. Eğer Suriye’nin perde gerisinde Rusya’nın bulunduğu tespit edilirse, diplomatik kanallar üzerinden adım atılacak. Askeri kaynaklar, bölgedeki askeri gelişmeler ışığında, kısa vadede yanıt verilmeyeceğini söylüyor. Ancak Başbakan Binali Yıldırım’ın da dediği gibi, failleri kesinleşince, uygun bir zamanlama ile gerekli yanıt verileceğini vurguluyor.

Yorumlar (0)