OYA ERSOY:" Gülşen değil, tutuklama kararı halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik etmektedir"

Gülşen’e verilen ceza hukuk ve adil yargılama hakkının olmadığının sonucudur!

Ersoy;”Sahnede giydiği kıyafetleri üzerinden uzun süredir dinci-gerici çevrelerce sık sık hedef alınan şarkıcı Gülşen’in nisan ayında verdiği bir konserde sarf ettiği sözlerin sosyal medyaya düşmesinin ardından hedef gösterilerek hakkında bir linç kampanyası başlatıldığını söyleyerek talimatla gözaltına alındığını ve savcılık işlemlerinin ardından Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hâkimliğine sevk edilerek Nöbetçi İstanbul Sulh Ceza Hakimliğince, sanatçının "halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrik" suçundan tutuklandığını” söyledi.

Gerici din adamlarının hedefinde olan Gülşen’in tutuklanması kimin çıkarı için!

Özellikle sanatçı Gülşen’in uzun zamandır gerici din adamlarının hedefinde olup gerek yazılı basında gerekse sosyal medyada hedef gösterildiğini dile getiren Ersoy;” LGBT’li bireylerin haklarını konserlerinde dile getirdiği için gerici basın tarafından sık sık kendisine “sapık” ifadeleri kullanılarak konserleri iptal edilmeye çalışılmıştır.  Bunun yanı sıra sahne kıyafetleri nedeni ile de kadın bedeni ve kadın kimliği üzerinden de uzun zamandır kendisine yönelik bir organize saldırının olduğu peş peşe çıkan haberlerde yer almaktadır” ifadesini kullandı.

TCK 216 sosyal medyada her gün kadınları hedef alanlar için uygulanmıyor

Ersoy;” Gerek sosyal medyada gerekse günlük hayatta iktidarın düşünce ve siyasi söylemlerinin aksini söyleyen ve ifade eden kişilere yönelik linç girişimleri, tehdit ve saldırılar gerçekleşmektedir. Ancak TCK’nın 216 maddesi uygulanmamaktadır. Gülşen, ifadeleri nedeniyle iktidar başta olmak üzere özellikle her vaazında kadınların giyimlerini kastederek “sokaklar kasap dükkânı gibi” ifadeleri ile hemen hemen her gün kadınları hedef alan Halil Konakçı, “namaz kılmayan öldürülebilir” diyen Ebubekir Sifil gibi açıktan “Halkı Kin ve Düşmanlığa Tahrik Etme” fiileri olmasına rağmen haklarında herhangi bir işlem yapılmamıştır” dedi.

Yapılan espri niteliği taşıyan konuşma tutuklama gerekçesi oluşturmaz!

Son olarak Ersoy; “İsmi İmam Hatip olan bir okulla ilgili espri niteliği taşıyan bir konuşmada halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama sonucu çıkarılarak tutuklanan sanatçı Gülşen’e verilmek istenen ceza uzun yıllardır gerici ve cinsiyetçi saldırılara boyun eğmeyen bir kadının cezalandırılmasına yöneliktir” dedi.

Ersoy, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’a şu soruları yöneltti;

1.         Sanatçı Gülşen’in yapmış olduğu açıklama, Türkiye de nasıl bir ayrıştırmaya neden olmuştur. Bu açıklama halkı kin ve nefrete boğarak TCK 216. Maddenin uygulanmasının gerekçesini oluşturmakta mıdır?

2.         “Sokaklar kasap dükkânı gibi” ifadeleri ile hemen hemen her gün kadınları hedef alan Halil Konakçı ile “namaz kılmayan öldürülebilir” diyen Ebubekir Sifil hakkında neden TCK 216 uygulanmamıştır?

3.         TCK 216. Maddesi özellikle, bu ülkede dinci-gerici söylemlerle nasıl yaşayacağına, giyineceğine, oturup kalkacağına, kaç çocuk doğuracağına kadar hayatlarına müdahale edilmesine karşı duran kadınlar için mi uygulanmaktadır?

4.         Şu ana kadar Gülşen ve birçok kadın sanatçıya yönelik cinsiyetçi söylemler üzerinden saldıran tehdit eden kaç kişi hakkında soruşturma başlatılmıştır? Saldıran kişiler hakkında halkı kin ve düşmanlığa iterek toplumsal barışı ve bir arada yaşamanın önüne geçen nefret suçu işliyor gerekçesi ile işlem başlatılmış mıdır?

5.         Adalet Bakanlığı olarak, herkes tarafından tanınan ve yurtdışına kaçma şüphesi olmayan sanatçı Gülşen hakkında verilen tutuklama kararında; tutuklamanın tedbir olmaktan çıkıp cezalandırma amacıyla yapıldığı açık değil midir?