reklam
Gazete Kritik Gündem Sözcü TV'ye 10 gün yayın yasağı: Basın özgürlüğüne saldırı uyarısı yapıldı

Sözcü TV'ye 10 gün yayın yasağı: Basın özgürlüğüne saldırı uyarısı yapıldı

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu, Sözcü TV’nin yayınlarını 10 gün durdurdu. RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, bu durumu basın özgürlüğüne saldırı olarak değerlendirirken, medya üzerindeki baskıların arttığını ve çok sesliliğin tehdit altında olduğunu vurguladı.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Sözcü TV'nin yayınlarını 10 gün süreyle durdurma kararı aldı. Bu durum, RTÜK Üyesi İlhan Taşcı'nın açıklamalarıyla birlikte medya dünyasında geniş yankı buldu. Taşcı, bu kararın aslında basın özgürlüğüne ve gerçek bilgilere saldırı olduğunu vurguladı. "Sözcü TV karartılmış gibi görünse de gerçekte karartılan şey basın özgürlüğü" dedi.

RTÜK Üyesi İlhan Taşcı, sosyal medya platformlarında yaptığı bir paylaşımında, alınan kararların ardındaki politikaları eleştirdi. "Hedef, çok kanallı ama tek sesli bir medya oluşturmak" ifadesini kullanan Taşcı, kararın arka planında yatan niyetin, alternatif seslerin bastırılması olduğunu öne sürdü. RTÜK'ün çoğunlukla aldığı bu tür kararların, toplumun güvenilir bilgiye ulaşımını engellediğini dile getirdi. Taşcı, izleyicilerin süreç boyunca karartılmış bir ekranla karşılaşacağını belirtti ve bu durumun kabul edilemez olduğunu vurguladı.

Sözcü TV, 1 Nisan 2026 tarihine kadar benzer bir ceza alması durumunda lisansının iptal edilerek tamamen karartılması tehlikesiyle karşı karşıya. Bu durumda, medyanın kamuya ulaşımında önemli bir kaynağın yok olma riski doğuyor. Taşcı, toplumda bu tür baskıcı uygulamaların artmasının, bağımsız basın kuruluşlarının varlığını tehdit ettiğine dikkat çekti. Ayrıca bu kararın, medya alanında çok sesliliğin ortadan kalkmasına neden olabileceğini belirtti. Bu tür kararların, toplumun çeşitli kesimlerinde büyük infial yarattığını ifade eden Taşcı, basın özgürlüğünün korunması gerektiğinin altını çizdi.

Medya kuruluşlarına yönelik baskılar, son yıllarda artış göstermekte. RTÜK'ün bu tür kararları, eleştirel seslerin susturulmasına yönelik bir adım olarak değerlendiriliyor. Taşcı'nın ifadeleri, bu durumu tersine çevirmek için yapılması gerekenlerin önemini gözler önüne serdi. Medya özgürlüğünün, demokratik bir toplumun vazgeçilmez bir unsuru olduğu konusunda hemfikir olan birçok uzman, bu tür uygulamaların toplumsal bilinç ve bilgi akışına zarar verdiğini ifade ediyor. Sonuç itibarıyla, bu şekilde devam eden uygulamalar, basının denetim ve tartışma işlevini zayıflatacaktır.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *