reklam
Gazete Kritik Gündem Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe: Erdoğan’ın diyalog çağrısı adalet talebini gölgede bırakıyor

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe: Erdoğan’ın diyalog çağrısı adalet talebini gölgede bırakıyor

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Başkanı Cuma Erçe, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Alevi toplumuna yönelik diyalog çağrısını eleştirerek, geçmişteki Alevi Açılımı sürecinin başarısızlığını ve devletin adalet talebine duyarsızlığını vurguladı. Madımak Katliamı'nın unutulmamasının önemine dikkat çekti.

Pir Sultan Abdal Kültür Derneği Genel Başkanı Cuma Erçe, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Alevi toplumuna yönelik diyalog çağrısına yanıt verdi. Erçe, Erdoğan’ın katıldığı toplantıda söylediği ifadeleri değerlendirirken, Madımak Katliamı’nı hatırlatarak önemli eleştirilerde bulundu. Erçe, daha önceki Alevi Açılımı sürecinin dolandırıcılıkla sonuçlandığını ve devletin Alevi kurumlarıyla kurduğu ilişkilerin güvenilir olmadığını ifade etti. Olayların geçmişine ışık tutarak, "Madımak Oteli’ne neden ‘Utanç Müzesi’ yazmaktan kaçınıldı?" sorusunu gündeme getirdi ve mevcut durumu kınadı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, partisinin 32. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı'nde yaptığı konuşmada, Türkiye'nin terörizme karşı yürüttüğü mücadelede kazandığı başarıları vurgulayarak, Alevi toplumuna yönelik söylemler de dahil olmak üzere birlik ve beraberlik mesajları verdi. "Alevi kardeşim, sorunun mu var? Diyalogla çözeceğiz." şeklindeki ifadeleri dikkat çekti. Bu sözlerin ardından Cuma Erçe, Erdoğan'ın Alevi toplumu ile kurmaya çalıştığı iletişimin daha önceki süreçlerde nasıl sonuçlandığına dikkat çekti. 2009-2010 yılları arasında yaşanan Alevi Açılımı sürecini hatırlatan Erçe, geçmişte yapılan çalışmaların somut sonuçlar vermediğini ve Alevi camiasının yıllardır adalet talep ettiğini belirtti. Erçe, devletin bu konuya gereken duyarlılığı göstermediğini savundu.

Madımak Katliamı ve Adalet Talebi

Cuma Erçe, 2 Temmuz 1993'teki Sivas Madımak Katliamı'nın 32. yıldönümünde, bu trajedinin üzerinden geçen yıllar içinde Alevi toplumunun adalet talebinin hala karşılık bulmadığını ifade etti. Erçe, Madımak Oteli'nin ‘Utanç Müzesi’ olarak anılması gerektiğini dile getirerek, otelde bu amaçla bir tabela asmanın özellikle de zor olmadığını vurguladı. Üzerinden geçen yıllara rağmen katillerin hala serbest kalmasının kabul edilemeyeceğini belirten Erçe, katillerin nerede olduğunun bilinmediğini, bu durumun devlet tarafından sahiplenildiğini eleştirdi. Alevilerin yıllardır temel taleplerinin görmezden gelindiğini dile getirirken, Erdoğan'ın diyalog çağrısının inandırıcı olmadığını dikkate aldı.

Erçe, son dönemde hükümetin Alevi toplumu ile diyalog kurmak istediğine dair açıklamalarını geniş bir perspektiften değerlendirerek, bunların çoğunun sadece birer şov niteliği taşıdığını öne sürdü. Alevi sivil toplumu yıllardır direnç göstererek hak ve adalet arayışını sürdürmüşken, hükümetin bu konulardaki tutarsızlıklarını eleştirdi. Erçe, özellikle zorunlu din derslerinin kaygı verici bir şekilde artmasının hükümetin sorumluluğunda olduğunu vurguladı. Hükümetin Alevi toplumu ile kurmaya çalıştığı ilişkiden ziyade, asıl önceliğin adalet talebi olduğunu belirtti.

Cuma Erçe, AK Parti'nin üst düzey yöneticileri ile yaptığı görüşmelerde, Alevi toplumu için önemli bir konu olan "Alevi Soykırımı"na dikkat çekmek amacıyla insanlı yardım koridoru talep ettiklerini ifade etti. Ancak, bu talebin bakanlıklar tarafından dikkate alınmadığını, resmi randevu taleplerine yanıt verilmediğini belirtti. Özellikle Hacı Bektaş dergahındaki anma etkinliklerinin önemi üzerine de düşünen Erçe, bu dergahın Aleviler için sembolik bir anlam taşıdığını vurguladı. Devletin Alevi kurumlarıyla kurduğu ilişkilerin, Alevi toplumu için yeterince güvenilir olmadığını ifade ederken, bu durumun kabul edilemez olduğunu savundu.

Erçe, devletin yanında yer alan bazı Alevi kurumlarının, kendileriyle iş birliği yapmaya çalıştığına dikkat çekti. Bu durumda, kendilerinin bu sürece katılım sağlamayacaklarını vurgulayan Erçe, sadece iktidarla iş birliği yapan kurumların Alevi toplumunu temsil edemeyeceğini belirtti. Bu ifadeler, devletin Alevi toplumu ile yürütmeyi planladığı diyalog sürecinin nasıl bir temele oturtulacağına ilişkin ciddi soru işaretleri oluşturdu. Erçe, Alevi kurumların gerçek ihtiyaçları ile devletin sunduğu çözümler arasında büyük bir uçurum bulunduğunun altını çizdi. Bu, Alevi toplumunun adalet ve hak arayışındaki mücadelesinin süreceği anlamına geliyor.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *