Seçil Erzan: Bir planım olsaydı Arda Turan'dan aldığım son parayla kaçardım
İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen dolandırıcılık davasının tutuklu baş sanığı Seçil Erzan'ı, tutuklu bulunduğu cezaevinde ziyaret eden ilk avukat izlenimlerini anlattı. Erzan'ın dolandırıcı mantığıyla hareket ettiğini düşünmediğini belirten avukat, Erzan'ın, kendisine "Eğer bir planım olsaydı Arda Turan’dan aldığım son parayla kaçardım, kimse de beni bulamazdı" dediğini aktardı.
Yüksek kâr vaadiyle aralarında ünlü futbolcuların da olduğu çok sayıda kişiyi 'gizli bir fona' para yatırmalarını söyleyerek dolandırdığı öne sürülen Denizbank Şube Müdürü Seçil Erzan'ı cezaevinde ziyaret eden ilk avukat konuştu.
Seçil Erzan, 11 Nisan’da tutuklanarak Bakırköy Kadın Cezaevi’ne gönderildikten kısa süre sonra koğuş arkadaşlarının önerisiyle bulduğu avukatı tarafından ziyaret edildiği ortaya çıktı. Hürriyet'in ulaştığı avukat, Erzan'la 1 saatten fazla görüştüklerini söyledi.
"DOLANDIRICI MANTIĞIYLA HAREKET ETTİĞİNİ SANMIYORUM"
Avukat, Erzan’ın o görüşmede kendisine söylediklerini ve kendi izlenimlerini şöyle anlattı:
“Üzerinde hâlâ tutuklandığı zamandan kalan kıyafetler vardı. Ayakkabıları şıktı. Yorgun ve şaşkın görünüyordu. Şok halindeydi diyebilirim. Çok dolandırıcılık davasına baktım, tecrübeliyim. Bu kadının profesyonel bir dolandırıcı mantığıyla hareket ettiğini sanmıyorum. Anlattıklarına bakılırsa da bir sarmala girmiş, etrafındakilere para kazandırmış.
'PLAN YAPACAK VAKTİM YOKTU'
Tıkanacağı belli olan bu süreci neden devam ettirdiğini sordum. Bana ‘Artık sürecin nerede sona ereceğinin derdinde değildim, anı kurtarmaya çalışıyordum. O kadar kendimi kaybetmiştim ki açığı kapatmak için elimden geleni yaptım. Çarkı döndürmeye o yüzden devam ettim. İlk para aldıklarım da sürekli sıkıştırıyor, para alıyordu. Akrabalarım da dahil. Para yetiştirmeye çalıştım.
Plan yapacak çok vaktim ve enerjim yoktu. Eğer bir planım olsaydı Arda Turan’dan aldığım son parayla kaçardım, kimse de beni bulamazdı. Hep sarmalın içindeydim. Sadece bu süreçte üstüm başım, kıyafetim ve diğer gündelik lüksüm vardı. Kendime harcadığım tek para Bozcaada’daki eve harcadığım 500 bin dolar. Gerisi hep sarmalın içinde.”